Gazetemizin hasbel kader köşe yazarı olarak
İstanbul’da ikamet etmem nedeni ile, bazı konulara yakinen şahit olmakta ve
kalemimiz elverdiği sürece okuyucularımız ile paylaşmaktayız. Bu konulardan
birisi de Türkiye’de gündem oluşturan İlaç sektörü ile yaşananlardır. Bilindiği
üzere ilaç sektöründe yerli ve yabancı pek çok üretim tesisi faaliyet
göstermektedir. İlaç sektörü pazarında ise en önemli yeri SGK almaktadır.
Kişi olarak devlet kurumlarındaki yolsuzluklar ile
ilgili hassasiyetimi bilen işyerime ve evime çok yakın konumdaki Göztepe SSK
bünyesinde çalışan bir dostum geçen yılın başlarında “ağabey biliyorsun ben
Göztepe SSK’nın ambarlarında çalışıyorum. Hergün depolarımızdan bir iki kamyon
malzeme çıkıyor, nereye gidiyor ne oluyor bilemiyoruz” demişti.
Aradan yaklaşık 4-5 ay geçti Göztepe SSK depolarına
baskın yapıldı ve sonrasında çok önemli yolsuzluklar ortaya çıktı. SSK
bünyesinde görev yapan birkaç il müdürü ve depo yetkilisi hakkında
soruşturmalar açıldı. Bilindiği üzere SSK’da yine geçtiğimiz günlerde “hurda reçete”
yolsuzluğu ortaya çıkmış ve bu metot ile de kurum bünyesindeki yolsuzluk
çarkının tüm birimleri kapladığı ortaya çıkmış idi.
Yolsuzluğu ortaya çıkaran yine kamu görevlileri
idi. Görevlerine atanır atanmaz beklide bir ihbar sonucunda ilk olarak hurda
malzemelerin atıldığı depoları incelemeye almışlardı. İlk durak ise ikamet
ettiğim ve ofisime yaklaşık 500 mt. Mesafede bulunan Göztepe SSK depoları idi. Göztepe
SSK’nın depolarını incelemeye aldıklarında 2 kamyon hurda malzemenin çıkışının
olduğu ancak karşılığında herhangi bir tahsilatın olmadığı tespit edildi. Göztepe
SSK’dan sonra İstanbul’da bulunan tüm SSK kurumlarının depolarındaki defter
kayıtları incelemeye tabi tutuldu. Sonuçta 160 kamyon hurdanın depolardan
çıktığı ancak kayıtlarda satışlarının yapıldığına ilişkin bir bilgi bulunmadığı
tespit edildi. Yani, SSK’da görev yapanlar kurumun hurdalarını satarak devleti
zarara sokmuşlardı. İşi kılıfına uydurmak için ise göstermelik ihale yaptıkları
tespit edildi. 50 kamyon hurda çıkmış ise, 10 kamyon hurda malzemenin satışını
gösterip 40 kamyon hurda bedelini ceplerine indirmişlerdi.
Kamu kurumları içinde en fazla yolsuzluğun
yaşandığı kurumların başında gelen SSK’da yaşanan skandalları önleyebilmek
gelecekte de mümkün olamayacaktır. SSK’da yaşanan gerçek yolsuzlukları tespit
edebilmenin yolu sadece depo giriş çıkışlarını kontrol ederek hurda
malzemelerin satılıp paralarının kasaya girip girmediğini tespit etmek
aysbergin sadece üstüdür.
SSK bünyesindeki suistimallerin gerçek yüzünü
görebilmek için, Türkiye’de üretim yapan yerli ve yabancı ilaç fabrikalarının
defterlerinin incelenmesi gerekir. Büyük bir ihtimalle bu firmaların en büyük
müşterisi SSK’dır. Nitekim geçtiğimiz günlerde Roche firmasının piyasaya satmış
olduğu ilaçların 3 katını SSK’ya sattığı tespit edilmiş ve 2 üst düzey
yöneticisi tutuklanmıştır.
İlaç sektörünün de elbette pek çok pazarlama
stratejileri bulunmaktadır. Pazarlama stratejilerinin başında ise, ilaç
tanıtımına değil doktor tanıtımına ağırlık vermeleri gelmektedir. Çünkü reçeteyi
yazan doktor. Doktor tanıtıldığında dolaysıyla ilacın tanıtımı da sağlanmış
olmaktadır. Ayrıca orijinal ilaç firmalarının yanı sıra oluşan ve jenerik ilaç
firmaları olarak anılan işletmelerin de pazardaki rekabeti kızıştırmaları
sonucunda doğal olarak kurum bünyelerinde “kazanç için her yol mübah”
mantalitesini doğurmaktadır.
İlaç sektörü üzerinde oynanan oyunların açılımı,
insan hayatı ile kumar oynamaktır. Son yıllarda türeyen çeşitli grip türleri,
literatüre yeni giren hastalıklar ilaç sanayinin pazarlama stratejilerinin bir
sonucu olarak hayatımızda yer alıyor veya alacak ise, insanlığın en önemli
belası olan kanser vakalarının önlenmesine yönelik bir teknoloji bugüne kadar
üretilemiyor ise bir şeyleri sorgulamak gerekir.
Bu nedene SSK kurumlarında yaşanan birkaç münferit
olayları küçümsemek, hurda satışı veya bir başka göstermelik yolsuzluk
hadiseleri ile örtbas etmemek gerekir. Çünkü tezgah ilaç sektöründe
dönmektedir. Bu sektörün de direkt olarak muhatabı insan sağlığı ve hayatı
olduğu için “her yol mübah” mantalitesinin en son hakim olduğu sahalar
olmalıdır.
/Süleyman
SALUR
16 Şubat 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder