Türkiye’nin çözümlenememiş en önemli
sıkıntılarından birisi de sağlıklı ve güvenli ulaşım konusudur. Yolların
yetersizliği, yoğun trafik ve diğer olumsuzluklar sonucu her yıl binlerce
vatandaşımız ölüyor ya da sakat kalıyor. Bu arada, ekonomik kayıpların miktarı
ise milyonlarla, trilyonlarla ifade ediliyor.
Gerçekten trafiğe çözüm isteyenler için bir proje
sunalım: Ring Sistem ve Raylı Ring Sistem. Bu sistem, şehir içindeki metro,
hafif metro; deniz, kara, hava ulaşımıyla bağlantılı olarak, özellikle İstanbul
bölgesindeki yoğunlaşmayı ve sıkışıklığı çevreye yayılarak azaltmayı da
amaçlamaktadır.
Kara yolu ulaşımı yanı sıra aynı zamanda mutlaka,
Raylı sistem de oluşturulması düşünülen ringler; çağdaş, güvenli, sürekli,
süratli ve ekonomik olarak toplu ulaşımın gerçekleşmesine imkan verecektir. Bu
ringleri şöyle sıralayabiliriz:
Boğaziçi Ringi; Sarayburnu-Üsküdar arasında yer
alan tüp geçit ile İstanbul Boğazı’nın dördüncü defa geçileceği,
Garipçe-Poyrazköy arasında inşa edilmesiyle, Boğaz köprüsü aynı zamanda raylı
geçişe imkan vererek, Boğaz’ın her iki tarafına inşa edicek raylı sistemin bir
ring oluşturmasını sağlayacaktır. Raylı ring sistemin, Boğaziçi Ringi’ni
oluşturacak bu bölüm, birbirine karşılıklı seferlerin yapıldığı ve bir saatin
altında bir zamanda bir ring seferin tamamlandığı, yolculara; süratli,
konforlu, çağdaş bir toplu ulaşım imkanı sağlayacaktır.
Aynı zamanda, Boğaz’ın, 4. Defa geçileceği 3. Boğaz
köprüsü sayesinde şehirlerarası trafik tamamen şehir dışına kaydırılmış
olacaktır.
Trakya Ringi; Boğaziçi Ringi ile bağlantılı olarak,
Marmara sahili-Saros Körfezi-Meriç nehrine paralel Keşan üzerinden Edirne ve
Kırklareli üzerinden Karadeniz sahilinden İstanbul Boğaziçi Ringi’ne
bağlanacaktır. Büyük İstanbul Otogar’ı ile de bağlantılı olacak bu ring,
birbirine karşılıklı seferlerle Trakya’nın en uzak yerinden İstanbul’a 1
saatlik bir zaman içerisinde ulaşabilecektir.
Bu ring sayesinde, Marmara sahilindeki birçok
yazlık meskene, ulaşım kolaylaştığı için yaz-kış oturulabilir duruma
gelecektir. Özellikle 4. Dereceden deprem kuşağında yer alan Kırklareli ilimiz
ağırlıklı olmak üzere Trakya’nın Karadeniz’e doğru uzanan kuzey bölümü
yapılaşmaya açılabilecek ve İstanbul’daki yerleşim yoğunluğu bu bölgeye doğru
yayılarak deprem açısından da güvenli olan bu bölgeler iskana açılmış
olacaktır. Böylece İstanbul, bütün
Trakya bölgesine yayılma imkanı elde edecek; hem insanlar sıkışık ortamdan,
beton yığınlarından kurtulup doğayla içice yaşama imkanı bulabilecek ve hem de
yoğunluğun getirmiş olduğu yüksek deprem riski, yangın, sel, su taşkınları,
gürültü vb. riskler azamiye indirilmiş olacaktır.
Marmara Ringi; İstanbul Boğazı tüp geçişini ve
Çanakkale Boğazı, Çanakkale-Eceabat arasında inşa edilecek ve aynı zamanda
raylı geçişe de imkan verecek köprüyü kullanarak Marmara Denizi’ni çepeçevre
dolaşacaktır. Böylece Marmara Denizi çevresi çağdaş, güvenli ve sürekli bir ulaşım
imkanına kavuşurken, turizm açısından da büyük imkanlar ortaya koyacaktır. Aynı
zamanda Marmara denizi çevresini İstanbul’un hinterlantı içerisine alacaktır.
Yine bu ring de, İstanbul’daki yoğunluğun yayılmasına ortam hazırlarken,
Çanakkale Boğazı’na inşa edilecek köprüyle Ege ve Anadolu’ya Trakya’dan
İstanbul’un dışında kara ve demiryolu bağlantısı sağlanmış olacaktır ki, bu da
İstanbul’daki transit trafiği önemli ölçüde rahatlatacaktır.
Karadeniz Ringi; Karadeniz sahilini çepeçevre
dolaşan uluslararası bir yapıyı oluşturacaktır.
Bu ring, Karadeniz’i; bir barış, bir ticaret ve bir turizm denizi haline
getirecektir. Dolayısıyla, Karadeniz kıyısında yer alan ülkeler, şehirler,
yerleşimler bu ring sayesinde her mevsim çağdaş, güvenli, sürekli ve süratli
bir ulaşım imkanına sahip olacaklardır ki; bu da, kendilerine büyük ekonomik
katkılar sağlayacaktır.
Türkiye’nin Ufkunu
Açacak
Bu sistem Türkiye’nin diğer bölgeleri içinde
çeşitli şekilde geliştirilerek uygulanabilir. Çağdaş güvenli, süratli ve
ekonomik olan bu ulaşım sistemi, Türkiye’yi büyük mal ve can kaybından
kurtaracaktır. Yatırım için mutlaka ciddi kaynaklara ihtiyaç vardır. Ancak,
insan hayatı parayla satın alınamaz. Hem bir kere raylı sistemi inşa
ettiğinizde, karayolları gibi fazla bir bakım maliyeti gerektirmeyecek ve hem
de işletmeciliği daha ucuza gelecektir.
Bütün bu sistemler, yurdumuzda kurulacak rüzgar
santrallerinden düzenli ve sürekli bir şekilde elde edilebilecek elektrik
enerjisiyle çalıştırılabilme imkanına sahiptir. Dolayısıyla, dışa bağımlı
olduğumuz ve milyarlarca dolar ödediğimiz petrol giderlerimiz önemli ölçüde
azalacaktır.
Bu proje
turizmi geliştirerek ekonomik canlanmaya katkı sağlayacaktır.
Özellikle, İstanbul’daki çarpık yerleşimin düzenli
yerleşime geçmesine ortam hazırlayacaktır. Bu ringler çevresinde oluşacak yeni
yerleşimlerin planlı bir şekilde oluşması sağlanabilecektir. İnsanlarımız böylece daha sağlıklı yaşama
ortamına sahip olabileceklerdir.
Memleketimizin kaynaklarının, potansiyellerinin
daha büyük oranlarda değerlendirilmesine ortam hazırlayacaktır.
Sonuçta maliyeti ve inşa süresi her ne olursa olsun
Türkiye’nin ufkunu açacak, Türkiye’yi yeni ufuklara taşıyacak bu ve benzeri
projelerin gündeme alınması, insanımıza ayrıca bir moral ve sevinç verecektir
de…
/Remzi KOZAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder