11 Şubat 2014 Salı

Samsundan Dubai Öyküleri


Sağlıkta özelleştirme, küreselleşme,  sermayenin sağlık alanında sınırsız dolaşımı ve yüksek kar oranı, uluslararası emek sömürüsü hızla artmaya devam etmektedir.

Dün Samsun yerel basınında çıkan haber:**
 ‘’Sağlık alanında yapılan kamu ve özel yatırımlarla büyük bir potansiyele kavuşan Samsun, “Sağlık Kenti” olma vizyonuna yeni bir açılım kazandırmanın hazırlıklarını yapıyor. Dünyadaki tek Sağlık Serbest Bölgesi Projesine ev sahipliği yapan Dubai modeli baz alınarak, Samsun’a bir Sağlık Serbest Bölge kazandırılması için ilk adım atıldı.’’

Dubai Modeli Sağlık Serbest Bölgesi
Toplantının bileşenleri kimler:
Samsun Valiliği,
Samsun il Özel İdaresi,
Sağlık Kenti Samsun Derneği
Samsun’daki özel sağlık İşletmeleri
Samsun Sağlık Müdürlüğü
Mediküm-Samsun Medikal Kümelenme Derneği
Samsun Valiliği Arge Daire Başkanlığı
Bu bileşenler,  hedeflerini ise Samsun’a kazandırılacak bir Sağlık Serbest Bölgenin avantajıyla, bu paydan %10’la 30 Milyar Euro olarak açıklıyorlar.
Dubai, dünyanın ilk sağlık serbest bölgesidir; sağlık hizmetleri, sağlık eğitimi ve Orta Doğu yaşam bilimi AR&GE çalışmaları için bölgesel bir merkez olarak geliştirilmiştir. Sağlığın piyasaya sınırsız açıldığı ilk yerdir.

Bakanlık ülkenin sağlık alanında bölgesel bir cazibe merkezi haline getirilmesi, yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji girişinin hızlandırılması amacıyla bu projeleri sermaye sahipleri birlikte üretiyor. Sağlık alanına yabancı sermaye girişindeki hızı 2010 da en yüksek ülke Türkiye. Burada bir hız eksikliği mi vardır?  Tıbbi teknoloji giriş hızında bir eksiklik mi vardır?”

Türkiye’nin ilaç alanında dünyada 13. büyük pazar olduğunu, 2020 itibarıyla 10. büyük pazar olmasının hedeflenmektedir. Bunun içinde Serbest Bölgelere ihtiyaç var. Sermaye ye bu da yetmemektedir Çünkü olabilen en olağanüstü hızla, Türkiye’yi, bir biçimde sağlık alanını ve Türkiye’de yaşayan insanların hayatını birilerine sunmak durumundalar. O nedenle henüz kapsamını net bilmediğimiz bir 2 Kasım tarihli kararnamenin ikinci maddesi de‘Serbest bölgelerde verilecek sağlık hizmetlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.’ Denmektedir.
Sizce sağlık hizmetlerinin usul ve esası bölgeden bölgeye değişebilir mi? Ne değişecek sağlık hizmeti açısından?

Anlaşıldığı kadarıyla değişecek usul ve esas; kar meselesi, Değişecek usul ve esas; girişim koşullarının keyfiyeti… Samsun’da Dubai olacak. İzmir’de Brüksel olacak, Malatya’da uluslar arası şu olacak. Vb

Şu anda Türkiye’nin toplam 74 milyonluk pazarının ötesinde hiçbir kural tanımayan usul ve esaslardan muhtemelen bahsediyorlar. Sağlık alanının bir yandan kamu hastane birlikleri kurumu aracılığıyla özerkleştirilmesi ve kamunun tasfiyesi, diğer yandan sağlık serbest bölgeleri, öbür taraftan uluslararası sağlık sektörünün bankacılık benzeri ortaklıkları, sağlık kampusları, artan özelleştirme girişimleri, kamu-özel ortaklığı ile Pazar haline getirilişini bu ülke insanı izliyor. Sağlık Kenti, Sağlık Serbest Bölgeleri, Sağlık Turizmi, Sağlıkta kamu-özel ortaklığı terimleri neoliberal sistemin sağlığı tamamen piyasalaştırılması kavramlarıdır.  Sağlıkta uluslararası tekeller, bu yönetimler ve politik erk tarafından dayatılıyor. Bu kavramların hiç birisinin sermaye sahiplerine katkısından başka, Lâdikli, Atakumlu, Termeli, Kavaklı, Vezirköprülü halkın sağlığına katkısı yoktur.
Bilakis artan cepten ödemeler şeklinde halka yansıması, sağlık hizmetleri sadece tedavi edici pahalı hizmetlerin öncelenmesi şeklinde birçok olumsuz etkisi de olmaktadır ve bu artarak devam edecektir.
  …
Samsun halkının ücretsiz, kamucu, eşit, ulaşabilir, nitelikli, kapsayıcı, insancıl, koruyucu, sağlığın yoksulluk, işsizlik gibi sosyal belirleyicilerini de içeren sağlık anlayışına ihtiyacı vardır.
 Dubai masallarına değil.

/Cem ŞAHAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder