Sağlıkta özelleştirme, küreselleşme, sermayenin sağlık alanında sınırsız dolaşımı ve
yüksek kar oranı, uluslararası emek sömürüsü hızla artmaya devam etmektedir.
Dün Samsun yerel basınında çıkan haber:**
‘’Sağlık
alanında yapılan kamu ve özel yatırımlarla büyük bir potansiyele kavuşan
Samsun, “Sağlık Kenti” olma vizyonuna yeni bir açılım kazandırmanın
hazırlıklarını yapıyor. Dünyadaki tek Sağlık Serbest Bölgesi Projesine ev
sahipliği yapan Dubai modeli baz alınarak, Samsun’a bir Sağlık Serbest Bölge
kazandırılması için ilk adım atıldı.’’
Dubai Modeli Sağlık Serbest Bölgesi
Toplantının bileşenleri kimler:
Samsun Valiliği,
Samsun il Özel İdaresi,
Sağlık Kenti Samsun Derneği
Samsun’daki özel sağlık İşletmeleri
Samsun Sağlık Müdürlüğü
Mediküm-Samsun Medikal Kümelenme Derneği
Samsun Valiliği Arge Daire Başkanlığı
Bu bileşenler,
hedeflerini ise Samsun’a kazandırılacak bir Sağlık Serbest Bölgenin
avantajıyla, bu paydan %10’la 30 Milyar Euro olarak açıklıyorlar.
…
Dubai, dünyanın ilk sağlık serbest bölgesidir;
sağlık hizmetleri, sağlık eğitimi ve Orta Doğu yaşam bilimi AR&GE çalışmaları
için bölgesel bir merkez olarak geliştirilmiştir. Sağlığın piyasaya sınırsız açıldığı
ilk yerdir.
Bakanlık ülkenin sağlık alanında bölgesel bir
cazibe merkezi haline getirilmesi, yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji
girişinin hızlandırılması amacıyla bu projeleri sermaye sahipleri birlikte
üretiyor. Sağlık alanına yabancı sermaye girişindeki hızı 2010 da en yüksek ülke
Türkiye. Burada bir hız eksikliği mi vardır? Tıbbi teknoloji giriş hızında bir eksiklik mi
vardır?”
Türkiye’nin ilaç alanında dünyada 13. büyük pazar
olduğunu, 2020 itibarıyla 10. büyük pazar olmasının hedeflenmektedir. Bunun içinde
Serbest Bölgelere ihtiyaç var. Sermaye ye bu da yetmemektedir Çünkü olabilen en
olağanüstü hızla, Türkiye’yi, bir biçimde sağlık alanını ve Türkiye’de yaşayan
insanların hayatını birilerine sunmak durumundalar. O nedenle henüz kapsamını
net bilmediğimiz bir 2 Kasım tarihli kararnamenin ikinci maddesi de‘Serbest
bölgelerde verilecek sağlık hizmetlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça
belirlenir.’ Denmektedir.
Sizce sağlık hizmetlerinin usul ve esası bölgeden
bölgeye değişebilir mi? Ne değişecek sağlık hizmeti açısından?
Anlaşıldığı kadarıyla değişecek usul ve esas; kar
meselesi, Değişecek usul ve esas; girişim koşullarının keyfiyeti… Samsun’da Dubai
olacak. İzmir’de Brüksel olacak, Malatya’da uluslar arası şu olacak. Vb
Şu anda Türkiye’nin toplam 74 milyonluk pazarının
ötesinde hiçbir kural tanımayan usul ve esaslardan muhtemelen bahsediyorlar. Sağlık
alanının bir yandan kamu hastane birlikleri kurumu aracılığıyla özerkleştirilmesi
ve kamunun tasfiyesi, diğer yandan sağlık serbest bölgeleri, öbür taraftan uluslararası
sağlık sektörünün bankacılık benzeri ortaklıkları, sağlık kampusları, artan özelleştirme
girişimleri, kamu-özel ortaklığı ile Pazar haline getirilişini bu ülke insanı
izliyor. Sağlık Kenti, Sağlık Serbest Bölgeleri, Sağlık Turizmi, Sağlıkta kamu-özel
ortaklığı terimleri neoliberal sistemin sağlığı tamamen piyasalaştırılması
kavramlarıdır. Sağlıkta uluslararası
tekeller, bu yönetimler ve politik erk tarafından dayatılıyor. Bu kavramların hiç
birisinin sermaye sahiplerine katkısından başka, Lâdikli, Atakumlu, Termeli,
Kavaklı, Vezirköprülü halkın sağlığına katkısı yoktur.
Bilakis artan cepten ödemeler şeklinde halka
yansıması, sağlık hizmetleri sadece tedavi edici pahalı hizmetlerin öncelenmesi
şeklinde birçok olumsuz etkisi de olmaktadır ve bu artarak devam edecektir.
…
Samsun halkının ücretsiz, kamucu, eşit, ulaşabilir,
nitelikli, kapsayıcı, insancıl, koruyucu, sağlığın yoksulluk, işsizlik gibi sosyal
belirleyicilerini de içeren sağlık anlayışına ihtiyacı vardır.
Dubai masallarına
değil.
/Cem
ŞAHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder