Yerel
basını son 5
yıldır takip ediyorum.
Bu şehir adına insana
ve topluma ait
bilimsel ve sosyolojik
çalışımları izlemeye çalışıyorum.
2006-2010 döneminde kent
hekim örgütünde çalışırken,
sağlığın sosyal belirleyicileri olan
işsizlik, yoksulluk, suç, şiddet
konularında öneriler ve
raporlar hazırlamıştık.
Sık sık bu kentin
sosyal risk profilinin, yoksulluk profilinin, öteki ve engelli sosyal
durum analizinin yapılması gerektiği
üzerine
görüşlerimi/görüşlerimizi
kamuoyu ile paylaşmıştım.
Bu
kentte şiddeti, suçu önlemenin
temel belirleyicisi, suçun nedenseli
üzerine kafa yormaktır. Sonra bir projenin
haberini aldım.
Kentsel yönetimin,
sosyal bilimlerden beslenmesi, kent politikalarının kent
yaşamının analiz ve
ihtiyaçlarından şekillenmesi,
bizim gibi kamuyönetimsel erkin, politik erkin
baskısı altında olduğu
ülkelerde zordur. Bu
çalışma değerli bir
çalışma olacaktır/olmalıdır diye
düşündüm.
SAMSUN
SOSYAL RİSK HARİTASI.
Bu
çalışma hakkında bilgim,
medya haberlerinden öte
değil. Bugün çalışmanın
bileşenlerinden, bana
ulaştırmayı uygun görürlerse
bu çalışmanın dökümanlarını
talep edeceğim.
Ama
SOSYAL RSİK HARİTASInın
toplumsal suçu analiz
etmede ne kadar
önemli olduğunu bilmekteydim.
Bu konuda bilimsel
yazılıp, çizilenleri de
takip etmeye çalışıyorum.
Haber şöyle:
Samsun`da Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA)
tarafından desteklenen, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Milli
Eğitim Müdürlüğü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından ortak yürütülen
Samsun İlinin Sosyal Risk Haritasının Oluşturulması Projesi`nin (SORHOP)
tanıtımı yapıldı.
Proje
bileşenleri amaçlarını şöyle
açıklıyorlar:
‘’Genel amacımız, Samsun genelinde sosyal risklerin
tespit edilerek önlenmesi, acil tedbirlerin alınması ve kalkınmanın sağlanması.
Ekonomik ve sosyal kalkınma ya da yaşam standardını iyi bir seviyeye çıkartmak
sadece eğitimin yüksek tutulmasıyla, işgücü ile değil tüm alanlarda belli bir
standardın yakalanmasıyla mümkün olacaktır. Risk durumuna düşmüş grupların da
genel gruba katılmasıyla genel bir yükselmeyle sosyal, ekonomik bir kalkınma
sağlanabilir. Projenin özeldeki amacı suça yönelmiş çocukların tespiti, yönelme
nedenleri bunlara yönelik tüm kurumların katılımıyla gerçekçi çalışmaların
yapılması. Sonuç ortaya çıktıktan sonra bize bir çözüm getirmeyecek. Sonuç
ortaya çıkmadan önce eğer çocuğun eğitim, sağlık durumunu, aile içi
ilişkilerini, çevre, arkadaş durumunu kontrol altına almadığımız sürece
gerçekçi bir yaklaşım, hizmet sunmuş sayılamayız’’
Amaçta, kalkınmaya bakışı, risk
gruplarının
iyileştirilmesinin temel zeminini, baktığım noktadan
uzak bulduğumu belirtmeden
edemeyeceğim. Ama beni
umutlandıran, bu çalışmadan örneğin,
Suça yönelmiş çocukların sosyal aktörlerinin
tespiti,
Yoksulluk
durumlarının analizi
Risk
düzeltilmesi gibi sonuçlara
sahip olabilme olasılığımızın yüksekliğidir.
Gerçekten
bu kentte medyasal, kamusal ve
kamu yönetimsel bileşenlerin
bu tarz çalışmalar
ile gündem oluşturması
önemlidir.
Çocuk Suçluluğunun Önlenmesine İlişkin Birleşmiş
Milletler Yönlendirici İlkeleri (Riyad İlkeleri)nin neresinde
olduğunu bu kentin
tartışabilmeliyiz örneğin,
bu çalışma sonucunda.
RİYAD
İlkelerinin Eğtim başlığını
düşünerek bitirelim bu yazımı da:
Bu
ülkenin tüm eğitim
emekçilerinin GREV etkinliğinde
olduğu bir zaman diliminde, eğitimin ne
olduğu üzerine de bir kaç kelime
söylemiş oluruz:
*Devlet tüm gençlerin resmî eğitime alınmalarını
sağlamak yükümlülüğü altındadır.
*Eğitim sistemleri öğretim ve meslekî formasyon
verme ötesinde, özellikle şu noktalara kendilerini adamalıdır:
(a) Çocuğa temel değerleri ve kendisine ait
kültürel kimlik ve geleneklere, yaşadığı ülkenin değerlerine, kendi tarihinin
değişik uygarlıklarına kendi uygarlığından farklı diğer uygarlıklara, insan
hakları ile temel özgürlüklere saygı tavrı kazandırma;(b) Gençlerin
kişilikleri, zihinsel ve bedensel yetenek ve eğilimleri doğrultusunda tanım
olarak kendilerini gerçekleştirmelerini sağlama;(c) Eğitim sürecini gençlere
bilgi dikte etmekle sınırlandırmak yerine, onları etkin ve yapıcı tarza sevk
etmek;(d) Gençlerde okula ve topluma ait olma ve kimlik duygusunu geliştirecek
etkinlikleri destekleme;(e) Gençler nezdinde, değişik görüş ve düşüncelere
olduğu kadar kültür ve başka değer farklılıklarına saygı ve anlayışın
özendirilmesi;(f) Gençlere meslekî formasyon hakkında bilgi ve danışma, iş olanakları
ve meslek hakkında görüşler sağlama;(g) Gençlere manevî destek verme, onlara
psikolojik kötü muamele uygulamama;(h) Sert disiplin önlemlerinden, özellikle
fiziksel cezalardan kaçınma.
*Eğitim sistemlerinin, ana-baba, gençlerin
etkinlikleriyle ilgilenen yerel topluluk örgütlenmeleri ve kuruluşlarla
işbirliği araması gerekir.
*Gençlere ve ailelerine, hukuku olduğu kadar, yasa
karşısında haklarını ve sorumluluklarını ve evrensel değerler sistemini,
özellikle Birleşmiş Milletler Belgeleri’ni tanıtmak gerekir.
*Eğitim sistemlerinin özellikle ilgi odağı
“toplumsal tehlike” durumundaki gençler olmalıdır. Bu konu üzerinde, özel
olarak uyarlanmış önleme programlarını, pedagojik yöntem ve araçları dikkatle
incelemek ve tümüyle kullanmak gerekir.
*Gençlerin alkole, uyuşturucu ilaçlara ve benzer
maddelere alıştırılmasının önlenmesi, toplu politika ve stratejilerle sürekli
olarak gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır. Öğretmenler ve diğer eğitim
görevlileri bu sorunları önleme ve çözümleme için ekipler oluşturmalıdırlar.
Okul ve üniversite topluluklarına, alkol de dahil olmak üzere uyuşturucuların
tüketimi ve kötüye kullanılması hakkında bilgiler sağlanmalıdır.
*Okul; gençler, özellikle kendilerine özgü
gereksinimleri olan kötü muamele ve eziyet gören, ihmal ve istismar edilenler
için tıbbî özen, danışma ve diğer hizmetlerin sağlanmasına yarayacak haberleşme
ve uygulama merkezî olma görevini üstlenmelidir.
*Çeşitli eğitimsel etkinlikler ile, öğretmenleri ve
diğer erginleri olduğu kadar öğrenci topluluğunu da gençlerin özellikle
yeteneksiz, sorunlu ve az gelirli gruplara ya da etnik ya da diğer azınlık
gruplarına mensup olanların sorunları, gereksinimleri ve toplu temsiller için
duyarlı kılma çabası içinde olmalıdır.
*Okul ve öğretim sistemleri, didaktik ve pedagoji
programlar, yöntem ve yaklaşımlar ve keza eleman toplama, nitelikli öğretim
görevlisi yetiştirme konularında en yüksek düzeyi ve yetkili meslekî kuruluşlar
ve kademeler aracılığı ile sürekli bir denetim ve değerlendirmenin sağlanmasını
hedeflemelidir.
*Okul, toplumdaki grupların işbirliği ile,
gençlerin ilgi alanlarına uygun program dışı etkinlikler hazırlayıp yönetmeyi
de görevleri içine almalıdır.
*Okula devam kurallarına uymakta güçlük çeken, keza
aynı nedenden öğrenimlerini terk eden çocuk ve gençlere özellikle yardımcı
olmak gerekir.
*Okul adil ve eşitliğe dayanan politikalar ve
kurallar geliştirmelidir ve öğrenciler okul politikasını, özellikle disiplin ve
karar alma politikasını belirlemekle görevli karar organlarında temsil
edilmelidir.
/Cem ŞAHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder