11 Şubat 2014 Salı

Samsun Sosyal Risk Haritası


Yerel  basını  son  5  yıldır  takip  ediyorum.  Bu  şehir  adına insana  ve  topluma  ait  bilimsel  ve  sosyolojik  çalışımları  izlemeye  çalışıyorum.  2006-2010  döneminde  kent  hekim  örgütünde  çalışırken,  sağlığın  sosyal  belirleyicileri  olan  işsizlik, yoksulluk, suç, şiddet  konularında  öneriler   ve  raporlar  hazırlamıştık.

Sık  sık  bu kentin  sosyal  risk  profilinin, yoksulluk  profilinin, öteki  ve  engelli  sosyal  durum  analizinin yapılması  gerektiği  üzerine  görüşlerimi/görüşlerimizi  kamuoyu  ile  paylaşmıştım.

Bu  kentte  şiddeti, suçu  önlemenin  temel  belirleyicisi, suçun  nedenseli  üzerine  kafa  yormaktır. Sonra  bir  projenin  haberini  aldım.

Kentsel yönetimin,  sosyal  bilimlerden  beslenmesi, kent  politikalarının  kent  yaşamının  analiz  ve  ihtiyaçlarından  şekillenmesi, bizim  gibi  kamuyönetimsel erkin, politik  erkin  baskısı  altında  olduğu  ülkelerde zordur. Bu  çalışma  değerli  bir  çalışma  olacaktır/olmalıdır  diye  düşündüm.
           

SAMSUN  SOSYAL  RİSK  HARİTASI.

Bu  çalışma  hakkında  bilgim,  medya  haberlerinden  öte  değil.  Bugün  çalışmanın  bileşenlerinden, bana  ulaştırmayı  uygun  görürlerse  bu  çalışmanın  dökümanlarını  talep  edeceğim.

Ama  SOSYAL  RSİK  HARİTASInın  toplumsal  suçu  analiz  etmede  ne  kadar  önemli  olduğunu  bilmekteydim.  Bu  konuda  bilimsel  yazılıp, çizilenleri de  takip  etmeye  çalışıyorum.

Haber şöyle:
Samsun`da Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) tarafından desteklenen, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından ortak yürütülen Samsun İlinin Sosyal Risk Haritasının Oluşturulması Projesi`nin (SORHOP) tanıtımı yapıldı.

Proje  bileşenleri  amaçlarını  şöyle  açıklıyorlar:
‘’Genel amacımız, Samsun genelinde sosyal risklerin tespit edilerek önlenmesi, acil tedbirlerin alınması ve kalkınmanın sağlanması. Ekonomik ve sosyal kalkınma ya da yaşam standardını iyi bir seviyeye çıkartmak sadece eğitimin yüksek tutulmasıyla, işgücü ile değil tüm alanlarda belli bir standardın yakalanmasıyla mümkün olacaktır. Risk durumuna düşmüş grupların da genel gruba katılmasıyla genel bir yükselmeyle sosyal, ekonomik bir kalkınma sağlanabilir. Projenin özeldeki amacı suça yönelmiş çocukların tespiti, yönelme nedenleri bunlara yönelik tüm kurumların katılımıyla gerçekçi çalışmaların yapılması. Sonuç ortaya çıktıktan sonra bize bir çözüm getirmeyecek. Sonuç ortaya çıkmadan önce eğer çocuğun eğitim, sağlık durumunu, aile içi ilişkilerini, çevre, arkadaş durumunu kontrol altına almadığımız sürece gerçekçi bir yaklaşım, hizmet sunmuş sayılamayız’’

Amaçta, kalkınmaya bakışı,  risk  gruplarının  iyileştirilmesinin  temel  zeminini, baktığım  noktadan  uzak  bulduğumu  belirtmeden  edemeyeceğim.  Ama  beni  umutlandıran, bu  çalışmadan  örneğin,
Suça  yönelmiş  çocukların sosyal  aktörlerinin  tespiti,        
Yoksulluk  durumlarının  analizi
Risk  düzeltilmesi  gibi  sonuçlara  sahip  olabilme  olasılığımızın  yüksekliğidir.
Gerçekten  bu  kentte medyasal, kamusal  ve  kamu yönetimsel bileşenlerin  bu  tarz  çalışmalar  ile  gündem  oluşturması  önemlidir.
Çocuk Suçluluğunun Önlenmesine İlişkin Birleşmiş Milletler Yönlendirici İlkeleri (Riyad İlkeleri)nin  neresinde  olduğunu  bu  kentin  tartışabilmeliyiz  örneğin, bu  çalışma  sonucunda.

RİYAD  İlkelerinin Eğtim başlığını  düşünerek bitirelim  bu  yazımı da:

Bu  ülkenin  tüm  eğitim  emekçilerinin  GREV  etkinliğinde  olduğu bir  zaman  diliminde, eğitimin  ne  olduğu  üzerine de bir  kaç kelime  söylemiş oluruz:
*Devlet tüm gençlerin resmî eğitime alınmalarını sağlamak yükümlülüğü altındadır.
*Eğitim sistemleri öğretim ve meslekî formasyon verme ötesinde, özellikle şu noktalara kendilerini adamalıdır:

(a) Çocuğa temel değerleri ve kendisine ait kültürel kimlik ve geleneklere, yaşadığı ülkenin değerlerine, kendi tarihinin değişik uygarlıklarına kendi uygarlığından farklı diğer uygarlıklara, insan hakları ile temel özgürlüklere saygı tavrı kazandırma;(b) Gençlerin kişilikleri, zihinsel ve bedensel yetenek ve eğilimleri doğrultusunda tanım olarak kendilerini gerçekleştirmelerini sağlama;(c) Eğitim sürecini gençlere bilgi dikte etmekle sınırlandırmak yerine, onları etkin ve yapıcı tarza sevk etmek;(d) Gençlerde okula ve topluma ait olma ve kimlik duygusunu geliştirecek etkinlikleri destekleme;(e) Gençler nezdinde, değişik görüş ve düşüncelere olduğu kadar kültür ve başka değer farklılıklarına saygı ve anlayışın özendirilmesi;(f) Gençlere meslekî formasyon hakkında bilgi ve danışma, iş olanakları ve meslek hakkında görüşler sağlama;(g) Gençlere manevî destek verme, onlara psikolojik kötü muamele uygulamama;(h) Sert disiplin önlemlerinden, özellikle fiziksel cezalardan kaçınma.

*Eğitim sistemlerinin, ana-baba, gençlerin etkinlikleriyle ilgilenen yerel topluluk örgütlenmeleri ve kuruluşlarla işbirliği araması gerekir.

*Gençlere ve ailelerine, hukuku olduğu kadar, yasa karşısında haklarını ve sorumluluklarını ve evrensel değerler sistemini, özellikle Birleşmiş Milletler Belgeleri’ni tanıtmak gerekir.

*Eğitim sistemlerinin özellikle ilgi odağı “toplumsal tehlike” durumundaki gençler olmalıdır. Bu konu üzerinde, özel olarak uyarlanmış önleme programlarını, pedagojik yöntem ve araçları dikkatle incelemek ve tümüyle kullanmak gerekir.

*Gençlerin alkole, uyuşturucu ilaçlara ve benzer maddelere alıştırılmasının önlenmesi, toplu politika ve stratejilerle sürekli olarak gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır. Öğretmenler ve diğer eğitim görevlileri bu sorunları önleme ve çözümleme için ekipler oluşturmalıdırlar. Okul ve üniversite topluluklarına, alkol de dahil olmak üzere uyuşturucuların tüketimi ve kötüye kullanılması hakkında bilgiler sağlanmalıdır.

*Okul; gençler, özellikle kendilerine özgü gereksinimleri olan kötü muamele ve eziyet gören, ihmal ve istismar edilenler için tıbbî özen, danışma ve diğer hizmetlerin sağlanmasına yarayacak haberleşme ve uygulama merkezî olma görevini üstlenmelidir.

*Çeşitli eğitimsel etkinlikler ile, öğretmenleri ve diğer erginleri olduğu kadar öğrenci topluluğunu da gençlerin özellikle yeteneksiz, sorunlu ve az gelirli gruplara ya da etnik ya da diğer azınlık gruplarına mensup olanların sorunları, gereksinimleri ve toplu temsiller için duyarlı kılma çabası içinde olmalıdır.

*Okul ve öğretim sistemleri, didaktik ve pedagoji programlar, yöntem ve yaklaşımlar ve keza eleman toplama, nitelikli öğretim görevlisi yetiştirme konularında en yüksek düzeyi ve yetkili meslekî kuruluşlar ve kademeler aracılığı ile sürekli bir denetim ve değerlendirmenin sağlanmasını hedeflemelidir.

*Okul, toplumdaki grupların işbirliği ile, gençlerin ilgi alanlarına uygun program dışı etkinlikler hazırlayıp yönetmeyi de görevleri içine almalıdır.

*Okula devam kurallarına uymakta güçlük çeken, keza aynı nedenden öğrenimlerini terk eden çocuk ve gençlere özellikle yardımcı olmak gerekir.

*Okul adil ve eşitliğe dayanan politikalar ve kurallar geliştirmelidir ve öğrenciler okul politikasını, özellikle disiplin ve karar alma politikasını belirlemekle görevli karar organlarında temsil edilmelidir.

/Cem ŞAHAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder