Bugünkü köşemizi Saathane Meydanına ayırdık.
Sizlerin de bildiği gibi kentimizin ileriye dönük projelerinin arasında
Saathane Meydanının çevresindeki o küçük küçük iş yerlerinin yıkımı ve ya da
olduğu gibi korunup restore yapılması gündemde.
Bende de nacizhane bir fikir oluştu bu konuda. Kimi
Samsunlu vatandaşlarımız meydanın böylece kalıp küçük küçük dükkânların restore
yapılmasından yana görüşlerini bildirmişler. Bence bu fikir hiçbir şeyin
yapılmaması ve aynı dokunun aynı binaların yerinde kalmasını istemek gibi bir
şey olacağını düşünüyorum.
Benim Saathane Meydanı ve çevresinin aynen böylece
kalıp restore yapılması değil o civarlarda birçok eski dükkan ve binanın
yıkılarak yeniden bir proje adı altında dizayn edilip tamamen çok farklı büyük
bir proje ile yeniden yapılandırılmasının daha iyi olabileceğini düşünüyorum.
Bu proje hakkında düşüncemi ve fikrimi siz değerli
okuyucularımla da paylaşmak istedim. Bir şey olup bittikten sonra konuşmanın ve
fikir telafi etmenin hiçbir anlam ifade etmediği, kentimizde yapılacak olan
değişikliklerle ilgili fikirleri öncesinden paylaşmamızın daha iyi olacağını da
düşündüm. Kısacası dilimin döndüğü kadarıyla sizlere yazmaya çalışacağım.
Bugünkü konumda olduğu gibi kalmasını istemediğimin
sebebi ise geçmişten günümüze birçok hizmet vermiş bu dükkânların sadece bir
dükkân görevi gördüğü, tarihi ve mimari özelliği yansıtmadığını düşündüğümden
kaynaklanmış olabilir. Bildiğim kadarıyla Saathane Meydanından, (meydan
denilebilirse tabii ki) meydan dendiğinde geniş bir alan akla gelir ilk önce.
Elbette zamanın meydanıydı ayrıca o zaman şimdiki zaman değil taktir
edersiniz ki tek katlı, küçük küçük dükkanlar zamanında çok yerinde olması
gerektiği gibi düşünülmüştü. Şimdi ise o dükkanları yan yana değil üst üste
hepsini bir araya toplayarak dağınıklığı ortadan kaldırıp geniş güzel bir alan
açmak varken zamanın ve günün koşullarının değerlendirerek buğday pazarının
oraya bir yere çok katlı büyükçe bir alışveriş merkezi (rezidans)
yapılabilir.
Böylece hem bugünkü o daracık sokaklar ortadan
kalkmış olur, o küçük küçük dükkanlar modern ve çağdaş bir görünüm alır daha da
önemlisi Samsun' un trafik sorunu da çözülmüş olabilir.
Büyük caminin üst tarafında bulunan şimdiki çay
ocakları o adadaki parsel ve dükkânlar bir araya toplanıp orada da çok katlı
büyükçe bir iş merkezi yapılabilir.
Demem o ki Gençlik Parkı, Bulvar Yolu sahil
tarafındaki ana cadde olan Atatürk caddesi arasında bulunan Demirciler Yokuşuna
kadar olan ve hatta Mecidiyenin de bir kısmını içine katarak o alanda ki
dükkânları yazıhanelerini bir araya toplayarak kısım kısım üç, dört tane
büyükçe çok katlı iş merkezleri, rezidanslar, çok katlı otoparklar yapılarak
hem bir çağdaş görünüm hem de Samsunlu vatandaşların esnafa kolayca erişimi
sağlanmış olur. Ekmeğini kazanmak için
çaba sarf eden hamallarımızdan çaycı esnafımıza, balıkçımızı, lokantacımızı,
manifaturacımızı, hırdavatçılarımızı kısacası tüm esnafı ve Samsunlu
vatandaşları da düşünerek yapılabilecek büyük bir proje diye düşünüyorum.
Hem kentin yüzü açılmış olur hem de büyükçe bir
alan elde etmiş oluruz. Hem de
alışverişteki verimlilik artmış olur bu gün bu yukarıda belirtmiş olduğum alan
içerisinde bu günkü esnafın kâr oranının bir o kadar daha artacağına inanıyorum.
Neden diye soracak olursanız bu gün oralara alışverişe gitmek için bayağıca bir
trafik sıkışıklığı olduğunu siz de takdir edersiniz. Bu düşündüğüm projenin
hayata geçmesi ile hem kentimize çağdaş bir görünüm elde etmiş oluruz hem de
kentimizin bir o kadar daha cazibe merkezi halini alacağını düşünüyorum.
Yıllarca Saathane Meydanı, işçilerimizin toplantı
alanı olmuştur onları da unutmamak adına Saathane Meydanının oralara bir yere
de o geçmişteki yevmiyecilerimizi andıran elinde kazması, küreği, el arabası
arkasında sepeti olan büyükçe bir
heykelde yapılabilir geçmişin hatırası üzerine bu günde gelecek nesillerimize bir
anı bırakmış oluruz.
İşte o zaman geçmişten bu güne Saathane meydanından
buğday pazarına giderken sadece ortada büyükçe bir hanı ve hamamı restore
yaparak bir de o inşaat işçilerimizin heykelini dikerek geçmişten bu güne bu
günden de rezidanslarımızla yarınlara büyükçe bir alan ile anılmış oluruz
böylece.
Diyeceksiniz ki inşaat işçilerinin, sepetçilerin
heykeli de nereden çıktı? Bence Samsun'un hiçbir yerinde görmediğimiz ancak
insanların bireysel olarak hayat mücadelesi verdiği insanlarımızı orada
görmemiz dün daha fazlaydı belki bugün tek tük de olsa oralarda görmemiz
mümkün. Bunun yarınlara da alışveriş merkezinde nakliyenin sepet veya el
arabalı hamaliyelerimizle yapıldığı inşaatlarımızda da olduğu birçok kişi
bugünkü teknolojiyle değil, kazma kürek ve beden gücüyle yapıldığının
hatırasını daha da önemlisi tamamen emeğe ve fizik gücüne dayalı yaşamı
belirtmek adına böyle bir heykelin de yapılması hem estetik hem de mimari bir
çalışma olacağını düşündüğümden o genişçe ve büyük bir alana da ayrı bir anlam
katacağının bilinci oluşmuş olur böylece.
Kısacası bugünkü dağınık ve karmaşık bir görünüm
değil daha çağdaş ve modern ileriye dönük vizyonu olan bir kent görünümü
sağlanacağı gibi yaşamı da kolaylaştıracağını düşünüyorum.
Böyle bir büyük projenin altından kalkılır mı?
Bence yapılmaması için hiçbir gerekçe yok. Bugün hangi büyük bir müteahhite
verirseniz verin ister yüzdelik isterse yap işler devret istenilirse de aylık
ödemeler ile birçok büyük müteahhit ve mühendislerimiz bu projeyi seve seve
kabul edeceğini düşünüyorum.
Böylece Samsunlunun kendine ait büyükçe bir
alışveriş merkezi hepsi bir arada olduğunda inanınki çevre illerden dahi
alışverişe gelecekler olacaktır. Çünkü konum itibariyle daha öncesinde de
olduğu gibi bugünkü konuştuğumuz bu alan önceden de olduğu gibi yarınlara da
hizmet verebilecek konjektüre sahiptir.
Sizce de takdir edersiniz ki estetik ve görünüm bir
de bunun üzerine kalite ve sağlamlık eklendiğinde trafik problemini de çözmüş
isen belki bizler göremeyiz ama çok harika bir Samsun imajının olacağını
düşünüyorum. Saygılar sevgiler benden geleceğe umutlu yaşamak da sizlerin
olsun. Selamlar.
21 Kasım 2011 Pazartesi
/Sedat Yılmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder