Van- Erciş depremi oldu. İçimiz de dışımız da
yandı. Görüldü ki, olası bir depreme ne Van hazırdı ne de Türkiye. 7,2'lik bir
deprem, 8,5-9 şiddetindeymiş gibi, yıktı perişan etti. Ve Türkiye bir kez daha
sınıfta kaldı. Bunun belgesi de açık.
Sayın Başbakan açık yüreklilikle söyledi. "İlk 24 saat başarısız
olduk." Sonrası çok mu başarılı? Bana göre ve kamuoyunun çoğuna göre, o da
değil. Van'da yaşananlar, çaresizlikler, isyanlar bunu açık açık gösteriyor. Van
böyleydi de olası bir afette;
Türkiye'nin diğer bölgeleri farklı mı olur? İstanbul, Adana, Mersin ve
diğerleri Van gibi olmaz mı?
Peki ya Samsun??? Samsun depreme hazır mı? Samsun'daki
devlet kurumları, sivil toplum örgütleri, Ladik - Erbaa - Erzincan Kuzey
Anadolu Fayı'nda olası bir deprem durumda neler yapabilir? Arama kurtarma
ekipleri var mı, kaç kişi? Koordinasyon merkezleri oluşturuldu mu, bu
merkezlerde kimler görevli? Samsun ve ilçelerinde kaç bina riskli, kaçının
zemin etüdü yapılmamış? Samsun'da kaç çadır var. Çadır… Çadır…? İlçelerle ve
çevre illerle koordineli, ortak çalışmalar, tatbikatlar yapılıyor mu?
Okullar, özellikle okullar ne durumda? 99 depremi
sonrası çürük raporu verilip hala hiçbir şey yapılmadan açık tutulan okullar,
kamu binaları var mı? Önceden heyelan bölgesi olarak görülen yerler, son on
yılda imara açılırken, bu imar değişikliğini olurlu kılacak inceleme ve etütler
yapılmış mı? Costal, Atakum, Engiz sahillerindeki konutların kaçı ayakta
kalabilir? Demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve devletin kurumları
olası afetler için ortak çalışma grupları oluşturdu mu, dayanışma ve
yardımlaşmanın anında yürürlüğe girebilmesinin alt yapısı hazır mı?
Daha yığınla yapılması gerekli işleri soru olarak
sıralayabilirim. "Devlet ağır, devlet duyarsız" demek yerinde, ama
çözüm değil. Devleti duyarlı yapacak olan kitle örgütleridir. Bu örgütlerin
üyeleridir. Duyarlı olan vatandaşlardır. Soru basit. Samsun depreme hazır mı? Hazır
değilse ki, değil. Bu soruyu ortadan kaldıracak çalışmaların başlatılması için
"toplumsal baskı" başlatılmalı. Ne zaman mı? Hemen şimdi. Nasıl mı?
Derneklerle, sendikalarla, meslek odalarıyla, vatandaşlarla.
28.10.2011
/Naci ALTUNCU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder