Öyle bir kentte yaşıyoruz ki ve öylesine olaylara
tanık oluyoruz ki, sokakta ki insanın neyin doğru, neyin yanlış olduğunu
anlamasına imkân yok. Sokakta ki
insandan kastım, olayların tarafı olmayan veya bir şekilde söz konusu konu ile
ilişkisi olmayan sade insanlarımızdır. Konuyu biraz daha açmak için söz konusu
olayların en azından bazılarını hatırlatmakta yarar görüyorum. Ancak soruna
değinmeden öncelikle bir şeyin de altını çizmek istiyorum.
Samsun son 20 yılda olumlu ve olumsuz önemli bir
değişim yaşadı. Tüm eleştirilecek yönlerine rağmen, kent görsel anlamda olumlu
yönde gelişti ve de güzelleşti. Kabul
edelim ki, bu kentte yaşayan bizler bu değişimi kademe kademe yaşadığımız için
olacak çok önemsemiyoruz veya yeterince algılayamıyoruz. Ancak uzun yıllar
sonra Samsun’a gelenler çok daha iyi gözlemliyorlar. İlk kez Samsun’u görenler
de Samsun’dan övgü ile söz ediyorlarsa, yukarıda ki değerlendirmem doğrulanıyor
demektir.
Bu tespitlerimi yaptıktan sonra akıllara şu soru
geliyor; Öyleyse, böylesine olumlu değişimin yaşandığı bir ortamda, kamuoyunda
ki bunca söylenti ve eleştirinin nedeni nedir? Asıl sorgulanması ve cevap
bulunması gereken de budur. Bu konuda ki benim yorumum, Samsun’un idari ve
siyasi yönetim kadrolarında söz sahibi olanların toplumla yeterli ve de gerekli
iletişim ile paylaşım kültürüne sahip olmamalarıdır.
Son yıllarda en çok eleştirilen ve üzerinde
konuşulan konuların başında, “Teşvik“, Mobil ve Termik Santraller”, “Raylı
Sistem”, “Sokak işgaller ve işportacılar”,”Alt geçitler, otopark, trafik
karmaşası, cadde fakiri Samsun’da bazı caddelerin trafiğe kapatılması ve
viyadük yapımları ile Atakum hattına çalışan dolmuşların sorunu” ve en son da
“Saathane Meydanı ve Taşhan Çevresinin yeniden düzenlemesi” öne çıkıyor.
Yukarıda ki projelerde eleştirilerin büyük bir
yoğunluğu haklılık kazanıyorsa bunun en büyük nedeni, bu projelerin ve
uygulamaların çoğunun halktan saklanarak yapılmaya çalışılmasıdır.
Bir proje veya uygulama sonucunda olumlu veya
olumsuz ondan etkilenecek kesimi bilgilendirmeden, hatta onayını almadan
yaparsanız, bu eleştirilerin gelmesi
normal karşılanmalıdır. Bu paylaşmayı yapmadan uygulamaya koymak “Ben yaptım,
oldu” anlayışını çağrıştıran bir dayatmadır, bir oldu-bittidir.
Paylaşma kültürünün yer almadığı uygulamaların
çağdaş yöneticilik anlayışında yeri yoktur. Amaç hizmet götürülen kesimi mutlu
etmek ise, bu projeden yararlanacak kesimin bu projenin onlar için ne getirip,
ne götürdüğünü bilmesi de en doğal hakkıdır. Hiç kimsenin ve sorumlunun toplumu
dışlayarak uygulama yapması normal karşılanamaz.
Son günlerde üzerinde çok konuşulan konusu, Saathane
Meydanı ile Taşhan ve çevresinin yeniden düzenlenerek oradaki karmaşaya son
verme projesidir.
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, bu bölgenin
yeniden düzenlenmesine ve Samsun’a yakışır hale getirilmesine bu kentte yaşayan
ve o bölgeyi iyi bilen hiçbir Samsunlunun itirazı olamaz.
Bölgenin trafiği de tıkayan ve çağdaş kent
anlayışına uymayan görüntüsünün yeniden düzenlenmesi ile bölgenin çok
güzelleşeceğine inanıyorum.
Bu düşüncelere sadece o bölge de işyeri olan ve
işyerlerini kaybetme korkusunu yaşayanlar katılmayacaklardır ki, bunda da son
derece haklıdırlar. Tanrı hiç kimsenin iş düzenini bozmasın.
O zaman sorun nedir? Sorun, bu projede de ortaya
çıkan iletişim eksikliği, daha da önemlisi de gerekli paylaşmanın yapılmamış
olması gibi gözüküyor.
Proje, son Belediye Meclisi toplantısında da
tartışmalara neden olmuş ve oylama sonucunda sorun ekim ayı toplantısına
ötelenmiştir. Anlaşılan bu proje konusunda Belediye Meclisi de yeterince
aydınlatılmamış.
Çözüm nedir?
· Projenin uygulanmasında kararlı olunmalıdır
· Bence yapılması gereken ilk iş, proje tüm
detayları ile bu projeden etkileneceklerle paylaşılmalıdır.
·
Büyükşehir Belediye Meclisinde her yönü ile görüşülerek meclis üyeleri
aydınlatılmalıdır
· Proje için Mimarlar Odası ile Şehir Plancıları
Odası’nın görüşleri alınmalı ve onların endişeleri giderilmelidir.
· O bölgede
iş yeri olanlara mutlaka işyeri sağlanmalıdır. O bölge de ki iş yerlerin
çoğunluğunun benzer işleri yapıyor olması nedeniyle onlara özel bir mekân
sağlanmalıdır. Çünkü bu işyeri sahipleri tek tek değişik yerlerde işlerini
sürdüremezler. Aynı mekânda olmaları işlerinin gereğidir
· Ortak akılla son şeklini alacak proje, kentin
muhtelif yerlerinde ki ilan panolarında Samsun Halkının bilgisine sunulmalıdır.
Bunların yapılması halinde inanıyorum ki, projeye
Samsun Halkı da bilinçli bir şekilde destek verecektir.
Aksine ısrar edilmesi halinde o yörede ki işyeri
sahipleri ekmek teknelerini koruyabilmek için her yolu deneyecek, siyasetçileri
yanlarına alacak, Belediye Meclisinin bölünmesine neden olacak ve huzursuzluk
iyice artacaktır.
Bir kenti güzelleştirmek için girişimlerde bulunmak
ne kadar doğruysa, o projeden olumsuz etkilenecek insanlara inandırıcı
güvenceler vermek bir o kadar doğrudur, hatta şarttır.
Kentin güzelleştirilmesine destek vermek de her
Samsunlunun görevidir
Gerekli paylaşım sağlanmadan proje de ısrar etmek,
ekonomik baskının da yoğun olduğu bir dönemde insanlarını ekmeği ile oynamak
demektir ki, bunun vebali büyüktür.
İyi haftalar…
18 Eylül 2011
/Ecz. SADİ
SUBAŞI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder