Eğitim,
birey için olduğu kadar bir kent ve ülke için de olmazsa olmazlardandır. Eğitimde
istikrar, gençlikte ve toplumda istikrar demektir. Hiçbir aydın ve politikacı,
bir topluma eğitimden daha iyi bir hizmet verebileceğini iddia edemez. Eğitim,
tüm insanların ortak davası ve paydasıdır. İnsanlar, eğitimin sonuçlarından
etkilenen paydaşlardır. Konuya bu açıdan baktığımızda yaşadığımız Samsun’un pek
şanslı olduğunu söyleyemiyoruz. Zira yaklaşık 15 yıldır Samsun’un eğitimi,
kadrosu olmayan vekil eğitim yöneticileri yani il milli eğitim müdürleri
tarafından yönetilmiştir. Böyle durumlarda müdürlerin çevresinde bir rekabet ve
o makama gelme hırsı halkası oluşur. Şimdi kadrolu bir müdürün tayininin, bu
rekabet zincirini gevşeteceğine ve eğitimde iyileşmeye vesile olacağına
inanıyoruz.
Bilindiği gibi Samsun, Büyükşehir olarak eğitim
prangalarını henüz kıramamıştır. Samsun’un eğitimini olumsuz etkileyen
nedenlerin başında sosyo- ekonomik gelişmişlik düzeyi ile demografik yapısıdır.
Samsun, Karadeniz illeri arasında siyasi, ekonomik ve sosyal dengelerin en zor
kurulduğu kentlerimizdendir. Bu dengelerden en çok etkilenen ise eğitim
olmaktadır. Eğitimde bu dengelerin kurulmasında İllerde ve ilçelerde görev
yapan milli eğitim müdürlerinin büyük payı vardır. Milli eğitim müdürleri
sistem üzerinde değil, sistemi dönüştürmede etkili ve yetkilidirler.
Sistemi dönüştürmede etkili ve yetkili olan milli
eğitim müdürleri, yatay ve dikey iletişimi sağlayarak ilk kademe yöneticilerine
ve öğretmenlerine güven vererek takım ruhunu geliştirir ve teşvik ederlerse
başarılı olurlar. Bu durum, tabanda bulunan eğitim mutfağının gerçek aşçısı
öğretmene yansıdığında hedefe ulaşılır. Eğitimde öğretmenin benimsemediği
programın başarı şansı olmaz. Her çalışana bazı şeyleri dayatarak bir şeyler
yaptırmak mümkün olabilir ama, öğretmene asla yaptıramazsınız. Hatta aksi durum
ortaya çıkar. Bu nedenledir ki, öğretmen ihmale gelmez ve gelmemelidir de…
Samsun’un hatta Türkiye’nin eğitimine biraz da
öğretmen açısından yaklaşmanın doğru olacağına inanıyoruz. Eğitimde öğretmeni
aşk ve meşk sahibi yapmadan bir yerlere varılamıyor. Sevgisini pişirdiği yemeğe
vermeyen aşçının yemeğindeki tatsızlığın fazlası eğitimde yaşanır. Sorunun
dönüştürülmesi adına asıl çözüm bakanlıktadır, müdürlerde değildir. İletişim ve
takım ruhunun oluşturulması ise il ve ilçe milli eğitim müdürlerinin inisiyatifindedir.
Bu da kısmi iyileşmeyi sağlar. Samsun’da da beklenen bundan başkası değildir. Samsun’un
yeni ‘Milli Eğitim Müdürü’ne başarı dileklerimizle selam ve sevgiler…
/Mustafa GENÇ
05.02.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder