Bir zamanlar şehir merkezine o dönemin belediye
başkanı 100. Yıl Bulvarını açmaya başladığı zaman, herkes bu yolun Samsun’a
fazla olacağını söylüyordu.
Günümüze geldiğimiz de artık onun üzerine sahil yolu
ve çevre yolu açılırken ve üçüncü bir yol yapımı devreye sokuldu ve şu anda
yüzde yetmişi bitmiş vaziyette ama hala yetersizlik devam ediyor.
Üniversite ve TÜRKİŞ ve diğer minibüs hatlarının
zayıflatılması ve güzergâhının değişmesi ve birde raylı sistem olmasına rağmen
yeterince cevap vermiyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde resmen bir
curcuna yaşanıyor. Gerek Atakum tarafı ve gerekse Belediye evleri tarafı adeta
kilitleniyor.
Bunu sebepleri ise;
Belediye otobüslerinin sayılarının azalması, şehir
genişlemesine rağmen hat sayılarının ve güzergâhların ve bu genişlemeye göre
güzergâh sayısının azalması ve hacimsel olarak küçülmesi ve ayrıca bilet
fiyatlarının yüksek olması.
Büyükşehir belediyesinin tamamen taşımacılıktan
çekilmesi. Zira bugün diğer Büyükşehir belediyelerini incelediğimiz de özel
halk otobüslerinin yanı sıra belediyeler taşımacılığa siyah plakalı araçlarla
yine devam edip, kritik hatlara takviye yaparak trafiği rahatlatmışlardır.
Oysaki belediye araçları yetersiz kaldığı için insanlar kendi araçlarıyla bu
ihtiyaçlarını gidermektedirler.
Üniversite güzergâhı sadece raylı sisteme
yıkılırken, bu sistemi kullanamayan ya da kullanmayan halkımız kendi araçlarını
tercih etmişlerdir. Bu da yoğunluğa sebep olmaktadır.
Birde raylı sistem den üniversite otobüslerine
aktarma yaparken, otobüslerde tam doldurma yapılarak insanlar adeta üst üste
taşınmaktadır. Bu da yaşlı ve hasta insanların zorlanmalarına sebep olmaktadır.
Raylı sistemden 250 kişiyi indirip küçük araçlara doldurmak, raylı sistemin
medeniyetine hiçte güzel görüntüler vermediği gibi özel araçlarıyla gitmeyi
teşvik etmektedir.
Otoparkların yetersiz ve de pahalı olmaları. Zira
asgari ücretin ortalama 700 TL olduğu bir şehirde otoparkların saatinin 4-5 TL
olması çok yanlıştır. Eğer saati 1-1,5 TL olması halinde insanların araçlarını
buralara park etmeleri aşikârdır. O zaman yol kenarlarına park sayısı
azalacaktır. Bu da trafiği rahatlatır.
Mutlaka İstanbul mecidiye köydeki gibi Atatürk
bulvarının üstüne 2. bir köprüyol bulvar yapılmalıdır. Zira Atakum’dan
Tekkeköy’deki sanayi yerleşim yerine ya da tersi olmak üzere üniversiteye
gidecek transit araçlar bu güzergâhı kullanarak şehir trafiğini oldukça
rahatlatacaktır.
Kısa vadede ise METROBÜSLER devreye sokularak
insanlar toplu taşımayla sanayideki dükkânına ya da evine taşınmalı, teşvik
edilmelidir.
Sanayide her işyerinin kendi çalışanını taşıma
yerine sanayideki işyerleri servislerini birleştirerek tek bir servis sistemine
geçilmelidir. Zira 100. yıl bulvarında akşam ve sabah saatlerin de adeta bir
servis konvoyu oluşmakta olup servisi olmayanlar ise kendi araçlarıyla bu
konvoya katılmaktadırlar. Ayrıca Böylelikle işyerlerin deki araçlarını
dükkânlarının önüne bırakarak bu servisi kullanacaklarından hem yakıt tasarrufu
sağlayıp ve hem de trafiği rahatlatacaklardır.
Çevre yolunun belediye evleri kavşağına büyük
yığıntı yaptığı bir gerçektir. Bu güzergâhın dereler köyündeki köprüden,
Hacıismail Köyünün altından köprüyol ile Kirazlığa geçişi sağlanmalıdır.
Samsunumuzda trafiğin rahatlatması için özel
araçları trafiğe sokan sebeplerin çok iyi irdelenerek bu sebeplere çare
aranmalıdır. Yani toplu taşımacılık hem ucuz olmalı ve hem de toplu
taşımacılığın ulaşamadığı mahalle kalmamalıdır.
Örneğin: Ben kendim önceden hep belediye
otobüslerini kullanırdım. Ama 8 no lu KALEMKAYA hattını saat başı çalışan
otobüsünü günde 3 defaya düşürülmesi ve de bu hattın son durağında oturan
insanların adeta esir kampına alınmaları gibi ulaşım güçlüğü nedeniyle gündüz
ve akşam evlere hapsedilmesi gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Siz istediğiniz
kadar sahilleri süsleyin bu mahalle halkı bu güzellikleri kuşbakışı seyrediyor.
Sahile gezmeye gidemiyor. Öğrencisi servislere mahkûm. Zira ben ve arkadaşlarım
okula giderken saat başı çalışan otobüslerle gelip giderdik.
Bu benim örneğim gibi birçok örnek var kentimizde.
Çare idarecilerimizde.
/ Ahmet
KÖKSAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder