14 Şubat 2014 Cuma

Samsun Polisi 'Tatmin Olmadı' Ve Olayı Çözdü.

Polisiye hikayelerdeki o 'küçük ayrıntıları dinlemek hep hoşuma gitmiştir'.. Hele o küçük detayları haberleştirmek, mesleğin en güzel anlarıdır.. Karakolların, Emniyet Müdürlüğü'nün, adiye koridorlarının tozunu yutmayanlara 'bizim meslekte gazeteci denilmez'.. O tozu, havayı boğazında, ciğerinde hissedeceksin... Yandım Ali, sarı komiser, pepe Kamil, taş kafa Hüsamettin, dozer Kemal,
Retkid Başkomiser gibi Samsun Polisiyesinde efsaneleşmiş polislerden ne hikayeler dinledik..

Suçluyu, kuruyan damağından anlarlardı, büyüyen göz bebeklerinden anlarlardı.. Hırsızlık şubede Yandım Ali denilince, daha nezarete adım atmadan, herkes bülbül kesilirdi.. Çarşı Karakolu'nun Baş komiseri Hüsamettin Komiser taş kafa olarak bilinirdi malum kişilerce..

Bir gün dönemin Emniyet Müdürü Hasan Özdemir ile birlikte, karakol gezileri yaparken, çayını içmeye gittik. O sırada sorumluluk alanında meydana gelen bir hırsızlık olayı geldi. Nerede olmuş, nasıl olmuş derken, gidin şunu alın gelin o yapmıştır o işi dedi.. Doğru çıktı. Taşkafa Hüsamettin'e gideceğini bilen şüpheli yoldayken itiraf etmişti zaten... O Başkomiser akşam olunca da Mecidiye'deki tüm işyerlerinin kilitlerini kendi eliyle kontrol ederdi, gece yarısı.. İnanılır gibi değil diyeceksiniz ama bu yaygın basında haber bile oldu.. Şimdi o tip namlı polisler artık yok. Çünkü gerek yok. Teknoloji öyle bir gelişti ki; tek noktadan Samsun kanatlarının altında..

Polisin namı yerine, teknolojinin gücü ve yaygınlığı konuşuluyor artık.. El yordamıyla veya tahminle değil delillerle 'geride soru işareti kalmayacak şekilde' suçluya gidiliyor... Ne yandım Ali'ye, ne Taş kafa Hüseyin'e ne de Redkid Komisere gerek kaldı..

Polis olay yeri inceleme ekipleriyle gelip delilleri topluyor, bir küçük detaydan, bir damla terden, bir kıldan, sigaranın içiliş şeklinden, DNA'dan, olayın açısından vs... bir sürü sonuca ulaşıyor.. Hele bir de mobese kamerası varsa, ''olay tamamdır''.. Girdiği sokağa kadar takip edebiliyor.. Şimdi artık efsanevi polislerden, inatçı tatminsiz ve son noktasına kadar olayı aydınlatan tek karanlık nokta bırakmayan 21. yüzyılın polisleri görev başında.. Ve elleri kolları ola 'Kartal gözleri' var.. Yani mobeseleri..

Emniyet Müdürü Hulusi Çelik'in bugünkü haberindeki bir olayla ilgili ayrıntıyı okuyunca, bunu daha iyi anlamak mümkün. Polis, görgü tanığı olmayan bir kazayı mobese kameralarından inceliyor.. Derhal olaya karışanlar yakalanıyor. Ama tatminsiz bir polis, bazı şeyleri kafasına oturtamıyor, çünkü aracın olmaması gereken yerinde bir küçük vuruk tespit ediyor.. Geriye doğru kayıtları inceliyor ve bingo; öncesinde bir kaza daha var.  Mobese işte böylesine önemli. Ve yaşamımızın içinde olmazsa olmaz..

YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, belki de çok önemli bir katkının düğmesine bastı. Diğer önemli şirketleri harekete geçirtecek kadar önemli.. Samsun Polisi'ne 3 önemli noktaya mobese kameraları sponsorluğu yaparak, 3 kartal göz daha devreye soktu.. Samsun'daki işadamlarının üyesi olduğu odalar, dernekler, büyük işletmeler, huzurlu bir Samsun için 'sosyal sorumluluk projesi kapsamında' yeni Kartal Gözlerle katkıda bulunabilirler..

Hele ki üçüncü sayfa haberlerinde ve televizyon kanallarında sıkça gündeme gelen Samsun haberleri bu kadar bol verilirken.. Birden hatırladım da Valilik tarafından hazırlanan 'Samsun'un suç raporunda' en çok suç işlenen ilçe olan İlkadım'da Belediye Başkanı Necattin Demirtaş'ın güvenli bir ilçe için böyle bir katkıyla ilgili çalışma yapması mümkün mü acaba..  Ya da o rapordan sonra bir tedbir alındı mı.. Mesela en çok suç işlenen Kale Mahallesi'nde kaç kamera var..

Büyükşehir Başkanı Yılmaz, Canik Belediye Başkanı Genç ve Atakum Belediye Başkanı Burma da 'birer mobese kamera da bizden diyebilirler mi'... Huzurlu ve güvenli Samsun sadece park ve bahçelerle olmuyor...

/A. Yener CABBAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder