14 Şubat 2014 Cuma

Samsun İstanbul’da da Yükseliyor

TÜİK verilerine İstanbul’da 392 bin Samsun nüfusuna kayıtlı hemşehrimiz yaşıyor. Nüfus kaydını İstanbul’a aldıranları da hesaba kattığımızda bu sayı 500.000 ile 1.000.000 arasında bir rakama ulaşıyor.

İstanbul’da her geçen gün hemşehrilerimizin sayısı artarken bir taraftan da etkinliğimiz de belirgin bir şekilde artıyor.
İstanbul son gelişmelerle adeta yeniden yapılanma noktasına gelmiş bulunuyor. Bu çerçeveden baktığımızda bazı önerilerimizi da paylaşmak istiyorum:

İstanbul’a yeni yerleşimler
Üçüncü boğaz köprüsü ile,  İstanbul Boğazı'nın kuzeyini birleştirilerek İstanbul'a nefes aldıracak bir alternatifte oluşmaktadır. Bu alternatif; kara yolu, raylı sistem, metro ve havaray, asmaray sistemlerini ve de deniz ulaşımını birlikte entegre eden bir yapılanma ile İstanbul’un kuzeyini planlı bir şekilde geliştirebilir.

Ancak burada çevreye gereken hassasiyet mutlaka gösterilmeli, su toplama havzaları korunmalı, yeşil alanlar yapılacak planlama çalışmaları ile daha da artırılmalıdır.

Özellikle bu kuzey geçişi ve kuzey yerleşimleri deprem, tsunamı gibi afetlere karşı İstanbul'u kurtaracak bir konumda bulunmaktadır.

Marmara fay hattına uzak olan  İstanbul'un kuzey bölgesi aynı zamanda deniz seviyesinden de  güneye göre daha yüksektir.
İstanbul’u yenilemek için İstanbul'u yenilemek için Anadolu ve Avrupa yakalarına kurulacak yerleşimler doğal olarak Üçüncü Boğaz köprüsü ile de bağlantılı olacaklardır ve hatta olmalıdır.
Anadolu yakasında, Riva (Çayağzı) ve Şile bölgeleri uygun yerleşimler olarak ele alınabilir.

Avrupa yakasında yine Kilyos'tan başlayıp Durusu(Terkos) gölüne kadar uzanan bölge ki, Kemerburgaz'ın kuzeyi diye de belirtebiliriz, çok önemli bir alandır. bu bölgeye hem üçüncü havaalanını ve hem de İstanbul için çok önemli bir yönetim merkezini konuşlandırabiliriz.

Bu merkez, yine Ankara'daki gibi işlevler üstlenmekle birlikte özellikle uluslararası şirketlerin ofis ihtiyaçlarını karşılamak acısından daha bir ağırlıklı olmalıdır. Bu merkez her türlü ulaşım aracı ile İstanbul'un belli yerlerine seri bir şekilde bağlanmalıdır. otoyol,raylı sistemler, metro, deniz, havaray vb.sistemlerle seri bir şekilde bağlanmalıdır.

Bu yeni merkeze konuşlanacak nüfusla, İstanbul büyük ölçüde rahatlayacaktır ve ulaşım başta olmak üzere şehir işletmeciliği açısından çok daha az paralar harcayarak kaliteli hizmetler verilebilecektir.

Kuzeyde kurulacak şehir, alışageldiğimiz şehirleşmenin dışında belki yüzlerce gökdelenden oluşan kompakt bir yapılanmayı getirmelidir. çok fazla yayılmayan ancak her türlü altyapısı çözülmüş gökdelenlerin yer aldığı modern bir merkez olmalıdır.

Betonarme binaların yanı sıra özellikle çelik bina sistemlerinin uygulandığı bir proje düşünülmelidir. Yine binaların dışı artık kesinlikle sıva-boya olarak düşünülmeyip binanın yaşıyla bir olan ve bakım gerektirmeyen giydirme cepheler, yine iç mekanlar çok yönlü kullanıma imkan verecek esneklikte planlanmalıdır.
İstanbul için bir başka alternatifte, Durusu (Terkos) gölünden Binkılıç Bölgesine doğru yer alan bölgede böyle bir şehrin konuşlanmasıdır.

Kanatlar ve Karadeniz kıyıları etkin değerlendirilmeli
Hem Anadolu yakasında ve hem de Avrupa yakasında kurulması düşünülen iki şehir İstanbul’un gelişen Kartal ve Silivri ilçeleri merkezli kanatlarla da irtibatlı ancak mutlaka Karadeniz sahilini kapsayacak şekilde konuşlanmalıdır. Bu şehirlerle birlikte Karadeniz sahilinde oluşacak limanlar İstanbul’u nefes aldıracak ve nüfusun kaymasını ve merkezin rahatlamasını sağlayacaktır.

İstanbul, Karadeniz’in yanı başında ancak Karadeniz’den yararlanamayan bir konumdadır. Kurulacak iki yeni yerleşimle birlikte Karadeniz’in nimetlerinden çok daha fazla yararlanılacak ve İstanbul deprem fay hattı boyunca Marmara kıyılarına sıkışmaktan kurtulacaktır.

Dünyaya örnek akıllı ve yeşil şehirler

Bu şehirler, alışılagelmiş mevcut şehirlerin çok dışında tamamen otomasyona bağlı birer akıllı ve yeşil şehir olarak konuşlanmalı ve de birer teknoloji harikası olarak planlanmalıdır.

Türkiye’nin 2023 ve sonrası yüzünü dünyaya tanıtacak ve dünyaya her açıdan örnek olacak şehirler olmalıdır. Bir bakıma uzay üssünü andıran bir şehir dokusu ile de dünyanın gıpta ettiği yapılanmayı gerçekleştirmeliyiz.

Kıtaların buluştuğu, çağların buluştuğu, kültürlerin buluştuğu ve kısaca gelmiş geçmiş ve de gelecek dünyanın buluştuğu, bulaşacağı bir proje olmalıdır.

/Remzi KOZAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder