TÜİK verilerine İstanbul’da 392 bin Samsun nüfusuna
kayıtlı hemşehrimiz yaşıyor. Nüfus kaydını İstanbul’a aldıranları da hesaba
kattığımızda bu sayı 500.000 ile 1.000.000 arasında bir rakama ulaşıyor.
İstanbul’da her geçen gün hemşehrilerimizin sayısı
artarken bir taraftan da etkinliğimiz de belirgin bir şekilde artıyor.
İstanbul son gelişmelerle adeta yeniden yapılanma
noktasına gelmiş bulunuyor. Bu çerçeveden baktığımızda bazı önerilerimizi da
paylaşmak istiyorum:
İstanbul’a
yeni yerleşimler
Üçüncü boğaz köprüsü ile, İstanbul Boğazı'nın kuzeyini birleştirilerek
İstanbul'a nefes aldıracak bir alternatifte oluşmaktadır. Bu alternatif; kara
yolu, raylı sistem, metro ve havaray, asmaray sistemlerini ve de deniz ulaşımını
birlikte entegre eden bir yapılanma ile İstanbul’un kuzeyini planlı bir şekilde
geliştirebilir.
Ancak burada çevreye gereken hassasiyet mutlaka
gösterilmeli, su toplama havzaları korunmalı, yeşil alanlar yapılacak planlama
çalışmaları ile daha da artırılmalıdır.
Özellikle bu kuzey geçişi ve kuzey yerleşimleri
deprem, tsunamı gibi afetlere karşı İstanbul'u kurtaracak bir konumda
bulunmaktadır.
Marmara fay hattına uzak olan İstanbul'un kuzey bölgesi aynı zamanda deniz
seviyesinden de güneye göre daha
yüksektir.
İstanbul’u yenilemek için İstanbul'u yenilemek için
Anadolu ve Avrupa yakalarına kurulacak yerleşimler doğal olarak Üçüncü Boğaz
köprüsü ile de bağlantılı olacaklardır ve hatta olmalıdır.
Anadolu yakasında, Riva (Çayağzı) ve Şile bölgeleri
uygun yerleşimler olarak ele alınabilir.
Avrupa yakasında yine Kilyos'tan başlayıp
Durusu(Terkos) gölüne kadar uzanan bölge ki, Kemerburgaz'ın kuzeyi diye de
belirtebiliriz, çok önemli bir alandır. bu bölgeye hem üçüncü havaalanını ve
hem de İstanbul için çok önemli bir yönetim merkezini konuşlandırabiliriz.
Bu merkez, yine Ankara'daki gibi işlevler
üstlenmekle birlikte özellikle uluslararası şirketlerin ofis ihtiyaçlarını
karşılamak acısından daha bir ağırlıklı olmalıdır. Bu merkez her türlü ulaşım
aracı ile İstanbul'un belli yerlerine seri bir şekilde bağlanmalıdır.
otoyol,raylı sistemler, metro, deniz, havaray vb.sistemlerle seri bir şekilde
bağlanmalıdır.
Bu yeni merkeze konuşlanacak nüfusla, İstanbul
büyük ölçüde rahatlayacaktır ve ulaşım başta olmak üzere şehir işletmeciliği
açısından çok daha az paralar harcayarak kaliteli hizmetler verilebilecektir.
Kuzeyde kurulacak şehir, alışageldiğimiz
şehirleşmenin dışında belki yüzlerce gökdelenden oluşan kompakt bir yapılanmayı
getirmelidir. çok fazla yayılmayan ancak her türlü altyapısı çözülmüş
gökdelenlerin yer aldığı modern bir merkez olmalıdır.
Betonarme binaların yanı sıra özellikle çelik bina
sistemlerinin uygulandığı bir proje düşünülmelidir. Yine binaların dışı artık
kesinlikle sıva-boya olarak düşünülmeyip binanın yaşıyla bir olan ve bakım
gerektirmeyen giydirme cepheler, yine iç mekanlar çok yönlü kullanıma imkan
verecek esneklikte planlanmalıdır.
İstanbul için bir başka alternatifte, Durusu
(Terkos) gölünden Binkılıç Bölgesine doğru yer alan bölgede böyle bir şehrin
konuşlanmasıdır.
Kanatlar ve
Karadeniz kıyıları etkin değerlendirilmeli
Hem Anadolu yakasında ve hem de Avrupa yakasında
kurulması düşünülen iki şehir İstanbul’un gelişen Kartal ve Silivri ilçeleri
merkezli kanatlarla da irtibatlı ancak mutlaka Karadeniz sahilini kapsayacak
şekilde konuşlanmalıdır. Bu şehirlerle birlikte Karadeniz sahilinde oluşacak
limanlar İstanbul’u nefes aldıracak ve nüfusun kaymasını ve merkezin
rahatlamasını sağlayacaktır.
İstanbul, Karadeniz’in yanı başında ancak
Karadeniz’den yararlanamayan bir konumdadır. Kurulacak iki yeni yerleşimle
birlikte Karadeniz’in nimetlerinden çok daha fazla yararlanılacak ve İstanbul
deprem fay hattı boyunca Marmara kıyılarına sıkışmaktan kurtulacaktır.
Dünyaya örnek
akıllı ve yeşil şehirler
Bu şehirler, alışılagelmiş mevcut şehirlerin çok
dışında tamamen otomasyona bağlı birer akıllı ve yeşil şehir olarak
konuşlanmalı ve de birer teknoloji harikası olarak planlanmalıdır.
Türkiye’nin 2023 ve sonrası yüzünü dünyaya
tanıtacak ve dünyaya her açıdan örnek olacak şehirler olmalıdır. Bir bakıma
uzay üssünü andıran bir şehir dokusu ile de dünyanın gıpta ettiği yapılanmayı
gerçekleştirmeliyiz.
Kıtaların buluştuğu, çağların buluştuğu,
kültürlerin buluştuğu ve kısaca gelmiş geçmiş ve de gelecek dünyanın buluştuğu,
bulaşacağı bir proje olmalıdır.
/Remzi KOZAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder