Geçtiğimiz hafta sonu Samsun’a umut saçan bir
sempozyum yapıldı. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile
Ondokuzmayıs Üniversitesi Rektörlüğünün ortaklığında ve Üniversitemizin
organizasyonunda gerçekleştirildi. 13-16 Ekim günleri, OMÜ, AKM ve CANİK KÜLTÜR
MERKEZİ’NDE olmak üç ayrı binada değişik salonlarda tam 62 oturum da Samsun
masaya yatırıldı. 21 başlık altında ve her birinde 4-5 tane olmak üzere toplam
292 bildirinin sunumunun yapıldığı Sempozyum, Samsun adına bugüne kadar yapılan
en kapsamlı bilimsel sorunları irdeleme toplantısıydı.
Açılış Konferansını “19 Mayıs 1919’dan
Cumhuriyet’e” başlığı ile Gazi Üniversitesi’nden Prof. DR. Mustafa Turan sundu.
292 bildirinin çoğunluğu bilim adamlarınca, sadece 15 tanesi Samsun’a
duyarlılığı bilinen Samsunlu katılımcılar tarafından sunuldu. Bu çok önemliydi.
Çünkü tam 320 bildiri başvurusu yapılmış ve bunlarda 250 tanesi yeterli
bulunmuştu. Gururla söylemek isterim ki, bu bildirilerinden birisi de bana
aitti ve bildirimi 15 Ekim Cumartesi günü saat 09.00- 10.30 arasında ki
oturumda Canik Kültür Merkezin de sundum. Bildirim, “SAMSUN’UN SOSYAL, Ekonomİk
ve Sİyasal Analİzİ” Başlığını taşıyordu.
Sempozyumun altı çizilecek önemli konularından
birisi de, oturum başkanları ile bildiri sunanların bir kısmının da Türkiye’nin
değişik üniversitelerinden oluşuydu. Açılış törenine katılarak bir oturuma da
başkanlık hemşerimiz eski Adalet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk, Sempozyum’a
renk katmıştır.
Sempozyum için beş bin afiş, yedi bin program
kitapçığı ve yedi bin broşür bastırılmıştı. Buna rağmen duyuruların yeterince
yapılamaması ve Samsunluların neredeyse tamamının böylesine önemli bir
sempozyumdan haberdar olamaması harcanan büyük emeğe yakışmıyordu. Basına
verilen mesajlarda da “Samsun’a parantez Açıyoruz” sloganı kullanılmıştı. Ne
var ki, bu açılımı da okuyucuların bir kısmı anlayamamış ve bu çok önemli
sempozyum bindirilmiş kıta anlamında zoraki getirilen öğrencilere sunulmuş
oldu. Aslında bu toplantıların başlangıcını SAM-SEV “KENT KURULTAYLARI ile
başlatmış ve 4 yılda başarı ile yürütmüştü.
Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı ve Üniversite
Rektörü ile Milletvekillerimizin masanın bir yanında, karşılarında da 15 sivil
toplum kuruluşu başkanlarının oturduğu ve Samsun adına çok önemli sorunların
gündeme taşındığı bu Kurultaylar sonunda ortaya çıkan gerçekler birilerini
rahatsız etmiş ve Samsun adına bir ilk olan bu Kurultaylar sona erdirilmişti.
Samsun Sempozyumu’nun bence önemli bir başka yönü
ise Ondokuzmayıs Üniversitesinin belki de ilk kez Samsun’un sorunlarına bu
ölçekte bir duyarlılık göstermesiydi.
Bir yılık büyük bir emekle hazırlanan bu
Sempoyum’un eleştirilecek tek yönü organizasyonda ki karmaşa idi. Ancak böyle
bir sempozyumun düzenlenmesini sağlayan Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy’a,
Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’a ve böylesine büyük bir
sorumluluğu üstlenen Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Sayın Hüseyin Akan’a
bir Samsunlu olarak teşekkür ediyorum.
Dikkatleri çeken bir başka nokta ise, yerel
gazetelerimizin bu sempozyumu izleme noktasında ki eksiklikleriydi.
Bu sempozyum sonrası, Samsun’da çok şey yeniden
tartışmaya açılacaktır, açılmalıdır da. Aksi halde bunca emeğe ve harcamaya
yazık olur. Sempozyum sonrasında tüm bildiriler bir kitapta toplanacaktır.
Bu kitap, Samsun’u yönetenlerle, Samsun adına
siyaset yapanların rehberi olacaktır. Çünkü Samsun’un tarihi ve coğrafi
yapısından, nüfus yapısı ile dağılımı, sosyal, ekonomik ve siyasal yapısından
Terme’de ki pirinç ekim alanlarına ve Samsun’da ki alevi kültürüne kadar çok
şey incelenmiştir.
Sempozyum sonrasında mutlaka bir değerlendirme ve
bir sonuç bildirgesi hazırlanması yerinde olacaktır.
Benim bildirimin öneriler bölümünde yer alan ve
Samsun’un gittikçe artan sorunlarının çözümü için tek çözüm yolu olarak
gösterilen, “SAMSUN İÇİN ORTAK ÇALIŞMA KURULU’NUN” bir an önce oluşturulmasında
yarar görüyorum. Bu önerim, sonuç bildirgesinin de mutlaka yer almalı ve
tartışmaya açılmalıdır.
Samsun’da siyaset yapanlar ve yapmayı düşünenlerle
Samsun konusunda duyarlı olan herkesin bu sempozyum’u izlemiş olduklarını
umuyorum.
İnanıyorum ki, Samsun ile ilgili bu tür programları
izleme gereği dahi duymayanların Samsun üzerine bir şeyler söyleme ve talep
etme hakkı olamaz.
İyi haftalar…
/Sadi SUBAŞI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder