Salıpazarı Yeşilköy Kaya Mezarları Ve Garpu
Kale (1)
Yeşilköy Kaya
Mezarları:
Ruhun bedendeki tasarrufuna son verme hali olarak
tanımlanabilecek olan ölüm, her canlı için kaçınılmaz bir gerçektir. Jeolojik
Zaman Tablosunda günümüz insanının ortaya çıkışı dördüncü zaman olan
Antropozoik dönemde gösterilir. Ölüme ve define dair takip edilebilen en erken
örneklerden konunun bugüne kadar gizem ve önemimden hiçbir şey kaybetmeden,
doğumla paralel olarak günlük yaşamdaki öncelikli yerini koruduğu
anlaşılmaktadır. Bu durum birçok dini ritüel ile seramoninin ortaya çıkıp,
bulunduğu coğrafyaya göre gelenekselleşmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır.
İnsanoğlu toplayıcı-tüketici olduğu Prehistorik çağlar boyunca zorlu bir
gelişim süreci geçirmiş, kendi ayakları üzerinde durmayı başardığı M.Ö.600000–15000
yıllık uzun ve zorlu Paleolitik dönem içerisinde hiç kuşkusuz günümüz insanının
takip edilebilir karakteristik özellik ile medeniyet kültürünün temellerini
atmıştır. Bu süreç Anadolu’da başlangıçta Antalya Karain ve İstanbul
Yarımburgaz Mağaraları ile temsil edilirken son yıllarda gelişme gösteren
Pleistosen Arkeolojisi döneme ait birçok yeni veriler elde etmiştir (1 Belli,O.(2000),
Arsebük,G.(1995), -Arsebük,G.(1999),Esin,U.(1992).
Takip eden 10000–5000 yıllarını kapsayan Mezolitik
çağda kayalara yaptığı resimlerle kendi ile ilgili daha kalıcı bilgiler
bırakmayı başaran insanoğlu yerleşiklik ve üreticilikle ilgili önemli adımlar
atmayı başarmış olup, Samsun Tekkeköy ile Antalya Belbaşı,Beldibi mağaraları
döneme ışık tutan en önemli yerlerdendir. MÖ.7000–5000 li yılları kapsayan
Neolitik dönemde üretim yapan ve yerleşik hayata geçen insanoğlu tarihinin en
büyük devrimini gerçekleştirmiştir (2 Yazar,M.(2008).
Çayönü, Hacılar, Çatalhöyük, Yumuktepe,Canhasan
yerleşmelerindeki ortak veriler sistemli yerleşmeler kurulmaya başlandığını gösterirken
Anadolu inanç sisteminde temel öğe olan ana tanrıça tasvirlerinin yapılmaya
başlanması ile de din olgusunun somut verilerle ifade edildiği gözlenmiştir (3 Ekrem
A.(1987),Yazar,M.(2008).
Kalkolitik çağı kapsayan MÖ.5000–3000’ ler de
seramik üretimi ile teknolojik gelişim atak yaparken başlangıçta konut
tabanında konumlandırılan mezarların konut alanı dışına çıkarılmasıyla yerleşim
merkezlerinin bu yeni anlayışla sosyal,kültürel,ekonomik ve dinsel unsurların
etkisinde gelişerek şekillendiği tespit edilmiştir. Dönemsel sanat, estetik
anlayışlarıyla bütünleşerek oluşan mezarlık kültürü de böylece doğmuş, kült ve
coğrafi çeşitliğe paralel olarak yeni yeni denemelerle bugünkü çeşitliliğe
ulaşılmıştır. MÖ.3000–2000’ ler de yazının kullanımı ile Historik çağlara
geçilmesi İnsanlık tarihi için dönüm noktası olmuş, Çömlekçi çarkı, planlı
kentler, boyalı seramik üretimi, ölü gömme kültüründe ölü armağanlarıyla gelen
yenilikler ve Hitit’de kent devletlerinden siyasi birliğe geçiş gibi Anadolu kronolojisinin
dönüm noktalarını oluşturan önemli olaylar vuku bulmuştur. MÖ.1180–750 lerde
görülen Trak göçleri Anadolu için karanlık bir dönem yaşanmasına neden olurken,
Geç Hitit Krallıkları (1200–700),Urartular (900–580), Frigler (750–300), Parayı
kullanıma sunmasıyla ticarette yeni bir çığır açan Lidya (700–546), Likya (600–300)
ve devamında Pers İstilası (546–334), Arkaik (MÖ 600–334), kent devletlerine
dönüşün görüldüğü Helenistik dönem (MÖ.323–30), MÖ 30- MS. 395 Roma dönemi ile
sonrasında ki kültürel izler ve birikimler Anadolu’yu gerek kent anlayışı
gerekse Mezar ve mezarlık olgusu bakımından otokton halkların kültürel
zenginlikleri ile yoğrulan definle ilgili dini mimari uygulamaların en zengin
örneklerinin sahibi yapmıştır.
Ruhun bedenle olan bağlılığının son bulması, bedenin
terk edilerek farklı bir boyutta ruh varlığını devam ettirmek olan ölümle
ilgili ritüeller kaynağını, inanç sistemlerinin gerekleriyle bütünleşerek oluşan
defin geleneklerinden almıştır. Semavi dinler öncesinde olduğu gibi sonrasında
da ölüm ve definle ilgili uygulamalar önemini korumuş ve her semavi din
benzerliklerle birlikte farklılıkları da barındıran ölüm ve define ait dinsel kuralları
ortaya koymuş, bunun sonucu coğrafya ve
geleneksel ata kültürüyle şekillenen seramoniler oluşmuştur.
(Devam Ediyor)
/Emine YILMAZ
Sanat Tarihçisi -
Samsun 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder