"Dünyada, kişi için doğup büyüdüğü yeri
kaybetmekten daha büyük bir acı olamaz"
Euripidies M.Ö. 431
Gözlerinizi yavaş yavaş kapatın... Bir kaç dakika
zihninizi boşaltın... Ve birden, doğduğunuz kenti terk etmek zorunda
kaldığınızı düşünün... Doğduğunuz evi,
avlusunda oynadığınız günleri... Terli terli su içtiğiniz kapıyı, dallarından
elma kopardığınız ağacı... Sokakları, kaldırımları, arkadaşlarınızı,
komşularınızı... Birden yok olduklarını, birden savrulduklarını... Ne kadar acı
ve tarifi zor bir duygu değil mi? İşte mübadelenin anlamı da bu acıyla eş
değer... Doğduğunuz, büyüdüğünüz toprakları, evinizi, bahçenizi, her gün özenle
suladığınız çiçeklerinizi ardınızda bırakıp, bilinmeyene gitmek...
***
Daha düne kadar Osmanlı bayrağı altında
"kardeşçe" yaşayan bakkal Ahmet, Kaptan Aleko, komşu kızı Ayşe, imam
Osman, eczacı Hristo'nun dostluğuna ateş düşmüş, karmakarışık bir hal alan
dünya siyaseti, onları da bu hengamede taraf olmaya zorlamıştı...
Rumeli'de yaşayan Müslüman Türkler ile Anadolu'da
yaşayan Ortodoks Rumlar, kardeşliğin , birlikte yaşamanın hüküm sürdüğü
günlerden; acının, kan ve gözyaşının olağan sayıldığı günlere doğru giderken;
her iki devletin aldığı karar, milyonlarca insanın hayatını etkiledi...
Anadolu'dan bir buçuk milyon Rum, Rumeli'den ise
600 bin Müslüman, karşılıklı nüfus değişimi ile, evlerinden, yurtlarından,
sevdiklerinden ayrıldı, ayrılmak zorunda kaldı. Hayatında denizi görmeyenler,
gemilere doldurulup, hiç bilmedikleri coğrafyalara, hiç bilmedikleri şehirlere,
köylere gitti...
Hastalıkla, açlıkla, soğukla geçen günler,
haftalar, ayların ardından, yaşama tutunabilenlerin kurdukları yeni hayatların
hikayeleri günümüze kadar geldi.
"Anadolu'dan gidenlerin yeterince Rum, Rumeli'den gelenlerin de
yeterince Türk" sayılmadığı bir dönemden arda kalanlar, çocuklarına,
onlardan torunlarına kadar ulaştı... Kulaktan
kulağa gelen hikayelerde, kimi zaman "dehşetengiz", kimi zaman ise
"komik" hatıralar vardı...
***
Yıl 1923...
Türkiye, büyük bir mücadeleden alnının akıyla
çıkmış. Yeni Cumhuriyet henüz ilan edilmemiş... Milli Mücadele dönemi sona
ermiş, yeni bir ülkenin kurulma aşamasında zorlu, tarihi kararların alındığı,
geri dönüşü olmayan bir sürece girilmişti...
İşte böylesi bir anda alınan "mübadele"
kararı, bir çok acının, ayrılığın, özlemin yaşanmasına neden oldu... Ama aynı
zamanda belki de bir "kardeş kavgasının", "kardeşler arası"
önüne geçilemeyecek zulümlerin de sonlanmasını sağladı, kim bilir...
Ne mübadeleyi yaşayanlar, ne de mübadeleye karar
verenler; o zamanın koşullarında belki de yapılması gerekeni yaptılar. Bunun
cevabını maalesef ne mübadeleyi yaşayan kuşak ne de onların çocukları,
torunları verebiliyor. Ama ortada bir
gerçek var ki, "Dünyada, kişi için doğup büyüdüğü yeri kaybetmekten daha
büyük bir acı olamaz"
***
Peki,
Mübadele'de ne oldu?
Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi veya Değişimi,
1923 yılında Lozan Barış Antlaşması'na ek protokol uyarınca Türkiye ve
Yunanistan'ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe
tabi tutulmasına neden oldu.
Mübadele ile 1 milyon 200 bin Ortodoks Rum
Anadolu'dan Yunanistan'a, 600 bin Müslüman Türk de Yunanistan'dan Türkiye'ye
göç etmek zorunda kaldı. Mübadele kapsamına giren kişiler ile mübadele
kapsamına girmeyen kişiler arasındaki ayrım, ırk ya da dil değil
"din" oldu.
Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi kapsamında
Türkiye'de sadece İstanbul kenti ile Gökçeada ve Bozcaada'da oturan Rumlar,
Yunanistan'da ise sadece Batı Trakya Türkleri mübadeleden muaf tutuldu.
Mübadelede Drama, Girit, Kavala, Selanik, Vodina ve
Yanya'dan Türkiye'ye gelen nüfus Doğu Trakya ve Batı Anadolu'da Rum azınlığın
ayrılışı ile boşalan yerlere iskan edildi. Mübadiller yoğun olarak Adana,
Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, İstanbul, İzmir, Kırklareli,
Kocaeli, Manisa, Mersin, Samsun ve Tekirdağ'a yerleştirildi. Yerleşmelerindeki
esas nokta ise uğraştıkları iş oldu. Mesleği zeytincilik olanlar Ege’ye,
tütünle ve hayvancılıkla uğraşanlar Karadeniz’e, rençberlik yapanlar Anadolu’nun çeşitli
kentlerine gönderildi.
Samsun'a, 1923-24 yıllarında gelen mübadil sayısı
22 bin 668'di. Mübadiller, Samsun'da Bafra, Alaçam, Çarşamba, Havza, Ladik,
Terme, Vezirköprü ilçeleriyle, Anderya, Asarağaç, Çatalarmut, Çırakman,
Derecik, Düvecik, Hacıismail, İlyasköy, Ökse, Sarıbıyık, Taflan, Teknepınar,
Aşağıçinik,Eldavud, Sürmeli, Karaağaç, Ökseköseli, Kozalan, Üçhanlar, Hacıdede
gibi çok sayıda köy ve mahallede iskan etti.
Mübadele ile gelenler tütün rençberliği, kasaplık, muallim, imamlık
mesleklerine dahildi.
Değişimin büyük bir bölümü 1923-1924 yıllarında
gerçekleşti. Zorunlu göç gerek Türk, gerek Yunan ekonomisinde yaklaşık 20 yıl
süren ağır bir krize yol açtı.
***
Kutu İçinde
Not
Bu dizide, mübadeleyi yaşayan birinci kuşağın
hikayesini, onların çocukları ve torunları vasıtasıyla yazmaya çalıştım...
Onların dedelerinden, ninelerinden duydukları
hikayeler, yaşanan acı olaylar, komik hatıralar, ilginç figürler, gelenek ve
görenekler, yeme içme kültürü hakkında bilgiler elde etmeye, mümkün olduğunca
"teknik" bilgiden uzak, sadece olayları anlatan bir yazı bütünü
oluşturmak için çaba sarf ettim.
Bu süreçte, ulaşıp görüşlerini alamadığım, geçmişi
konuşmak istemeyen, hatıraları "yeniden yaşamak" istemeyen
büyüklerimiz de oldu...
Onların bu kararlarına saygı duyarak,
anlattıklarını hafızama kazıdım, izinleri olmadan da bir şeyler paylaşmamaya
söz verdim...
Ama gelinen noktada, farklı hikayeleri tüm
çıplaklığıyla anlatan, eski fotoğraflarını, belgelerini, kitaplarını açan, beni
köylerdeki ziyaretlerde yalnız bırakmayan çok sayıda mübadil çocuğu, torunu ve
dostu da oldu...
Onların rehberliğinde hazırlanan bu çalışmada,
eksik kalan yanlar elbette ki olmuştur, şimdiden, herkesten özür dileyerek,
teknik bir girizgahla, yazı dizisine başlıyoruz... İyi okumalar.
Yarın : Mübadeleyi Her Sokağında Yaşayan Kent :
Alaçam
/Miraç ÖZTÜRK
03 Şubat 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder