Siyasilerimiz ve bazı bürokratlarımızın
penceresinden Samsun müthiş bir gelişme ivmesi yakalamış ve özellikle
kalkınmada çok önemli mesafeler kat etmiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde rakamsal verilere göz
atıldığında karşımıza farklı bir tablo çıkmaktadır. Örneğin yaşanabilirlik
analizine göre 24. Sırada yer alan Samsun, sosyo-ekonomik gelişmişlik
sıralamasında 32. Sırada yer almaktadır. Kentteki yatırım profili ise
genellikle hizmet sektörü ağırlıklıdır. Oysa gerek sanayi ve gerekse tarım
sektörlerinde oldukça yüksek bir yatırım potansiyeline sahip bir kent profiline
sahip olunmasına rağmen, münferit yapılan küçük çaplı yatırımlar, Samsun’u
12.162 dolarlık kişi başına gelir ile Türkiye genelinde 35. Sıralarda yer
almasına neden olmuştur.
Açıklamalar yapılırken, gerçekler için sadece DİE
verilerine göz atmak yeterlidir. Verilere rağmen pembe tablolar çizen
açıklamalar yapmanın izahı, siyasi rant elde etmek amacını taşır ki, vatandaş
da artık bu tür açıklamalara itibar etmemektedir. Çünkü gerçekler mutfakta
zaten yeterince yaşanmakta ve her geçen gün artan geçim zorlukları canları
yakmaktadır. Eğitim göstergelerindeki yerimizin ise iç açıcı noktalarda olduğu
söylenemez. Her alanda rekabet
ettiğimizi düşündüğümüz Trabzon’un Samsun’dan iki basamak daha yukarılarda
olmasının nedeni, eğitim göstergelerindeki yükselişten kaynaklanmaktadır.
Yaklaşık 123.000 hektarlık tarım alanına sahip
olduğumuz Bafra ve Çarşamba ovalarında yetişen sebze ve meyveler bölge
ihtiyaçlarını gidermekle beraber diğer illere de pazarlanmaktadır. Ancak tarım
sektörüne yapılan yatırımların sınırlı olması nedeniyle gerekli modernizasyonu sağlanamamakta , dolaysıyla bu nimetlerden de yeterince
istifade edilememektedir. Ancak istihdamın önemli bir bölümü tarımsal alanlarda çalışmaktadır. Ekonomik
tablo bu halde iken, Cumhuriyet dönemi sonrasında bahçeli en yüksek 3 katlı
olarak inşa edilen evleri barındıran konut trafiğine sahip cadde ve sokaklar,
özellikle 1970’li yıllarda çok katlı yapılaşmalarla ortaya çıkan apartmanlaşma
modeli ile aynı yükü taşımaya başlamıştır. Caddeler genişletilmeden veya
alternatifler üretilmeden nerede ise gökdelenler üretilmiş, bu yükü
taşıyabilecek alt yapılar dahi yeterince ıslah edilmemiştir.
Çağdaş kent görünümüne yönelik hizmetlerin
yapılmadığı elbette söylenemez. Mimari
çarpıklaşmaya rağmen kentin denizle kavuşmasını sağlayan Sahil düzenlemeleri
önemli bir adım olmuştur. Tüm tartışmalara rağmen Hafif Raylı Sistem Projesinin
de kentin modernleşmesi adına atılan önemli bir adım olduğu da bir gerçektir.
Tartışmaların odağında ortak akıl oluşturamamak gerçeği yatmaktadır. Tercihini
siyasi irade adına kullanan Samsun’lular bu gücü yeterince
hissedememektedirler.
Devlet yatırımlarından en az pay alan il
Samsun’dur. Teşvikli il sıralamalarında kendine yer bulamayan kent Samsun’dur.
Devlet yatırımlarının en yoğun olduğu 1970’li yıllarda ciddi yatırımlar olarak
görülen Azot ve Bakır tesislerinin ilk özelleştirme aşamasına kurban edilen
kent Samsun’dur.
Liman’a baktığımızda özelleştirme öncesi bir pislik
ve moloz yığınlarının kapladığı bir yapıda olması nedeniyle hiçbir şekilde kent
ekonomisine bir kazanımı olmamıştır. Devlet yatırımlarının özel sektör
yatırımlarına yönlendirilmesi sonucunda ise zaten kısıtlı olan istihdam darlığı
daha da had safhalara ulaşmıştır. Çünkü özel sektöre devredilen işletmeler
doğal olarak ilk etapta işçileri işten çıkarma yolunu tercih etmiş ve
dolaysıyla kentin lokomotifleri olan özellikle Tekel, Azot ve Bakır
İşletmelerinden yüzlerce işçi sokaklara terk edilmişlerdir.
Dört tarafınız teşvik kapsamında ve siz bu kapsam
dışında il olarak ortada yer almaktasınız. Örneğin Havza ve Vezirköprü’nun yanı
başında bulunan Merzifon ve Suluova teşvik bölgesinde iken, hangi yatırımcıyı
kendi bölgenize çekebilirsiniz. Doğal olarak yatırımcı teşvik bölgesinde yer
alan Merzifon ve Suluova’yı tercih edecektir. Eğer % 14 oranında yeşil karta
sahip bir nüfusa sahip iseniz, SGK verilerine göre bir emekliler kenti
profilinde iseniz, sosyo-ekonomik gelişmecilikte 32. Sıralarda yer alıyor
iseniz, kentinizin gerçekleri bunlardır. Bu gerçekler göz ardı edilerek yapılan
tüm açıklamalar laf-ı güzaftır. Seçim öncesi yatırımlarıdır. Samsun’lular da
artık bunun bilincindedir.
/Süleyman
SALUR
11 Mayıs 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder