Bilindiği gibi eğitim şekillenmek ya da
şekillendirmektir. “Milli Eğitim” denilince, bir milletin bulunduğu noktadan
itibaren topyekün alacağı şekil demektir. Merhum N.Topçu, “millet eğitimi takip
eder” demiştir. Eğitim, bir milletin başına yağan sağanak yağmurdur. Bu yağmur
diriltici olabileceği gibi öldürücü de olabilir. Yağmur bazen afet, bazen de
hayat getirir. Eğitim sağanağının hangisinin hayat, hangisinin afet
getireceğinin kararını milletin tarihi verir. Bu karar, Milli Eğitim’in vizyonuna yerleştirilecek iki
önemli bileşenden biri olmalıdır. Sn. Milli Eğitim Bakanı’ndan en büyük
beklentimiz budur.
Vizyon çekirdeğimize, “Batıyı ve Batılılaşmayı”
koyarsak neslimizi, geleceğimizi köleleştirir ve sömürgeleştiririz. Bir
milletin vizyonu, başka bir milletle özdeşleşme olmamalıdır. Bu bir sinsi
cinayettir. Uzun vadede milleti Batının kültür ve inanç potasında eritip yok
etmektir. “Bir Batı” devleti, “Doğululaşmayı, İslamlaşmayı” eğitiminin vizyonu haline getirdiği”
görülmez.
Bizler, “Batılılaşmayı” koyarsak aynı zamanda
“Hristiyanlaşmayı” da zımnen koymuş oluruz. Nitekim geçmişte bu cinayete
teşebbüs edilmiştir. Bu durum aziz milletimizin 1000 yıllık tarihi ile
savaşmak; milletin, yürümekte olduğu raydan çıkarılması, inancı
ve değerleriyle yeni bir millet meydana getirme
anlamına gelir. Böyle bir anlayış, topluma barış ve huzur değil, kavga
ve kaos meydana getirir.
Eğitimimiz bu ikilemi hazmedecek durumda değildir.
Yolun sonuna gelmiş bulunmaktadır. Bu noktada acilen uzanacak bir ele ihtiyaç
vardır. Dede, baba ve çocuklar arasında açılmış bulunan makas istiap haddinin
üzerindedir.
Şimdi Sn. Bakanımızdan bu çekirdek ideolojinin
belirlenip yerleştirilmesi için kendi çapında üzerine düşeni yapmasını
istiyoruz. Tarihe geçmesinin başka yolu yoktur. Öte dünyasını da kurtarmanın
başkaca yolu yoktur. Selam ve sevgi ile…
/Mustafa GENÇ
23.05.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder