Hiçbir bakan ve hiçbir hayırsever, bu milletin
eğitimine yapacağı katkıdan daha büyük ve daha değerli bir katkı yaptığını
söyleyemez. Çünkü eğitim, hem bu milletin dünyası hem de ahiretidir. Bu
milletin eğitiminde görevli her seviyedeki sorumlunun ( anne-babalar
dahil) gözünü uyku tutmamasının gereğine
inanıyoruz. Bu sorumluluk duygusuyla vizyon sorularımızı oluşturacağız:
Şu anda öğrencilerimiz kimlerdir? Günübirlik
dünyadaki değişimlerin onlar üzerindeki etkileri nelerdir? Bu anlamda
öğrencilerimizi ve velilerimizi( eğitim camiası ve bakan olarak) yeterince
tanıyor muyuz? Birinci sınıftan
itibaren teslim aldığımız bugünün çocukları öğrencilerimiz, yarın nasıl ve ne şekilde değişeceklerdir? Öğrencilerimiz
ve toplumumuz için nasıl çalışıyoruz? Şu anda ve gelecekte dünyada rakiplerimiz
kimler olabilir? Değerlerimiz nelerdir?
Biz, insan ailesi içinde nerede duruyoruz? Biz
olmasak dünya ne kaybeder ya da varlığımız ne kazandıracaktır? Fransız,
Amerikan ve İngiliz insanından farkımız ne olacaktır? Vizyonumuz Almandan,
Fransızdan ve İngilizden farklı olmayacaksa, millet olarak da farkımız
olmayacak demektir ki, o zaman İstiklal Marşımızdaki değerler ne içindir? Gelecekte
neler olabilir, biz ne yapabiliriz? Devlet adına cevaplandırılması gereken bu
sorular daha da çoğaltılacaktır. Bu milletin topyekün olarak dünyası da ahireti
de bu soruların sağlıklı cevaplandırılmasından geçer.
Geçmişte eğitim yoluyla bu milletin hem dünyası hem
de ahireti perişan edilmiştir. Onlar bunu (gelecek yazımızda inşallah
örneklerini vereceğiz) yaparlarken pervasızca ve alenen yapmışlardır.
Şimdi Sn. Bakandan,
o pervasız, hayasız ve milletin değerlerine düşman olanlar kadar cesur
olmasını bekliyoruz. Atalarımız, “ mahkeme,
kadıya mülk değildir” demişlerdir. Bakanlık koltuğu diğer koltuklar ve hatta
dünya gibi geçicidir. Okullarımız ve çocuklarımız 10-15 yıl öncesinin okulları
ve çocukları olmadığının hesabını yapmalıyız. Ve bu hesapla konumuza devam
etmeliyiz diyerek selam ve sevgiler…
/Mustafa GENÇ
21.05.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder