Dün öğlenden sonra gibiydi Sevdiğim dostum Recep
Yazgan aradı. Kendisi Samsun’un en etkili olan akasyamhaber.com internet
sitesinin sahibi. Üç gün önce yazdığım vatandaş Mahmut ve Basın mensubu
Mahmut’un başına gelenlerle alakalı sohbet ettik. Hatta yazdığım köşe yazımı
sitesinden haber yaptığı için teşekkür ettim. Böyle duyarlı olduğum için de o
bana teşekkür etti. Sitesinden yayınladığı köşe yazımın en çok okunanlar
arasında olduğundan bahsetti. Bu sosyal bir konuydu. Tüm vatandaşlarımızı
yakından ilgilendiren bir haksızlıktı. Eğer şahsi bir durum olsaydı bunu
yazmazdım. Nefsime yenik düşmüş ve sadece kendimi düşünmüş olurdum.
Bu yazımla istedim ki vatandaşlarımızın sonuçları
daha erken verilsin. Yazdığım ve merak ettiğim sorulara henüz bir cevap
alabilmiş değilim. Bir cevap gelirse de noktasına virgülüne dokunmadan
yayımlayacağımdan da kimsenin şüphesi olmasın. Bu yaşananlar ayrımcılığın da
acı ve gerçek bir yüzü. Yaşanan bu durumların sadece Eğitim ve Araştırma
Hastanemizde olmadığını diğer hastanelerimiz de de aynı durumların yaşandığı
aşikâr.
Eminim ki her birimizin bu hastanelerde buna benzer
yaşadığı çokça öykü vardır. Bunlar 30
yıl önce nasılsa şimdi de böyle. Ancak bütün bunları değiştirmek de
yetkililerin elinde. Eğer diyorlarsa ki böyle gelmiş böyle gider. Salla başını
al maaşını. Bende derim ki o devirler çoktan geçti. Artık işini adam gibi
yapanlar yapacak, yapamayanlar gidecek. Kimse kusura bakmasın. Boğazınızdan
geçen her bir lokmada garip gurabanın fakir fukaranın hakkı var. Yok biz böyle
olmaya devam edeceğiz diyorsanız da hodri meydan. Halep ordaysa arşın burada.
Hazır Recep Yazgan’dan da söz etmişken. Bu kadar
açık sözlü bir dostum olduğu için mutluyum. Zira Recep Yazgan benimle
tanışmadığı ancak camia içerisinden tanıdığı günlerde meğer beni hiç sevmezmiş.
Bunu bizzat kendisi söyledi. Ben dedi seni hiç tanımazdım ancak nedensiz bir
şekilde de sevmezdim dedi. Yazgan’la asıl tanışıklığımız Antalya seyahatinde
oldu. Orada bir partinin programlarına katıldık. Oda arkadaşlığı yaptık.
Sonrasında bana dönüp ya ben seni sevmezdim ancak neden sevmediğimi de
bilmezdim, Meğer sen düşüncelerimin tam tersinde birisiymişsin dedi. Valla açık
sözlülüğün bu kadarı her arkadaşta bulunmaz. O günden beridir ki Recep Yazgan ile
sıkı bir dostluğumuz vardır.
Gerçekleri görüp söyleyen ve yanlış görüp
değerlendirdiğini de söyleyebilecek insan sayısı azdır. İşte Recep Yazgan böyle
bir dosttur. Aslında bu tarz yazılar kişilerin ölümünden sonra anısına yazılır.
Ancak ben sağken ve sağlıklıyken yazılmasından yanayım. İnsanların dünya
görüşünün, kişisel yaşayış tarzlarının ötesinde tartışmaya ve açık fikirliliğe
açık olabilmeleri müthiş bir durum olsa gerek.
/Mahmut
ERDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder