31 Mayıs 2013 Cuma

Kamu Hastaneler Birliği -3

Dün öğlenden sonra gibiydi Sevdiğim dostum Recep Yazgan aradı. Kendisi Samsun’un en etkili olan akasyamhaber.com internet sitesinin sahibi. Üç gün önce yazdığım vatandaş Mahmut ve Basın mensubu Mahmut’un başına gelenlerle alakalı sohbet ettik. Hatta yazdığım köşe yazımı sitesinden haber yaptığı için teşekkür ettim. Böyle duyarlı olduğum için de o bana teşekkür etti. Sitesinden yayınladığı köşe yazımın en çok okunanlar arasında olduğundan bahsetti. Bu sosyal bir konuydu. Tüm vatandaşlarımızı yakından ilgilendiren bir haksızlıktı. Eğer şahsi bir durum olsaydı bunu yazmazdım. Nefsime yenik düşmüş ve sadece kendimi düşünmüş olurdum.

Bu yazımla istedim ki vatandaşlarımızın sonuçları daha erken verilsin. Yazdığım ve merak ettiğim sorulara henüz bir cevap alabilmiş değilim. Bir cevap gelirse de noktasına virgülüne dokunmadan yayımlayacağımdan da kimsenin şüphesi olmasın. Bu yaşananlar ayrımcılığın da acı ve gerçek bir yüzü. Yaşanan bu durumların sadece Eğitim ve Araştırma Hastanemizde olmadığını diğer hastanelerimiz de de aynı durumların yaşandığı aşikâr.

Eminim ki her birimizin bu hastanelerde buna benzer yaşadığı çokça öykü vardır.  Bunlar 30 yıl önce nasılsa şimdi de böyle. Ancak bütün bunları değiştirmek de yetkililerin elinde. Eğer diyorlarsa ki böyle gelmiş böyle gider. Salla başını al maaşını. Bende derim ki o devirler çoktan geçti. Artık işini adam gibi yapanlar yapacak, yapamayanlar gidecek. Kimse kusura bakmasın. Boğazınızdan geçen her bir lokmada garip gurabanın fakir fukaranın hakkı var. Yok biz böyle olmaya devam edeceğiz diyorsanız da hodri meydan. Halep ordaysa arşın burada.

Hazır Recep Yazgan’dan da söz etmişken. Bu kadar açık sözlü bir dostum olduğu için mutluyum. Zira Recep Yazgan benimle tanışmadığı ancak camia içerisinden tanıdığı günlerde meğer beni hiç sevmezmiş. Bunu bizzat kendisi söyledi. Ben dedi seni hiç tanımazdım ancak nedensiz bir şekilde de sevmezdim dedi. Yazgan’la asıl tanışıklığımız Antalya seyahatinde oldu. Orada bir partinin programlarına katıldık. Oda arkadaşlığı yaptık. Sonrasında bana dönüp ya ben seni sevmezdim ancak neden sevmediğimi de bilmezdim, Meğer sen düşüncelerimin tam tersinde birisiymişsin dedi. Valla açık sözlülüğün bu kadarı her arkadaşta bulunmaz. O günden beridir ki Recep Yazgan ile sıkı bir dostluğumuz vardır.

Gerçekleri görüp söyleyen ve yanlış görüp değerlendirdiğini de söyleyebilecek insan sayısı azdır. İşte Recep Yazgan böyle bir dosttur. Aslında bu tarz yazılar kişilerin ölümünden sonra anısına yazılır. Ancak ben sağken ve sağlıklıyken yazılmasından yanayım. İnsanların dünya görüşünün, kişisel yaşayış tarzlarının ötesinde tartışmaya ve açık fikirliliğe açık olabilmeleri müthiş bir durum olsa gerek. 

/Mahmut ERDOĞAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder