Yaşam bazen sürükler sizi bilinmeze… Yol alırsınız…
Gider… Yerleşir… Yaşarsınız. Arkanızda bıraktıklarınıza ise bayramdan bayrama
bir kısa merhabadan ibarettir artık… Ya da bir kabir ziyaretindeki dua boyu kadardır
oralı oluşunuz. Bütün bunlar geneli ilgilendiren ve çoğu kez farklılık
gözetmeyen yaşamsal gerekliliktir.
Fakat Bafra’da yaşamış olmak, Kadı Çeşmesi’nden su
içmekle doğru orantılıdır. Nereye giderseniz gidin ne kadar kalırsanız kalın ne
Bafra sevgisini ne de Bafra özlemini unutmazsınız. Bafralı kalırsınız… Gençlik
Caddesi’nde yürümüşlüğünüz, Kadı Çeşmesi’nden su içmişliğiniz, Çizmelin fayton
sesini duymuşluğunuz, Meyve bahçelerinden erik çalmışlığınız, Cimbiliğin
fırınından sıcak ekmek almışlığınız, Lalinci Hamit dayının dönme dolabına
binmişliğiniz, Top sahasında top oynamışlığınız, “Millet gavesi”nde çay
yudumlamışlığınız, Bafra Lisesi’nde peri kızına aşık olmuşluğunuz, Ebcetten
azar işitmişliğiniz mıh gibi çakılmıştır anılarınıza… Yaşasanız da ait olmazsınız
başka bir yere. Bafralı kalır, Bafralı ölürsünüz…
Günümüz PlayStation boşluğundan daha çok, yan yana
gelebilmek, kol kola girip söylediğin şarkıların etrafında tebessümle ve
hoşgörüyle karşılandığına şahit olmaktı, ömrünün sonbaharını ilkbahar coşkusunda
yaşayanlar için… Yedi tepeli şehre yolumuz düştüğünde bir kez daha anladık
nasıl Bafralı kalındığını…
Ve bir kez daha hayran kaldık,isimlerini duyup
kendileriyle tanışma fırsatı bulamadığımız “Bafra Beyfendileri” nin asaletle
yoğrulmuş mütevazılıklarına… Adının sonuna bile “Bafralı” koyabilecek kadar
Bafralı Hasan Kılıç ağabeyimizin jestiyle, Bafralıların İsmetpaşalı Canavar
Hamdi’sinin Koşuyolu’ndaki “Gendüme”sinde biraz soğuk, ara ara yağmurlu ama
tarifsiz unutulmazlıkta bir gecede tanıma fırsatı bulduk Bafraspor’un efsane
kaptanı Kopuz’u (Kemal Kopuz),Eksper İbrahim Tekin ve Vedat Keçeli
ağabeylerimizi…
Bir kez daha özlem duyduk eski Bafra günlerindeki
birlikteliğe, paylaşıma, dost kalmaya… Keşkelerle dinledik,günümüz ucuz dost
anlayışına kahrederek… Güzel olan kısa sürer derler ya…Öyleymiş… Mısralardaki
gibi;
Bir gülüşle gelir ölüm.
Çalar kapımızı…
Ellerinde çiçekler.
Anılar kalır yalnız ardımızda,
Adınız bir de dost ağızlarda…
25.05.2013
/Birol BİRCAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder