29 Mayıs 2013 Çarşamba

Devlet Eli İle Sahillerimiz Katlediliyor

Şehir planlamacılarını en çok meşgul eden konuların başında, kent siluetinin muhafaza edilmesi gelir. Bazı büyük metropollerde “Siluet Ana Planı”  adı altında siluet planı projeleri gündeme getirilmektedir. Böylece imarda bazı kısıtlamalara gidilmekte ve söz konusu ana plana uymayan inşaatlarda yıkıma gidilmektedir.

Kent siluetinin bozulmasına yönelik yapılanmalar sadece sahil bantlarında değil, tarihi eserlerin de etrafında yer alarak önemli görsel tahribatlar yaratılmaktadır.  Geçmiş dönemlerde Edirne’de tarihi Selimiye Camii’nin Dünya Kültür mirasları arasında yer alması nedeniyle, siluetin bozulması tehlikesine karşı konu Unesco’ya taşınmıştır. Rant elde edebilmek uğruna insan hayatı, doğa ve çevre gibi değerler arka plana atılmakta ve dolaysıyla tarihi ve kültür miraslarımız dahil olmak üzere tüm değerler tek tek elimizden alınmaktadır.

Modern binaların yapılmasına elbette hiç kimsenin itirazı olamaz. Ancak uygunsuz ve mimariye özgü ekleme yapılmadığı taktirde yükselen gökdelenler dezavantaj oluşturmaktadır. Örneğin İstanbul’da bazı bölgelerde gökdelen inşaatları Koruma Kurulu kararlarına takılmıştır. Yıkılan Ali Sami Yen stadının yerine inşa edilecek olan gökkafesler bu konuda verilebilecek önemli bir örnektir. Samsun’da ise malum sahilde inşa edilen 5 yıldızlı otel inşaatı, kentin siluetini bozmanın yanı sıra  rant ekonomisinin uzantılarından birisidir.

Çarpık yapılaşmayı kentlerdeki nüfus patlamaları ile ilişkilendirebilirsiniz. Plansız ve denetimsiz binaların alt yapı çalışmaları tamamlanmadan inşa edilmesi ile mevcut dokular tahribata uğramaktadır. Çarpık yapılaşmayı tetikleyen faktörlerin başında yerel seçimler gelmektedir. Çünkü ülke olarak her yerel seçimler öncesinde imar aflarının çıkarılması gelenek haline geldiğinden, özellikle seçimlere bir yıl kala kentler adeta şantiye haline gelirler. Toplumsal saygı ise genelde hiç akla gelmez. Önemli olan bu tür yapılanma ile rant kapılarını ardına kadar aşmaktır. Kültürel bozulma ise zaten tedavülden tamamen kalkmıştır.

Kısa vadeli bireysel çıkarlar toplum menfaatlerinin üstündedir. Siz Samsun’da sahil kenarına yapılan oteli eleştirdiğinizde yatırım düşmanı ilan edilirsiniz. Oteli inşa eden Tanrıverdi gurubunun Samsun’un çıkarlarını düşünmesi gibi bir durumun zaten söz konusu olamayacağı ortadadır. İstanbul’da ikamet eden bir işadamı olarak doğup büyüdüğü kente yatırım yapan bir kahraman olarak ilan edilmesi de zaten gecikmez.

Kıyı kenar çizgileri öncelikle kamusal alanlar ile ihlal edilmiştir. Başka hiçbir alan kalmamışcasına başta valilik binası olmak üzere pek çok binalar sahil bandımızda yer almaktadır. Dolaysıyla bu tür katliamların önlenmesine yönelik alınacak tedbirlerin başında, sahil bandında yapılması düşünülen tüm projelerin yeniden gözden geçirilmesi ve hatta iptal edilmesi gelmektedir.

/Süleyman SALUR
29 Mayıs 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder