Prof. Dr. Metin EKER’ in basına dağıtılan konuşma
metnini TRT’ den değerli dostum Mehmet GENÇALİ elime verdi. Okumaya başlayınca;
çiçeği burnunda gazetecilik yaptığım yıllarda Yazı İşleri Müdürüm İrfan
YANKUTAN’ ın sözü aklıma geldi. “Yazılan yazı, okuru yormayacak!” derdi. Nur
içinde yatsın. 19 Mayıs Üniversitesi’nin kurulması için çalışmış bir
milletvekili idi. Kendisini Çetin Altan’a benzetirdim. Sigarası hep kalın etli
dudağına yapışık dururdu. Ufacık daktiloda söylediğini yazardım. Rahmetlinin bu
söylediği sözün, daha sonraları İlhan SELÇUK’ a ait olduğunu “Gölge Adam”
gazetesinde çalışırken Ertuğrul AKBAY’ dan öğrenecektim. Basınımızın duayen
gazetecileri ile hep arkadaştı. Onlarla ilgili çok anılarını dinlemiştim… İrfan YANKUTAN’ ı saygı ile anıyorum…
Şimdi durduk yerde neden aklıma geldi ki bu? Sanırım
Prof. Dr. Metin EKER ‘ in konuşma metnini okurken, bazı cümlelerinin
anlaşılmasında kendimi zorladığımdan olsa gerek! Zira ilk cümlesi müthiş
dikkatimi çekti! “Kültür bir ruhtur sanat ise onun bedenidir.” Hay Allah! Kültür Sanat Çalıştayı- 1 başlıklı
yazımda: “Kültür boşluk sanat ise onun bedenidir.” demişim! Yani “ruhtur”
kelimesi yerine “boşluk” yazmışım. Hay aksi! Yazılı basından elimize gelen bu
sehven yanlışlığı düzeltir, özür dilerim. Doğrusu: “Kültür bir ruhtur sanat ise
onun bedenidir.”
Prof. Dr. Metin EKER’e ait olan bu sözden, ‘insani cismaniliği” kastettiğini anlıyorum. Konuşma
metninin ikinci cümlesi ise: “Kültür bir ittifaklar alanıdır sanat ise bunu
başarandır.” Farkındaysanız Prof. Dr. Metin EKER “ kolektif bilinci”
vurguluyor. Hocamızın üçüncü cümlesi ise oldukça anlamlı. “Birçok varlığın olduğu gibi kültürün de bir
genetiği vardır ve sanat bunun mühendisliğidir.” Doğrusu bu cümle bendenizi
etkiledi. Şüphesiz geçmişten bugüne ve geleceğe taşınan tüm nitelikleri
belirtmenin vurgusunu yapmış… Zaten, çağdaş sanatta, niteliğe önem vermek
gereklidir. Hem de her daim…
Pof. Dr. Metin EKER’in basına dağıtılan konuşma
metninde başka ne demiş şimdi birlikte okuyalım mı? Okuyalım:
“Mevcudiyetinin ve akabinde hayatiyetinin
sorgulandığı bir çağda kültür indirgenebilir niteliklere taşınmaktadır. Söz
konusu kaos aynı zamanda kendi kuyusunu kazan bir sanat yaratmaktadır.”
“Kendi ideolojilerini ve gelecek tasavvurlarını
meşrulaştırma alanı olarak yeniden konumlandıran kültür aynı zamanda
meşhurlaştırmanın motivasyonlarını zenginleştirmektedir.”
“Çağımız kültür çağıdır. Hatta kültür savaşları
çağıdır. Savaşın aktörleri ve teçhizatları yeni kültürel cephelerin ve
çatışmaların uzaylarını biçimlendirmektedirler. Söz konusu aktörler çok
merkezli bir yapılanmadan merkezsiz bir yapılanmaya yönlendirilen kültürün
seçkinciliğini, normatifliğini ve konformizmini
aşındırmaktadır. Kültür savaşları; toplumsal, kültürel, sanatsal,
ekonomik, politik ve ekolojik kalıp ideolojileri biçiminde yeni bir endüstrinin
genetiğini icat ettiklerini savunmaktadır. Ama, icatları altında ezilen
mucitler, “önce kültür” demeden geri duramamışlardır. Gerçeklerine hapsolmuş
bir kültür ve dolayısıyla sanat, yeniden itibar ve nüfuz kazanımı mücadelesi
için stratejik hamleler ve pozisyonlar arayışındadır.”
“Kendini imha etme mahiyeti keskinleştirilen sanat,
postmodern kimliği ile aslında bir tür dönüşümün izlerini sergilemiştir. ‘Eser,
tesir ve müessir’ üçlüsünün dinamik etkileşim tezahürü erozyona uğramıştır.
Sanatçı tasfiye edilme yoluna gidilmiş izleyici ile eser baş başa bırakılmış ve
sanatsal yeniden – üretim mekanizması aktif kılınmıştır. İzleyicinin
itibarlaştırılmasının karşısında sanatçının etkisizleştirilmesi, belli oranda
izleyiciyi stratejik bir konuma taşımıştır. Sanatçı ile izleyici arasındaki
karşılıksız sözleşme, tek taraflı olarak feshedilmiştir. İletişimin ve
etkileşimin görkemli doruğu olan sanat gerçekliğini ve geçerliliğini
sağlamlaştırma savaşından galip çıkmak için görsel kültür içinde
mevzilenmektedir.”
“Samsun özelinde şehir ile kent arasındaki farkın
farkındalığına ait süreç halen aktiftir. Şehrin gelenekselliği, dağınıklığı ve
sistematik olamayan planlama ve yaşam güncelliği ile bu olumsuzlukların daha
katı ama programlı bir armonik pratikler toplamını ifade eden kent yapısına
terfi etmesi uzun ve meşakkatli olacaktır. Kent kültürü, kentlilik bilinci,
kent dokusu, kent bakışı, kent rutinleri, kent estetiği, kent gündemi gibi başlıkların içi
doldurulduğunda daha akademik, daha senfonik, daha izole ve daha sistematik
kalıplarla baş başa kalabiliriz. Kent geleceği açısından Samsun’un önceliği
kültürel ve sanatsal bilinç geliştirmenin tüm pratiklerini önemsemek,
desteklemek ve yönlendirmek olmalıdır. Kitlesel ya da kurumsal tüm eğilimlerin
karakterize olması adına süreçler tasarımlanmalıdır.”
“Samsun Kültür ve Sanat Platformu Derneği, yukarıda
çizilen profil içinde tanımlanmaya çalışılan problemlere reçete olabilecek
tasarımların kaynağı, yönlendiricisi, uygulayıcısı ve paylaşımcısı olacaktır.
Hüviyeti ve ehliyeti ile orantılı bakış açılarının güçlü ve tesirli
teşviklerine destek olunmalıdır.”
Kültür ve Sanat Çalıştayı’nda konuşan Prof. Dr.
Metin Eker’e; içeriği ile zengin olan bu
konuşma metnine teşekkür ediyorum. Problemlere reçete olacak çalışmaların
desteğine devam edelim diyorum. Haftaya görüşmek üzere. Sağlıkla kalın…
/Ersin ERGE
14.06.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder