OMÜ bizim gözbebeğimiz. Tıp Fakültesi Hastanesi de
öyle. Böyle bir üniversiteye sahip olmakla gurur duyarım ben. Yaklaşık 2 hafta
önce yazmıştım. Kalp Damar Cerrahisi servisinde uzman doktor azlığının yanı
sıra, tek asistan doktor bulunması nedeniyle fakülte hastanesinde açık kalp
ameliyatlarının yapılamamağını dile getirmiştim. Kalp Damar Cerrahı da olan
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ferşat Kolbakır da durumu doğrulayan açıklamalar da
bulunmuştu. Hedef Halk’taki açıklamalar sonrasında bir sivil toplum örgütü
hastane Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk’u bir konferansa çağırmış. Fakültenin
bir yıldız olduğunu söylemiş Hoca. Biz de öyle biliriz. Daha doğrusu bizim
fakülte hastanemizin sağlık kuruluşları arasında bir yıldız olduğunu bilirdik. Öyle
olmasını ve öyle kalmasını da isteriz. Ve fakat Gelin görün ki durum farklı
maalesef.
Başhekim, tıp fakültesi hastanesinin Karadeniz
Bölgesindeki en büyük hastane olduğunu da söylemiş. Dün bir hekim arkadaşımla
sohbet ediyorduk. Daha yeni kurulmuş Kırıkkale Üniversitesinin Tıp Fakültesi
Hastanesinde ayda 18 açık kalp ameliyatı yapılıyormuş. Bizim hastane de bu
sayıya ulaşıldığını sanmam. Yani iki Hoca ve tek asistanla bu sayıya ulaşmanın
mümkün olmadığını sanıyorum. Asistan yoksa yoğun bakımda hastanın durumunu
izleyecek kimse olamaz. Ben hiçbir profesörsün ameliyat ettiği hastanın
durumunu yoğun bakımda kalıp 24 saat süreyle izleyeceğini sanmam. Bunun
olmasını da beklemem.
Asistan yoksa ameliyat yapmanın da gereği yok
çünkü. Başhekim Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk, Üniversitenin yönetimine bu
durumu bildirdi mi bilmiyorum. Muhtemelen bildirmiştir. Üniversite yönetimi ne
cevap vermiştir Başhekime doğrusu merak ediyorum. Demem o ki: En büyük hastane
olmak elbette övünç duyulacak bir durumdur. Ve fakat Sağlık hizmetinde iyi
olmak için en büyük olmaktan daha farklı unsurların arandığını bilirim. Mesela
toplam kalite gibi.
/Ragıp GÖKER
10 Haziran 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder