Türk insanının gurbetçiliğinin başladığı yılları
bilenlerdenim. Burada işini gücünü bırakıp Almanya sevdasına kapılıp orada
işçilik yapanlardan bazılarını da tanırım. İnsanımızın gittiği Almanya’da
alışabilmesi için geçen zaman içinde çektiklerini de duyarım. Bu bütünleşme
işinin halen sürmekte olduğunu da haberlerden izlerim. Gidenlere hep “yabancı”
denilirdi oralarda, gelenler öyle anlatırlardı. Hafta sonu Samsun’da dolaşırken
cadde ve sokaklarda duyduğum sesler hatırlattı bütün bunları bana.
Samsun’un en işlek caddelerinde artık Iraklıya
Suriyeliye çatabiliyorsunuz. İstedikleri gibi serbestçe dolaşıyorlar. Hatta o
kadar serbestçe dolaşıyorlar ki gelip geçene omuz bile atıp ince bir “Kaşıntı”
içinde olduklarını hissettiriyorlar. Seçim öncesinde İstanbul’daydım. Eminönü’nden
trene binerken çok çocuklu bir aile gördüm. Konuşmalarından da bir şey
anlamadım. Görevliye “Kim bunlar?” diye sorduğumda aldığım tepki ilginçti. “Sen
Türkçe konuşuyorsun, İstanbul’da trene binenlerin çoğu yabancı…”
Hafta sonunda Samsun da böyleydi adeta. Türkçe
konuşanlar azınlıktaydı sanki… Birden bire fark ettim ki kendi şehrimde
yabancılaşıyorum… Bakmayın saçımın yer yer döküldüğüne; dazlak mazlak değilim… Ancak
istemiyorum kardeşim, kendi ülkemde ve şehrimde birilerinin politik çıkarları
ve saplantıları için yabancı olmak istemiyorum. Buradan Samsun Valisi Hüseyin
Aksoy’a sesliyorum. Vali Bey, Samsun halkının Samsun ilinde ne kadar yabancı
olduğunu bilmeye hakkı var, gerçek rakamları öğrenebilir miyim?
Canik Ve
Güneyi
Canik Belediye Başkanı Osman Genç Halasını son
yolculuğuna çıkarırken Yener Cabbar ile birlikte oradaydım. Ben oradaydım da
olması gereken birisi yoktu orada. Bir başka cenazede olduğu için
katılamamıştır zahir… Her neyse konumuz cenazeye kimlerin katılıp katılmadığı
değil. Köyden aşağı inerken gördüğümüz manzara dikkatimizi çekmişti. Deniz
kenarından birdenbire bu kadar yükseğe çıkılan bir bölge var Samsun’da hem de
bakir. Vatandaş kendi kendine piknik alanları oluşturmuş oralarda.
Oysa Belediyeler, hangisi ise, oralarda piknik
alanları yapabilir. Suyunu getirebilir, tuvaletini, çöpün atılacağı yerleri
oluşturabilir. İnsanları da oralarda insanca yaşatabilir. Sadece yaz aylarında
değil, kışın da turizme açılabilir o bölge.
Cadde Avm
Başlangıcı ve bitişi arasında insanlara büyük
eziyetin çektirildiği Cadde AVM yani Çiftlik Caddesi’nde şimdi de binaların
mantolanması işi çıktı insanların karşısına. Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf
Ziya Yılmaz kafaya koymuş ya orasını da AVM yapacak diye. Şimdi insanlara
“Binalarınızı şu renk yapacaksınız” diye tutturmuş. Paraları var mı yok mu diye
de sormuyormuş. Dayatıyormuş illa da yapacaksınız. Sonra da tehdit kokak bir
konuşma yapılıyormuş. “Siz yapmazsanız biz belediye olarak yaparsak iki misli
para ödersiniz…” Yahu bu belediyenin meclisi yok mu, bu mecliste bile dur
diyecek insan bulunmaz mı? Kral mı bu???
/İsmail
BAŞARAN
10 Haziran 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder