13 Haziran 2014 Cuma

Çiftlik Avm’de Bir ‘sahaflar Caddesi’

Lisedeyken, Antik Kitabevi vardı... Her öğle tatilinde gider; İsmail Abi'den "veresiye" kitap alırdım... Haftalığımı aldığımda ödemek karşılığında... Mesela, Kelebek'i ilk orada keşfettim... Kahverengi mat bir kapak; eski İncilleri andıran bir tarz ile direk cezbetmişti beni... Şimdi onları bulmak çok zor... Aynı şekilde, dünya klasikleriyle de orada buluşmuştum...  Dostoyevski, Tolstoy, Gorki... Ve daha nice isimler...

İsmail Abi, direnemedi... Hem kapitalizme hem de bizlerin ilgisizliğine yenildi... Öyle ki; artık ikinci eli bilmeyen bir nesil yetişiyordu... Bir giydiğini bir daha giymeyen... Hızlı tüketen... Derine inmeyen... Sadece kitaplara değil... Hayatın her alanına sirayet ediyordu bu anlayış; bir virüs gibi... Oyun konsollarıyla, CD'lerle, internetle, cep telefonlarıyla da; hastalık hızla yayılıyordu... Sonunda beklenen oldu... İsmail Abi de; kepengini gözyaşlarıyla indirip, Samsun'u terk etti...

O zaman, İsmail Abi haricinde; yaşı 80'e varan birisi daha vardı... Hüdaverdi Amca... Solcuydu... Herkes tanırdı Samsun'da... O da, oradan oraya sürüklenerek; gitti... Bilmiyorum şimdi yaşıyor mu ama... Elinden sigarası; yanından da kedisi eksik olmazdı... Bir de; Çiftlik'te; bir pasajın içinde vardı sahaf... Geçen gün, bizim Uğur Küçük’le yolumuz düştü… Belki güzel şeyler buluruz diye... Elimizi attığımız yerden KPSS, LYS kitapları çıkıyordu... Testler, konu anlatımları... Koskoca sahaf; bir dershane kitaplığına dönmüştü... Üzülerek çıktık...

Dün, bir büfenin önünden geçiyordum...  Bir sepetin içinde kitaplar vardı... Eski, ikinci hatta üç, dört, beşinci el kitaplar... Tanesi 1 TL...  İlgimi çekti... Tam tamına bir saat, sepeti altüst ettim... Ağırlıklı çocuk kitapları arasında; benim için çok değerli sayılabilecek kitaplara eriştim...  Ne vardı mesela aralarında... Küçük Prens... Yılmaz Odabaşı, Aşk Şiirleri... Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları... Sun Tzu, Savaş Sanatı... Gothe, Faust...  Eflatun, Sokrates'in Savunması... Hepsini 6 TL'ye aldım... Açıkçası, çok da mutlu oldum... Ama diğer yandan da; eski kitapçıları; sahafları, dört bir duvarı kitaplarla çevrili o yerlere özlem duydum... İçim sızladı...

"Keşke Samsun'da sahafların sayısı artsa" diye geçirdim içimden... Kitaplar zamana yenilmese... Ve bir “sahaflar caddesi” olsa... Fena mı olur... Çiftlik AVM'nin bir arası; boydan boya kitapçılarla dolsa... Sanırım sadece ben değil, herkes mutlu olur... Kim bilir, belki sesimizi duyan da olur…

/Miraç ÖZTÜRK
13 Haziran 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder