Samsunspor son anda Süper Lig kapısından döndü.
Finalde Mersin maçını kaybetmek, Süper Lig’e çıkamamış olmanın ötesinde çok
daha fazla anlam taşımakta ve bir başka endişe, Samsunspor camiasını
beklemektedir. Süper Lig’e çıkabilseydik Futbol Federasyonu’ndan gelecek 25
milyon TL civarındaki para ile biraz olsun bu tehlike atlatılacak ve süresi
geçmiş futbolcu borçları ödenerek UEFA’nın dayattığı ve kulübün sonunu
hazırlayacak cezalarla karşı karşıya kalınmayacaktı.
Bunları yorumlamadan önce, son üç yılda yaşananları
ve bugünkü çıkmaza nasıl gelindiğini hatırlamakta yarar vardır diye
düşünüyorum. 2010-2011 sezonunda beş yıllık bir aradan sonra Erkut Tutu
Başkanlığındaki Yönetim tarafından Süper Lig’e çıkartılan Samsunspor’da, sezon
bitmeden bir darbe yaşanmış ve Erkut Tutu Yönetimi görevi bırakmak zorunda
bırakılmıştı. Erkut Tutu Yönetimine Süper Lig heyecanını dahi yaşatmayan bu
irade, Sayın Kazım Yılmaz Başkanlığında yeni bir yönetimi göreve getirmişti.
2011-2012 sezonunda göreve getirilen Sayın Kazım Yılmaz
Yönetiminin büyük yönetim hataları ve yanlış menajer seçimi sonrası tek
sezonluk sözleşmeler, kiralık oyunculara verilen ve verilmesi taahhüt edilen
büyük paralara rağmen alınan başarısız sonuçlarla, Samsunspor çıktığı yıl
yeniden PTT 1. Ligi’ne düşmüştü. Erkut
Tutu yönetimi, takımı Süper Lig’e çıkartmanın yanında, 30 milyon TL civarında
devraldığı kulüp borcunu azaltarak 25 milyona düşürme başarısını göstermişti.
Ayrıca Süper Lig’e çıkma başarısının karşılığı olarak Futbol Federasyonu’ndan
gelecek 25 milyon TL’lik bir de gelir bırakmıştı.
Kısacası Sayın Kazım Yılmaz Yönetiminin, 25 milyon
borç ve Federasyondan gelecek 25 milyon civarındaki gelirle aldığı Samsunspor o
sezon sonunda PTT Ligi’ne düşerken, arkasında çoğu futbolcusu gitmiş bir takım
ve 50 milyon borç bırakılmıştı. Yapılan yanlışlar bununla da bitmemiş ve Başkan
Genel Kurula dahi katılmamıştı. Sonradan yapılan açıklamalara göre de,
alacaklarına dövize endeksli temlik koyarak, kendisinden sonra göreve gelen
Emin Kar yönetimine federasyondan gelecek paraları almayı sürdürüyordu. Ortada
kalan Samsunspor’a, son anda eski kaptanlarımızdan Emin Kar sahip çıkıyor ve
kurduğu yönetimle Başkanlığa seçiliyordu. Samsunspor, 2012-2013 sezonunda Emin
Kar Yönetiminde de çok zor bir sezon geçiriyor ve PTT 1. Ligi’nden bir alt lige
düşmekten de son anda kurtuluyordu.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra 2013-2014 sezonunda
olanları yorumlayabiliriz. 2013-2014 sezonuna başlarken de para sıkıntısı had
safhadaydı. Ayrıca konulan temlikler nedeniyle kulübe gelen bütün paralar da
temlik koyanlara gidiyordu. Ekonomik sıkıntı nedeniyle, az paralarla sınırlı
transferler yapılmıştı. Doğru oturup doğru konuşursak, Samsunspor 2013-2014
sezonuna başlarken tüm sporseverlere hâkim olan endişe, PTT 1. Ligi’nden de
düşme korkusuydu. Fakat haftalar ilerledikçe küme düşme tehlikesinden uzaklaşan
Samsunspor’da hedef de değişmiş ve Play-Off hedef alınmıştı.
Zaman zaman bu hedeften kopma noktasına gelinse de,
sona yaklaştıkça Play-Off’u garantileme eşiğine gelinmişti. Bu hedefe
yaklaşınca, Samsunspor için ilk ikiye girerek doğrudan Süper Lig’e çıkma şansı
dahi doğmuştu.
Bu şans ne yazık ki, Play- Off’u garantileme
hedefini doğrudan Süper Lig’e çıkma hedefine çevirecek kararlılığın
gösterilememesi ve kadro tercihlerinde yapılan teknik hatalar ile zamansız
sakatlıklar nedeniyle, hiç hesapta olmayan maçlarda kaybedilen puanlar sonucu,
Play-Off ile yetinmek zorunda kalınmıştır.
Sonuçta finale kadar gelinmiş ve final maçı
kaybedilerek çok büyük bir fırsat kaçırılmıştır. Bu kadar yaklaşılan Süper
Lig’in kaçmasından çok daha can sıkıcı olan şey, yukarıda da anlattığım gibi
borç kıskacındaki Samsunspor’a federasyondan gelecek paraların kaçırılmış
olması nedeniyle, UEFA’dan gelecek çok ciddi ceza ve yaptırımlarla karşı
karşıya kalacak olmamızdır...
Teknik kadronun zaman zaman yaptığı hatalara, bir
de Futbol Federasyonu ceza kurulunun final öncesi alelacele verdiği seyircisiz
oynama cezası eklendi. Üstelik ceza da ertelemeyerek tarafsız sahada oynanacak
finalde uygulanmaya konması ile seyirci desteğini de kaybeden Samsunspor, Süper
Lig’e çıkamamıştır.
Bu gerçeklere rağmen, Samsunspor’u düşme korkusu
noktasından final oynama noktasına taşıyan sporcularımızı ve teknik kadromuza
kızmak yerine onları alkışlamamız gerektiğine inanıyorum. Bu arada hemen her
gün kapıya dayanan alacaklılara para bulabilmek için kapı-kapı gezmek zorunda
kalan Başkanımız Sevgili Emin Kar’a da en azından teşekkür borcumuz vardır. Asıl
sorgulanması gerekenler;
• Bu takımı son on yılında parasal sıkıntıya sokan
geçmiş dönem yönetimleri ile parasızlık nedeniyle Samsunspor’u siyasi iradenin
kucağına atanlardır.
• Samsun’un yaşadığı tüm sorunlarında olduğu gibi
Samsunspor’un haklarının korunması noktasında da ihtiyaç duyulan KENT
İRADESİ’nin ve Kent Lobisi’nin olmamasıdır.
Son ceza, örneğin ‘kent iradesi’nin ve lobiciliğin
çok güçlü olduğu Trabzon’a verilebilir miydi? Verilse de, uygulanabilir miydi?
Bu soruların cevabı kesinlikle “Verilemezdir”. Verilse de, Trabzon siyasi
iradesi ve lobisi en azından “ertelettirirdi”. İki kent arasındaki fark bu
kadar açık ve nettir. Bu irade Samsun’da neden yoktur? Samsun’un ve
Samsunspor’un en büyük sorunu, kent iradesi olarak adlandırdığımız, kenti
yönetenler ve kenti temsil edenlerin bu kentin sorunlarını çözme noktasındaki
yetersizlikleri sonucu, bu kentin yaşadığı “SAHİPSİZLİKTİR.” Bu kente reva
görülen en büyük haksızlık olan Samsun’un “Teşvik Yasası” dışına itilmesine
seyirci kalan kent iradesinden, Samsunspor’a verilen cezanın ertelettirilmesi
gibi bir irade sergilemesi zaten beklenemezdi. Bu kadar basit bir erteleme
kararını dahi sağlayamayan bu kentin, son iki Spor Bakanı’na sahip olduğu ve
iktidarın tüm hatları ile Samsun’da çok güçlü olduğu düşünüldüğünde, bu
zafiyetin anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir nedeni yoktur.
Son söz;
Finalde kaybetmekle yaşanan üzüntüyle taraftarın
gösterdiği tepki ve bazı köşe yazarlarından gelen eleştirilerden etkilenerek
olağanüstü kongre kararı almak büyük bir acelecilik olup, tam da transfer
zamanı Samsunspor’a yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Bu takım, İsmail
Uyanık’tan sonra her yıl aynı yanlışı yaparak her transfer sürecinde kongre
yapmış ve son altı yılda altı başkan değiştirmiştir. Yeterli desteği
bulamamanın da yarattığı zorunlukla da iktidarın destekleri ile ayakta durma
çabasında olmuştur.
Emin Kar Yönetimi kongre yapacaksa, bunu
transferlerin sonrasına bırakmalıdır. Aksi halde, eldeki sporcularda kaçacak ve
yönetim değişikliği sonrasına kalacak bir transfer sürecinde piyasada kaliteli
oyuncu kalmayacaktır. Bu da, Samsunspor’u her yıl olduğu gibi bulunabilen
sporcuların alınması ve sezon sonunda onların da gitmesi ile her sezona yeni
bir kadro ile başlama yanlışına düşürecektir. Bana göre, Başkan çok geniş bir
katılımcının bulunacağı bir toplantı düzenleyerek kulübün içerisinde bulunduğu
borç durumunu, nedenlerini ve borçların kimlere ait olduğunu açıklamalıdır.
Samsunspor’u büyük bir borç ve döviz artışına göre
revize edilmiş alacak temlikleri ile kıskaca sokan, üstüne üstlük PTT Ligi’ne
düşürenlerin hala kurtuluş reçetesi olarak sunulması ise, anlaşılabilir gibi
değildir. Sevgili Başkan Emin Kar, Lütfen!
Alınganlıkları bir yana bırak ve çık, cesurca yaşanan gerçekleri açıkla...
Açıkla ki, yaşananlar gizli saklı kalmasın. Yönetimin bilgisi dışında medya
yolu ile yapılan prim verme vaatleri gibi ucuz kahramanlıklar bilinsin. Verilecek
kararların Samsunspor’u düzlüğe çıkartması dileğiyle, iyi haftalar…
/Sadi SUBAŞI
25 Mayıs 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder