1 Mayıs 2014 Perşembe

Bafra Umut Derneği…

Hürriyet Gazetesi Köşe yazarı Yalçın Bayer’in 2006 tarihli "Ayrıcalıklıyız biz, çünkü Bafralıyız arkadaş..." adlı yazısını okudum az önce büyük bir keyifle. Soyadının hemen yanına “Bafralı” yazmaktan asla imtina etmeyen Hasan Kılıç ve Mustafa Kurumahmutoğlu’nun ev sahipliğinde bir gezi sonucunda yazılmış bir yazı. Kırk dörtlükte Bafralı lığı özetleyen merhum Atilla Çakıroğlu’nu o muhteşem şiirine ithaf edilmişçesine içten.  Bafralı olmak ayrıcalık evet. Her manada. Üç örnekle bu ayrıcalığı aktarmak mümkün aslında.

Yıl 1933 Dönemin Sosyal Yardım Şubesinin çalışmalarını anlatan bir Bafra Gazetesi kupürü:  “Gerek şehirli ve gerek köylü müracaat eden fakir vatandaşlarımızın muayenelerini yaptırmış ve bir çoklarının ilaçları temin edilmiştir. Çocuk Esirgeme Kurumuna azami yardımda bulunarak yoksul mektep talebelerine kitap ve elbise dağıtımı gerçekleştirilmiştir. Bir talebenin devamlı olarak yemeği temin edilmiştir. Yeni gelen göçmenlerimizle alakalanmış ve mahalline götürmek suretiyle 70 yorgan tevzi edilmiştir.”

Yıl 1935. O döneme ait bir Bafra Gazetesinde bir ilan: Doktor Ahmed Hakkı Kuzucu. Birinci sınıf Dahili Hatalıklar mütehassısı. Not: “Çarşamba günleri sabahları fakirlere parasızdır”

Ve günümüz; Bafra Umut Derneği. Adını aldığı umudu Bafra’nın dört bir tarafına taşımak gönüllülüğünü Hülya Yangın Ertekin kaptanlığında 7 yıldır yerine getiriyor. İkinci el giysi, ev eşyası ve kırtasiye yardımlarını ihtiyaç sahiplerine birinci sınıf bir fedakarlıkla ulaştırıyor. Umut coğrafyaları sadece Bafra’da değil,öyleki Van depreminde Erciş ve Ulupamir’e Kızılay’dan sonra giren ikinci tır Bafra Umut Derneğine aitti. Her yıl okullar arası köprü görevini yerine getiriyor. Asla nakdi yardım kabul etmeyen derneğin ayrıca bir tiyatro grubu bulunuyor. Ev hanımlarına yönelik kurslar düzenleyerek onlara ekonomik katkı sağlayacak seçenekler sunuyor. En önemlisi ise gerçekleştirdiği yardımları kimileri gibi objektiflere donuk tebessümler eşliğinde yansıtmıyor, çarşaf çarşaf yayınlatmıyor.

Bütün bunları bir ayrıcalık olarak kabul etmek belki hemşehrilik ruhunun abartılı izdüşümü olarak düşünülebilir. Fakat gerçekleştirdikleri asil duruşun başına Bafra eklenmesi bile yeterli ayrıcalık bizce. Onlar, aynı ayakkabıyla ilkokulu bitirmenin, etiketlerine başkalarının ismi yazılmış kitaplarla bir şeyler öğrenmeye çalışmanın ne demek olduğunu bilen, Bu çaresizliğe rağmen avuç açmayan dağ gibi yüreklere “Yalnız Değilsin” dokunuşunu yapabilecek  büyüklükteler. Umudunuz daimi olsun.

/Birol BİRCAN
01.05.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder