Hürriyet Gazetesi Köşe yazarı Yalçın Bayer’in 2006
tarihli "Ayrıcalıklıyız biz, çünkü Bafralıyız arkadaş..." adlı
yazısını okudum az önce büyük bir keyifle. Soyadının hemen yanına “Bafralı”
yazmaktan asla imtina etmeyen Hasan Kılıç ve Mustafa Kurumahmutoğlu’nun ev
sahipliğinde bir gezi sonucunda yazılmış bir yazı. Kırk dörtlükte Bafralı lığı
özetleyen merhum Atilla Çakıroğlu’nu o muhteşem şiirine ithaf edilmişçesine
içten. Bafralı olmak ayrıcalık evet. Her
manada. Üç örnekle bu ayrıcalığı aktarmak mümkün aslında.
Yıl 1933 Dönemin Sosyal Yardım Şubesinin
çalışmalarını anlatan bir Bafra Gazetesi kupürü: “Gerek şehirli ve gerek köylü müracaat eden
fakir vatandaşlarımızın muayenelerini yaptırmış ve bir çoklarının ilaçları
temin edilmiştir. Çocuk Esirgeme Kurumuna azami yardımda bulunarak yoksul
mektep talebelerine kitap ve elbise dağıtımı gerçekleştirilmiştir. Bir
talebenin devamlı olarak yemeği temin edilmiştir. Yeni gelen göçmenlerimizle
alakalanmış ve mahalline götürmek suretiyle 70 yorgan tevzi edilmiştir.”
Yıl 1935. O döneme ait bir Bafra Gazetesinde bir
ilan: Doktor Ahmed Hakkı Kuzucu. Birinci sınıf Dahili Hatalıklar mütehassısı. Not:
“Çarşamba günleri sabahları fakirlere parasızdır”
Ve günümüz; Bafra Umut Derneği. Adını aldığı umudu
Bafra’nın dört bir tarafına taşımak gönüllülüğünü Hülya Yangın Ertekin
kaptanlığında 7 yıldır yerine getiriyor. İkinci el giysi, ev eşyası ve
kırtasiye yardımlarını ihtiyaç sahiplerine birinci sınıf bir fedakarlıkla
ulaştırıyor. Umut coğrafyaları sadece Bafra’da değil,öyleki Van depreminde
Erciş ve Ulupamir’e Kızılay’dan sonra giren ikinci tır Bafra Umut Derneğine
aitti. Her yıl okullar arası köprü görevini yerine getiriyor. Asla nakdi yardım
kabul etmeyen derneğin ayrıca bir tiyatro grubu bulunuyor. Ev hanımlarına
yönelik kurslar düzenleyerek onlara ekonomik katkı sağlayacak seçenekler
sunuyor. En önemlisi ise gerçekleştirdiği yardımları kimileri gibi objektiflere
donuk tebessümler eşliğinde yansıtmıyor, çarşaf çarşaf yayınlatmıyor.
Bütün bunları bir ayrıcalık olarak kabul etmek
belki hemşehrilik ruhunun abartılı izdüşümü olarak düşünülebilir. Fakat
gerçekleştirdikleri asil duruşun başına Bafra eklenmesi bile yeterli ayrıcalık
bizce. Onlar, aynı ayakkabıyla ilkokulu bitirmenin, etiketlerine başkalarının
ismi yazılmış kitaplarla bir şeyler öğrenmeye çalışmanın ne demek olduğunu
bilen, Bu çaresizliğe rağmen avuç açmayan dağ gibi yüreklere “Yalnız Değilsin”
dokunuşunu yapabilecek büyüklükteler. Umudunuz
daimi olsun.
/Birol BİRCAN
01.05.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder