Hem yaş olarak, hem işgal ettiğimiz makam olarak,
hem de sosyal ve kültürel olarak ve hem de mali olarak büyüdükçe, güçlendikçe
ve geliştikçe, birbirimize karşı adabımızı, sevgi ve saygımızı kaybediyoruz. İnsanların
birbirlerini anlamaları, birbirlerinin haklarına saygı göstermeleri, her geçen
gün erozyona uğruyor. Soma’da yaralı işçinin sedyeye yatarken, çizmelerini
çıkarmak istemesindeki saygıyı, bu günün değerleri ile nasıl anlatırsınız? Sanki
elle tutulmayan gözle görülmeyen bir güç, bizleri birbirimizi anlamayan
insanlar yaptı.
Anadolu’da yaşayan halkımızın büyük çoğunluğunda,
terbiyeden doğan bir sıkılganlık vardı. Okumuş insanlara saygı ile bakan,
mahallemize veya kentimize gelenlere misafirperver davranan bir toplumsal
terbiye vardı. Halkımızın arasında bozulması mümkün olmayan bir dayanışma
vardı. Sanki birbirimize düşman olmak için bahane arayan insanlar olduk.
Teknoloji ilerleyip gelişip, evlerimize ve
yaşamımıza egemen olunca, o terbiyeden doğan sıkılganlıklarımız yok oldu. Birbirimize
daha kolay kızar olduk. Birbirimiz ile daha kolay kavga eder olduk.
Ben 1970’li yıllarda öğretmen olarak gittiğim
Artvin’de, Vezirköprü’de gördüğüm saygıyı, sevgiyi bu gün hala unutamıyorum. Toplum
olarak, birbirimize olan sevgimizi, saygımızı ve adabımızı kaybettik. Yaygınlaşan
rant hırsı yüzünden, sadece çıkarlarımızı düşünen insanlar olduk.
Demokrasinin, farklı şeyler düşünen insanların,
kavga etmeden bir arada yaşayabildikleri bir şey olduğunu anlayamadık.
Oy verdiğimiz Siyasi partinin lideri nasıl
düşünüyorsa, bizlerde öyle düşünmeye başladık.Siyasetin liderleri ne derse,
onların söylediklerini doğru bulan insanlar olduk.Kendimizin, birlikte
yaşadığımız insanların, bilgi ve birikimlerini görmezden gelirken, çıkarımız
olan insanlara alkış tutmaya başladık.
Siyaset yapmak için mutlaka bir düşman olması gerektiğine
inandık.Kısaca hepimiz farkına varmadan insani değerlerimizi birer birer
kaybettik.
Büyüklerimizi saymak, küçüklerimizi sevmek işi ne
oldu? Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı o ne oldu?
Baba dostu, aile dostu denen duygularımıza ve
anlayışlarımıza ne oldu? Acılı insanlarımıza hoş görümüz vardı ne oldu?
İnananların inançlarını, günlük yaşamın
içerisindeki dalaverelere, siyasetin çirkinliklerine boğdurduk.
Evrensel değerlerin hiç birisini önemli bulmadık. Bilimin
ve aklın önderliği ile ilgili kuşkuları körükledik. Hâlbuki demokrasinin
evrensel değerleri ile bilimin ve aklın önerilerini, hoş görümüzü geliştirmek
için kullanabilirdik.
/Tekin AKIN
20 Mayıs 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder