Tevfik Kolaylı (1879-1953) taşlamalarıyla tanınan
Türk neyzen ve şairdir. Taşlama kitaplarının yanı sıra, çeşitli taksimler ve
saz semailerinin bestecisi olarak da bilinir. Osmanlı döneminde istibdada
karşı, Cumhuriyet yıllarında ise devrimlere karşı gelenlere karşı hicvini
kullanmış; haksızlığa, yolsuzluğa ve yozlaşmışlığa karşı şiirler yazmıştır.
Birçok defa tutuklanmış, ama kısa süre sonra serbest bırakılmıştır. Bektaşi
tekkesine mensup olmuş, hayatının büyük bölümünü İstanbul'da çeşitli hanlarda
geçirmiştir.
Son dönemlerinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları
Hastanesi'nde kendine ayrılan 21. koğuşta kalmıştır. 1930'larda kısa süreyle
kendine bağlanan aylık haricinde düzenli bir geliri olmamıştır ve hayatı
boyunca epilepsi nöbetleri ile uğraşmıştır. Bütün bunlar klasik bilgi edinme
noktalarından kısa sürede elde edilebilecek detaylar. Gizemli yaşantısına
birçok şey sığdırabilen bu farklı kişilik ile ilgili bilinmeyen ya da az
bilinen birçok detay vardır oysa.
Ulusal şairimiz Mehmet Akif Ersoy ile çok yakın
arkadaştır mesela. Malum bilgi alma noktalarında ise Neyze’nin doğum yeri
olarak Bodrum gösterilir. Sahip çıkmak, o ciddi markadan yararlanabilmek adına
atılan adımların doğru olduğu kadar, bu adımlara sahip çıkabilme zorunluluğu da
önemli elbet. İşte soyadında bile Kolaylı yazabilen bu değerin, Bafra için
önemini bilenler bu yıl 3.kez Neyzen Tevfik Kolaylı şiir şölenini
gerçekleştiriyor Bafra’da. Hem de uluslararası boyutta.
Arkalarına, Bafra için her güzel şeyin altına
düşünmeden imzasını atan Belediye Başkanı Zihni Şahin’i alarak yola çıkan,
Bafra Belediyesi Kent Konseyi Kültür ve Sanat Çalışma Grubu Başkanı ve Bafra
Musiki Cemiyeti Başkanı Namık Anarat ve Musiki Cemiyeti Şiir Kulübü Başkanı
Fatma Hatun Esen, aylar süren geceli gündüzlü bir çalışmanın alın terini döktü.
Bafra için.
Onur konuğu, Mehmet Akif Ersoy’un yaşayan iki
torunundan biri olan Selma Argon olan böylesi bir organizasyonun özellikle şiir
şöleninin yapıldığı gecede ortaya konan vurdumduymazlık, can acıttı açıkçası. Bu
tutuma Soma faciasını sebep göstermek ise kolaycılıktı kabul edelim. Şiiri
sadece eğlence olarak kabul edenler bilmeli ki Akif’in daha sonra ‘Milli
Marşımız’ olan dizeleri de bir şiirdi. Acılar içinden çıkıp bir duruşun ortaya
konmasını anlatıyordu on kıtasında.
Kültürel miras ve bu mirastan yararlanmak en
sağlıklı tanıtım aracı iken, elimizde böylesi bir imkan var iken, böylesi
tutumların ortaya çıkması çok sağlıklı hatta akıl karı değil. Bafra’da kültür
ve sanat ile ilgilenen onca oluşum ve derneğin de orada olmayı ise farklı bir
soru işareti. Amaç üzüm yemek değil mi sorusu ister istemez akla geliyor çaresiz.
Sevgili Hasan Kılıç’ın İstanbul’dan verdiği
desteği, Bafra’daki Bafralıların vermemiş olması düşündürücü. Ve bir o kadar
üzücü. Yunus Emre gibi Anadolu’nun çeşitli kentlerinde sahip çıkıldığı gibi
Neyzen Tevfik’e de çeşitli şehirlerin sahip çıkma gerçeği ortada iken,
“Neyzen’in esas memleketi Bafra İlçesi’dir. Bafra'nın Kolay Köyü’nden olan
Neyzen Tevfik’in soyadının Kolaylı olarak geçmesi memleketine olan sadakatinin
eseridir” demenin ötesine geçmemek, kendini aldatmaktır. Kültür sanat adına da
başka Bafra yok. Unutulmamalı…
/Birol BİRCAN
22.05.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder