Yeter artık… Susmayın… Çünkü susmaya
hakkınız yok... İster yapılan yanlışlara karşı çıkarak halkınızın yanında yer
alın. İsterseniz de, yapılanların yanlış olmadığını savunun… Yeter ki, konuşun…
Nerede durduğunuzu bilelim.. Çünkü sizler susup seyrederken, Anayasal bir hak
olan sağlıklı yaşam, bu kentin insanlarının elinden alınıyor. Bu kentin
insanlarının sağlığı ve geleceği üzerinde kumar oynanıyor.
İşin asıl acı olan yanı,
sağlığımıza-doğamıza-çocuklarımızın ve ülkemiz insanlarının geleceğine karşı
işlenen bu ihanetin, ülkemizi ve Samsunumuzu çok daha iyi yaşam koşullarına
taşısın diye oy vererek seçtiğimiz Ankara’da ki ve Samsun’da ki yöneticiler
tarafından işleniyor olmasıdır. Sözünü ettiğim insanlık suçu, yaşayan
insanlarımızın sağlığı çalınırken, adım adım yaklaşan küresel ısınmanın sonucu
olarak yaşanacak kuraklık ve açlık sorununa çözüm olacak ovalarımızın da yok
edilmesidir. Bu ovaların ortasına birbiri ardına kurulan ve kurulmakta olan ve
de bir kısmı kömürle çalışacak TERMİK SANTRALLER, çocuklarımızın ve ülkemizin
geleceğini de yok edecektir.
Bu santrallerin Samsun’u ve ilçelerini
nasıl olumsuz etkileyeceğini, solunum hastalıkları başta olmak üzere kanser
vakalarının nasıl yaygınlaşacağını sizlere anlatmayacağım. Onun yerine, bu
santrallerden sadece bir tanesinin yıllardır çalıştığı Muğla’nın Yatağan
İlçesinde nelerin yaşandığını öğrenmenizi öneriyorum. Yatağan’da yaşayanların
ne gibi sağlık sorunları yaşadığını? Tarım alanlarının ne hale geldiğini?
Öğrenmeniz için interneti açıp, Google’da sadece “Yatağan” Yazmanız yeterli
olacaktır. Okuyunuz ve yazımı bu bilgiler ışığında değerlendiriniz. Lütfen,
sonra da yanlış şeyler söylüyorsam bana yazınız. Haksızsam, bu satırlarda
suçladığım herkesten özür dileyeceğim..
İsyanım, konuşunca bu kentin çağ
atladığının söylenmesine ve “Yapılan her şey sizin için” İlanları ile bu kentin
insanlarına müjdeler verilmesinedir. İsyanım, 2000 yılı başında birçok kentin
iline ve ilçesine sokmadığı altı numaralı fueloil ile çalışacak ve adı kanser
santrali olarak anılan “Mobil Santrali”, Samsun’a davet edenlerin bugün de
susmasınadır.
İsyanım, muhalefetteyken Mobil
Santralin bu kente getirilmesini eleştiren ve “Çevre Birlikteliğinin”
Düzenlediği Tekkeköy Mitinginde kürsüde aslan kesilen milletvekillerimizin
çoğunun bugün iktidar milletvekiliyken sus pus olmasınadır. Bu ülkeyi ve
Samsun’u seven birisi olarak tabii ki, ülkemizin enerji açığını kapatacak
projelere karşı olmam düşünülemez. İsyanım, bu eksik giderilirken onca kıraç
arazisi olan bir ülkede, yatırımcısı çok daha kolay yapabilsin ve daha çok
kazanç sağlasın diye yer seçim hataları yapılmasına ve geleceğimiz olan
ovalarımızın katledilmesine göz yumulmasınadır.
Olay, artık Türkiye’nin enerji açığını
çözmenin ötesine geçmiş akıl almaz bir yanlıştır. Aşırı para kazanma hırsı ülke
çıkarlarının önüne geçmiş yatırımcılarla kol kola giren siyasetçilere, dur
denilememesi düşündürücüdür. Bu ülkeye bundan daha büyük bir kötülük
yapılamazdı. Yapılan odur..
Sayın milletvekillerimiz, Sizler, hangi
ilin milletvekilisiniz? Siz, Samsun Büyükşehir, Çarşamba, Tekkeköy, Canik,
İlkadım, Atakum Belediye Başkanları, kentinizin bu beladan nasıl etkileneceğini
görmüyor musunuz? Sizler, seçilirken oyunu aldığınız insanlara yanlarında
olacağınızı söylemediniz mi? Siz, bu kentte siyaset yapan il ve ilçe
başkanları, siyaset yapmayı susmak, görmemek ve duymamak olarak mı
algılıyorsunuz? Siz, halkın sözcüsü olmak durumunda olan sivil toplum
kuruluşları, nasıl duyarsız kalabiliyorsunuz?
EĞER BU SORULARA VERİLECEK BİR
CEVABINIZ YOKSA VEYA SUSUYORSANIZ, KUSURA BAKMAYIN AMA SİZLER BU KENTİ HAK
ETMİYORSUNUZ.
Ancak, bu arada Terme İlçemizi ve
Terme’nin Belediye Başkanı Sayın Şenol Kul’u ayrı tuttuğumu söylemeliyim. Sayın
Şenol Kul’un daha önce ki Kozluca Belediye Başkanlığı döneminde, Kozluca’da OMV
tarafından kurulan termik santral olayında edindiği deneyimle, bugün Terme’de
yapılacak aynı yanlışa direniyor. Üstelik de bir iktidar belediye başkanı
olarak bu cesur çıkışı yapıyorsa ve bunu sürdürebilirse, O’na ancak teşekkür
edilir.. Üzülerek söylemek gerekirse, Samsun’un sahipsizliğe mahkûm edilişi bu
sorun ile de sınırlı değildir.
Sizler, 2004 de, tüm Karadeniz
Bölgesin de “Teşvik Yasası” dışında bırakılan tek il olarak Samsun’un ekonomik
geleceğine darbe vurulurken de sustunuz.. Sizler, Samsun’a can veren onlarca
bölge müdürlüğü kaçırılırcasına Samsun’dan götürülürken de sessiz kaldınız.
Samsunspor yerlerde sürünür ve kent imajı darbe yerken de susuyorsunuz…Destek
veren verenlere de yardımcı olmuyorsunuz.. Eğitim de, ekonomik kalkınmışlık
düzeyinde Türkiye ortalamalarının gerilerine düşmüş bir ilde siyaset yapanlar
olarak başarılı olduğunuzu nasıl söyleyebiliyorsunuz? Her yeni uygulamanın ilk
denendiği pilot il yapılışının nedenlerini ve sonuçlarını hiç sorguladınız mı?
Bu kenti istediğiniz kadar görsel
olarak güzelleştirin. Eğer yarın bu kentte yaşayan insanlar can derdine düşerek
bu güzelliklerle ilgilenemeyecekse, güzel bir kent yaratmanın kime ne yararı
olacaktır?
Bugün
Susar Ve Susmayı Sürdürürseniz, Biliniz Ki,
Yukarıda söz ettiğimiz insanlar olarak
Samsun’un geleceğinde isimleriniz, bu kenti kansere mahkûm edecek bu
santrallerle anılacaktır. Samsun tarihine bu kentin sağlığının ve geleceğinin
çalınmasına çanak tutmuş yöneticiler olarak geçeceksiniz.. Samsun’u neden bir
sağlık üssü yaptığınızı da çok iyi açıklamış olacaksınız. Bundan tam çeyrek
asır önce 1988 de kuruluşuna öncülük ettiğim SAM-SEV’İN kuruluş amaçlarından
birisi, Samsun’un sahipsiz bir kent olduğu vurgusuydu.
Başkan olarak yıllarca bu gerçeği her
platformda haykırdım ama hiçbir yöneticinin itiraz edebildiğini görmedim.
Aradan 26 yıl geçti. Bugün siyasetçisinden yazılı ve görsel basın temsilcileri
ile bazı sivil toplum kuruluş yöneticilerine kadar herkes “Samsun’un sahipsiz
kent” olduğu sözlerini tekrarlıyor. kent, Samsun’un sahipsiz olduğu konusunda
birleşmişse ve sorumluluğu olan hiç kimse bu olguyu yıkmak için parmağını
oynatmıyorsa, bu kentin geleceğinden nasıl umutlu olacağız?
Samsun ve ilçelerinde yaşayan
Samsunlulara sesleniyorum. Lütfen Samsun’a bir de bu pencereden bakınız ve
durumu kendi açınızdan değerlendiriniz. Aksi halde, bu soruna duyarsız kalmayı
sürdüren tüm Samsunlular olarak, hep birlikte bu suçun en büyük ortağı
olacağız. Ben yanılıyorsam, özür dilemeye hazırım.. Ya, sizler? Yanılmış olmam
dileğiyle.. İyi haftalar..
/Sadi
SUBAŞI
15 Aralık 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder