Samsunspor kongresi yaklaşıyor,
ortalık toz duman.. Kapalı kapılar ardında yaşananlar, ortamı öylesine geriyor
ki; yalan ve yanlışlar havada uçar hale geldi.. Her şeye rağmen 'koltuğa
geçmek' için verilen mücadeleyi 'anlamak zor'.. Etik kurallar içinde bir hizmet
yarışı elbette Samsunspor için olumlu olur.. Samsunspor'un sadece birilerine
muhtaç edilmemesi de önemlidir.. Yarış varsa, iyi şeyler olacaktır. Yoksa şehir
efsaneleri gibi bir görüntü ortaya çıkar ki; bu takımın öyle bir şeye ihtiyacı
yok..
Aslanlar gibi adaylar çıkıyor,
planlarını, projelerini ortaya koyuyor.. Ama kimsenin kamuoyunun kafasını böyle
karıştırmaya hakkı yok.. Samsunspor'un eski Başkanı Mehmet Bank ve Başkanvekili
Recep Hun, basın toplantısı yapıyor bir şeyler açıklıyor.. Daha öncesinde
başkan adayı olduğu bilinen Erkut Tutu ile görüşmesinin kayıtlarının
telefonunda olduğunu belirtiyor.. Bank, "Ben mahkemeye vereceğim, sizin
söylemediğim dediğiniz sözler için söyledi gibi yazıldı" diyor.. Karşı
taraf demedim diyor.. Kim ne dedi, kim ne yaptı, ortalık karışmış.. Neyin
doğru, neyin yanlış olduğu bilinmiyor..
Hani son günlerde bir 'paralel yapı
yapmıştır' sözü var ya, utanılmasa 'bunları paralel yapı yaptı' diyecekler
neredeyse.. Yani demokratik kurallar içinde işlemesi gereken bir süreç, 'bilgi
kirliliğiyle' sona doğru yaklaşıyor.. Çok değil kongreye 3 gün kaldı.. Ama
diğer taraftan Erkut Tutu ve bazı yönetim kurulu üyelerinin de yargılandığı
'3,5 milyon liralık' davanın görüleceği güne de bir gün kaldı..
Daha önce de yazdım.. Çok etik bir
durum değil.. Aklanmadan böyle bir göreve talip olunması hoş değil.. Eski milli
futbolcu Tanju Çolak'ta dün benzer bir açıklamayı yapmış.. O yargılanma varken etik olmaz' diyor.. Hem
böylesine bir süreç yaşanırken, hem de eski başkan Mehmet Bank ve halen
yönetici olan Recep Hun'u, 'ofsayte düşürmek' gibi hareketlerden kaçınmak
gerekir.. Hele ki; bir futbolcuya 'üyelik dışında bir sıfatın olmadan 10 bin
euro' hesabına yatırmak, oldukça düşündürücü.. Abilik yaptım denilebilir
elbette..
Ama bayram değil, seyran değil,
eniştem niye öptü beni, diye sorarlar.. O koltuk önemli olabilir... O koltuk
mutlaka olmalı da denilebilir.. Ama her şey yasal olmasının yanı sıra etik
çerçeve içinde yapılmalıdır.. Doğrusu ise madem öyle bir para verilecek,
yönetimin haberi ve bilgisi doğrultusunda ödenir.. Yönetim onu 'dekonttan ve
basından öğrenmez'..
Yani kısacası, kapalı kapılar ardında
dönen olayların sonucu görüldüğü gibi çok hayırlı olmuyor.. İnsanın başına iş
açıyor.. Her şeyden önce 'etik olmuyor'.. Zaten Samsunspor yönetimleri de
bugüne yaşanan en büyük sorun da buydu: 'Güven' Ve her anlamda güven.. Güven,
ruh gibidir, bir kez giderse, geri dönmez, sözünü ne güzel söylemişler değil
mi?..
/A.Yener
CABBAR
24 Aralık 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder