1 Ocak 2014 Çarşamba

Yazmak Birikim Gerektirir


Yumurta yiyebilmek için illa yumurtlamak gerekmez… Biz yazar sorumluluğu içerisinde yazı yazdığımız her konunun uzmanı olmak zorunda değiliz… Esasen o konuda görüş ve düşüncelerimizi ifade ettiğimiz için de kamu görevi yaparız…

Yazar olmak, bir gazetede köşe yazarı olmak hatta günlük siyasi, aktüel ve sosyal olaylar karşısında fikir ortaya koyabilmek kolay değil, zor bir iştir… 

Birçok okuyucu benim, ya da diğer refiklerimin ukalalık ettiğini düşünebilirler. Ancak kesinlikle yanılıyorlar. Kim olursa olsun bir konuda yazmak, öncelikle o konuda çok okumak, çok düşünmek ve tüm bu bilgileri imbikten süzmeyi gerektirir…

Sadece Üniversite tahsili yapmak yetmez. Onun dışında yaşanılan toplumun sosyal, ekonomik ve ahlaki değerlerini de çok iyi gözlemlemek gerekir. Yazmak, çok okumanın doğal bir sonucudur…

Saygısızlık olarak görmeyin ama mesela bendeniz, 5 yıl Mühendislik, 4 yıl Hukuk tahsili görmeme ve 14 yıl Yüksek Mühendis olarak, 14 yıl Avukat olarak çalışmama rağmen, toplam 30 yıl tahsil yapmama rağmen, pek çok sosyal ve siyasi teşekkülde vazife görmeme rağmen, hala yazı yazarken zorlanmaktayım… Acaba ben mi kabiliyetsizim?.. Kesinlikle hayır… Fazla tevazu kibirden demiş eskiler. Bence de doğru…

Bizler çevremizde gördüğümüz birçok eksiklik ve aksaklıklar konusunda yazılar yazarız. Görüşlerimizi beyan ederiz. İyi de ederiz. Aydın olmanın, yaşadığımız toplumun dertlerine karşı sorumluluk hissetmenin gereğini yaparız. Ama asla bilmediğimiz konuda ahkâm kesmeyiz…

Fakat bir şeyi de herkesin iyi anlaması lazımdır. Yumurta yemek başka şeydir, yumurtlamak başka…

Yumurta yiyebilmek için illa yumurtlamak gerekmez… Biz yazar sorumluluğu içerisinde yazı yazdığımız her konunun uzmanı olmak zorunda değiliz… Esasen o konuda görüş ve düşüncelerimizi ifade ettiğimiz için de kamu görevi yaparız…

Bu nedenle yazmak sorumluluk ve birikim gerektirir…
 ***

GECE ÇALIŞAN ÇÖP KAMYONLARI

Hepimizce malumdur. Samsun da temizlik hizmetleri özelleştirilmiştir ve ağırlıklı olarak gece yarısından sonra yapılmaktadır. Sokak ve Caddelerin süpürülmesi, yıkanması gibi hizmetler sabaha kadar devam etmektedir. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim…
Ancak pek çok okuyucumdan aldığım şikâyete ben de katılıyorum. Temizlik araçlarının gürültüsünden herkes rahatsız olmaktadır. Gece yarısı çalışmanın getirdiği bir başka sorumluluk ta uyuyan veya hasta insanların dinlenmelerine zarar verilmemesidir…

Gece çöp konteynerleri gürültü ile kaldırılıp indirilirse, çöpler vara, yoğa preslenir, sıkıştırılırsa, makineler yüksek devirde çalıştırılır ve tazyikli su kullanan işçiler dağ başındaki gibi bağırıp çağırırsa, iyi niyetli bir hizmet çileye dönüşebilir…

Çoğu geceler, bu temizlik araçlarının gürültüsünden 100 yıl Bulvarındaki araçların alarmlarının devreye girdiğine bizzat şahit oldum… Bu konuda biraz daha ihtimam gösterilirse çok daha başarılı olunacağına inanıyorum…     

Yeniden görüşmek ümidi ve dileğiyle...
 / Lütfi KESKİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder