16 Ocak 2014 Perşembe

Bu Festival Samsun İçin Önemli...

Festivallerle ilgili bir yazıda şöyle bir cümle okumuştum: "Şehirler kuruldukları andan itibaren isimlerinden dolayı daima markadırlar.". Eski adı Yunanca'dan gelen Amisos olan şehrimize, Samsun'a baktığımızda kentin akıllarda yaptığı ilk çağrışımın, antik çağda yörede yaşadığı söylenen Amazonlar olduğunu görürüz. Ama Samsun için bir marka mıdır, değildir. Hatta çoğu tarihçi için efsaneyle gerçeğin iç içe geçtiği, yaşadıkları kesinleşmemiş kadınlardır Amazonlar. Adlarına düzenlenen yöresel bir festival olmasına rağmen Samsun'un markası olacak, bana kalırsa olmayı hak edecek bir simge de değildirler üstelik. Şehrimizi satışa sunulan bir mal ya da hizmet unsuru olarak görmeden antik çağdan günümüze bir yolculuk yaparsak, nedir zihinlerde Samsun'u çağrıştıracak, Samsun'u markalaştıracak başka simgeler?

Bu soruya en iyi cevap Samsun Valiliği'nin resmi sitesindedir diye önce oraya baktım. Türk güreşinin en büyük ismi Yaşar Doğu ve Olimpiyat Şampiyonu Mustafa Dağıstanlı'nın hak eden isimleri ile sanıyorum futbol meraklılarının ilgisini çekmesi ve Avrupa gol kralı olması sebebiyle Tanju Çolak'ın isimleri yer alıyor sitede. Ardından da okçuluk sporunun önemli isimleri Elif ve Huriye Ekşi kardeşler geliyor.(Tuhaftır valiliğin sitesinde bu kardeşlerimizin isimleri yazmıyor, sadece 'Ekşi kardeşler' olarak geçiyor). Sonrası halay, horon, davul, zurna ve kemençeli oyunlarla peynirli, kıymalı, hamsili ve yumurtalı pideler...

Şimdi hep birlikte düşünelim, Samsun'u son yıllara da moda olduğu gibi bir mal ve hizmet ürünü olarak sunmadan markalaştıracak, ülkede hatta dünyada adını duyuracak neyimiz var elimizde? Antik çağa gitmeden, yaşımın ve şehrin kültürel ve sosyal hayatında var oluşumun yettiği kadar ben düşündüm ve ne acı ki aklıma ilk gelenleri hep yok ettiğimizi gördüm. Örnek mi? Kızılırmak Deltası. 300'den fazla nesli tükenmek üzere olan kuş türünün bulunduğu, her kış on binlerce kuşun konakladığı, ülkemizin önemli bir sulak alanını hak ettiği yere getirip markalaştıramadık. Yerel festivallerini genele taşıyabileceğimiz, ekonomik anlamda da halkımıza büyük katkı sağlayan tütünümüzü koruyamadık. Önemli bir endüstri mirası olan fabrikasını her ne kadar AVM olarak 2 ödül birden alsa da fiziki özellikleri ve mekan kurgusuyla tarihi dokusuna yaraşır bir yapıya dönüştüremedik. Bugünün anlayışıyla küçümsenecek bir oluşum da olsa yarattığı ismiyle hayli öne çıkan fuarımıza sahip çıkamadık; yerine yapılan upuzun yolun, gepgeniş alanın içini benzer bir işlevsellikle dolduramadık. İçine 'insan' unsurunu da alan etkinliklerin mekanı yapamadık.

Bunlar benim hatırlayıp önemsediklerim. Hatırlayamadıklarım ya da önemini kavrayamadıklarım varsa onlarla birlikte geçti gitti. Buna rağmen şimdi Samsun bir büyük şehir. Şehrin kanaat önderlerinin 'markalaşma' anlayışı biliyorum ki benim anlayışımdan farklı. Ama ortak payda, küreselleşen dünyada dünya şehri olmanın da kriterleri olduğu. Ve bu kriterler arasında uluslararası kültür ve sanat organizasyonlarına, festivallere ev sahipliği yapma da önemli bir yer tutuyor. Kültür ve sanat bir şehrin, bir ülkenin gelişiminde olmazsa olmazlardır. Özellikle sanat, bireyi ve toplumu çağdaş bir dünyaya yönlendiren önemli bir var oluştur. Ve festivaller kültür ve sanatın gelişmesinin önemli bir destekçisidir. Uluslararası festivaller toplumların kültür birikimlerini, sanatsal değerlerini aynı potada bir araya getiren çok önemli organizasyonlardır. Düzenlendikleri kentte, ülkede bireylerin uygarlık bilincini geliştirmede, evrensel değerleri kucaklamada çok önemli işlevleri vardır. Şimdi bu manada Samsun önemli bir festivale hazırlanıyor...

Uluslararası Samsun Müzik ve Sahne Sanatları Festivali! 25 Mayıs-7 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek olan festival, dünyanın farklı ülkelerinden gelen sanatçıların yanı sıra Türkiye’den de grupları ağırlayacak ve operadan halk müziğine, klasik müzikten dansa kadar birçok farklı rengi aynı sahnede buluşturacak. Eğer umulduğu ve beklendiği gibi devam eder, bozulmadan, sulandırılmadan kendini ileriki yıllara taşır ve gelenekselleşirse inanıyorum ki bu festival, Samsun'un benim anladığım anlamda markalaşması yolunda çok önemli bir kilometre taşı olur. Ben şimdiden festivalin düzenlenmesinde emeği geçen herkese bir Samsunlu olarak teşekkür ediyorum. Bu arada sanıyorum yazımı okurken Samsun'un zihinlerde yer eden, etmesi gereken olaylarında 19 Mayıs'ı unuttuğumu sandınız ve hayıflandınız... Mümkün mü?

Sadece yazmaya gerek bile görmedim, zira hiçbir festival, hiçbir markalaşama yolundaki taş, ulusal kurtuluşumuzun, bağımsızlık mücadelemizin başladığı bu tarihi günün üzerine çıkamaz...

/İlknur YAMAK
16.01.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder