Hafta sonu bir iş gezisi dolaysıyla Samsunspor’un
İstanbul’daki maçını izleyememiş ve dostlarla buluşamamış olmanın üzüntüsü,
yerini takımımızın aldığı 3-1’lik net galibiyet ile mutluluğa bıraktı. Bu
galibiyet elbette ilk 6 takımdan
kopmamak adına çok önemli idi. Müsabaka nedeniyle İstanbul’a gelen medya
mensubu arkadaşlarımızın da tespit edebileceği gibi, İstanbul’da Samsun’lular
lobisi son yıllarda önemli organizasyonların altına imza atmıştır. SADEF
tarafından organize edilen “Feshane Günleri” her geçen yıl çok daha profesyonel
bir anlayış ile İstanbul’daki Samsun’luları bir araya getirmekte ve yöresel
etkinlikler Samsun’lular dışında İstanbul halkına da sergilenmektedir.
Siyasi platformlarda da Samsun’lu arkadaşlarımız
İstanbul’un önemli bölgelerinde aday adayı olarak anılmaktadır. Örneğin
Beşiktaş Belediye başkanlığı aday adayı olan Lokman Kondakçı uzun yıllar gerek
ticari ve gerekse siyasi platformlarda kendini ispatlamış ve fanatik bir Samsun
sevdalısıdır. Ayrıca Bayrampaşa Belediyesi için de yine Samsun’luluğunu ön
plana çıkaran ve tüm organizasyonlarda yer alan Murat İmza ise Bayrampaşa
belediye başkanlığına taliptir. Bu isimlerin hangi partilerden aday olacakları
önemli değildir. Hangi siyasi görüşe mensup oldukları ve dünya görüşlerinin
dışında ortak paydaları Samsun’lu olmalarıdır. Bu nedenle İstanbul’da yaşayan
Samsun’lular sandık başlarına gittiklerinde siyasi kimliklerini bir yana bırakarak
Samsun’lu bir adaya oy verme bilinci içinde olmalıdırlar.
İstanbul’da birlikteliği tesis etmek kolay
değildir. Örneğin Küçükçekmece bölgesinde bir Samsun’lunun Gebze’deki
akrabasını ziyarete gidip dönmesi, Samsun’dan Trabzon’a gitmekten daha zordur.
Lobi oluşturmak ise, bu işe gönül vermiş
kişilerin öncelikle mesailerinin önemli bir bölümünü bu tür faaliyetlere
ayırması ile mümkündür. Bu çerçevede SADEF, SAYSİAD gibi dernekler İstanbul’da
çok önemli bir misyon yüklenerek,
Samsun’luları belirli bölgelerde belediye başkanlığı adaylığı ve meclis
üyeliklerine talip olma noktasına taşımışlardır. Nüfus yoğunluğu anlamında ise
Samsun’lular olarak İstanbul’da belediye başkanlığı, encümenler dışında birkaç
milletvekili çıkarabilecek bir potansiyel mevcuttur.
Büyük şehirlerde zor da olsa tesis edilen birlik ve
beraberlik sadece malum eğlence gecelerinde sanatçıları izlemek ve eğlenmek
adına gerçekleştirilmemektedir. Pek çok işadamı bir araya gelerek müşterek iş
aktivitelerinin altına imza atmaktadırlar. İstanbul, Ankara, İzmir gibi
metropollerde Samsun lobisi oluşturularak önemli aktivitelerin altına imza
atılması, yönetim kademelerine talip olunması, iş birlikteliklerinin kurulması
gibi oluşumlar gerçekleşmekte iken, Samsun’da ne yazık ki kentin geleceğine ilişkin
projelerde ortak akıl üretmek ve birlik tesis etmek ne yazık ki mümkün
olamamaktadır.
Öncelikle kenti yönetenler mevkilerini işgal
edenler, akıl almaz fikirler üreterek sahil bandımızı yok etmekten kendilerini
alıkoyamamaktadırlar. Son olarak Atakum beldemiz için ortaya çıkan projelerin
onaylanabilmesi elbette mümkün değildir. Kamu binalarının sahil bandında yer
almasının hizmet anlamında ne tür bir avantaj sağlayabileceğinin açıklanması
gerekir. İstanbul’daki Samsun’lular nasıl ki Samsun’un adını duyurmak ve bir
Samsun’lu olarak yönetim kadrolarına aday olmak için bir lobi oluşturmuşlar
ise, Samsun’da yaşayanlarında kendi değerlerine sahip çıkmak adına oldu
bittilere izin vermemesi gerekir.
Deniz kenarına yüzme havuzu yapılması, protokol
camii gibi anlayış hüküm sürdüğü ve hizmet edildiği sürece, ayrıca bu tür
uygulamalara sessiz kalındığı sürece Samsun’daki ihalelerin Diyarbakırlı veya
bir başka ilden gelen işadamlarının almasını yadırgamamak gerekir. Çünkü kentin
değerlerine öncelikle kentte yaşayanlar sahip çıkmalıdır. Bu nedenle
İstanbul’da yaşayan Samsun’luların yarattığı Samsunculuk bilinci önemlidir.
/Süleyman
SALUR
14 Ocak 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder