17 Ocak 2014 Cuma

Modern Bilmece


Niyetim kesinlikle yazıya bir esrarengiz hava vermek değil. Çoktandır üzerinde bir şeylerin yazılmasına gerek duyduğum bir konudur eski Modern Pazar ve çevresi. Bölgeye, bomboş ve mısır tarlası olarak kullanıldığı ve şu andaki Ağabali Caddesinin bir dere olarak aktığı 60 lı yıllardan bakmak lazım aslında. Bulunduğu bölgeye bir adres olarak isim veren b…derenin, daha sonra Şendere olarak isim değiştirildiği bu bölge, gerçekte hala kişiliğine tam manasıyla kavuşamamış ve yeni kimliğini bir türlü sevememiştir.

K.Vehbi Gül’ün ilk icraatlarından olarak şehir planına Pazaryeri olarak işlenen ve kullanılmaya başlanan şehir merkezindeki bu cazibeli boşluğun daha sonraki senelerde hep bir alternatif kullanım alanı olarak anılması ve gündeme gelmesi daima göz kamaştırmıştır. En son Y.Ziya Yılmaz döneminde, güçlü bir sermaye grubu tarafından emsal katsayısı artırılarak yüksek katlı bir yapı yapılarak iş merkezine dönüştürülmesi fikriyatına, Mimarlar Odası şiddetle karşı çıkmış ve bazı hukuki olumsuzlukların da mani oluşuyla bu düşünceden de vazgeçilerek son ve bugünkü niteliksiz şekline bürünmüştür. Çünkü ne otopark olabilmiştir, ne yeşil, ne de park.

Pazaryeri olarak kullanıldığı dönemlerde geceleri içinden geçenlerin korku ve endişelerine bir türlü mani olunamamıştı. O günlerdeki en büyük olumsuzluk üstünü örten o kaba betonarme örtüydü aslında. Büyükşehir Belediyesi burayı güvenli kılacak ne ışıklandırmayı ne de bir güvenlik sistemini hizmete sokamadı.( Bu gün aynı düşünce zaafiyeti eski sigara fabrikası için de yaşanmaya devam ediyor.) Zaten plan tadilatı sırasında en çok konu edilen olumsuzluk bu karanlık ve dehşetengiz gece manzarası idi. Zira şehir merkezinin hemen kıyısındaki bu olumsuz görüntü, buranın behemehâl elden geçmesi gerektiğini kent idarecilerine devamlı hatırlatıyordu. Ve neticede karar verilerek yeşil çalışmalı,  rekreasyon ağırlıklı bir proje gereksiz bazı seramik figürlerle desteklenerek bölge yaşayanına ve kentin kullanımına “hep birlikte iyi günlerde kullanalım” denilerek sunuldu.

İşte bu düşüncelerin hayata geçtiği günlerde, Y.Ziya Yılmaz Modern Pazar etrafındaki tüm yapılara bir boya firmasının katkısıyla bir çehre vermek istediğini bir toplantı öncesinde ayaküstü nakletmişti bana. Mimarlar Odası olarak olumlu bulabileceğimizi, konunun etüt edilerek, çalışma ve renklendirme sonrasında kabul görebileceğini söylemiştim kendisine. Fakat bu düşünce başka bir mekânda ve ortamda tekrarlanmadığı için o haliyle güdük kaldı. Bu gün düşünüyorum da böyle bir çalışma belki de görücüye çıkmış bir Kent Vitrini sayılabilecekti.

Ama daha önemli kent ihtiyacı ise pazaryeri kullanımı idi ki, İstanbul modeli örnek alınarak Ağabali Caddesi ve buna bağlı olan Kurtuluş, Yıldırım, Bilginler, Şükrü Yelkenci, Önder, Baha Keskin Sokaklardan faydalanılan Pazaryeri işlevi, bölgenin ortasına, sorunlarıyla aktarılıverdi. Cuma günleri öğleden sonraları başlayan gürültülü ve çevreyi taciz edici pazaryeri kurulma hazırlığı bölge trafiğini de oldukça aksatırken bu olumsuzluk biraz kontrol altına alınarak sadece Cuma günlerinin gece saatlerinde kaydırıldı ki bu değişim oldukça doğru bir karardı. Cumartesi gününün tamamını kapsayan alışveriş hareketliliği yine o günün gecesinde ise gece geç saatlere kadar çevre temizliğine bırakır yerini. Kocaman su vidanjörleri bu sokakları gürül gürül yıkarlar.

Cumartesi günlerinde bu bölgenin can damarını teşkil eden Bilginler Sokak ve Kurtuluş Sokak trafik akımları tam bir bilmecedir. Bilginler Sokağın, Gebi Caddesinden başlayan trafik çilesi Baha keskin Sokaktan devam etmesine rağmen yer yer tıkanmaktadır. Çünkü Pazaryeri alışverişi sırasındaki doldur boşalt işlemi trafiğin akımını bozmaktadır. Hatta bu yolu kullanmak isteyen gereksiz araçlar Pazaryeri kullanımının tam içine girmekte ve bazen yoldan bir türlü çıkamamaktadırlar.

Bir diğer trafik bilmecesi de Ağabali Caddesine dikey olarak inen 100. Yıl Bulvarının tam paralelindeki Kurtuluş Sokaktadır ki bu yolun hem gidiş hem de geliş olması ne akla hizmettir belli değil. Üstüne üstlük bu yolun hem sağına hem de soluna park edildiğinden 15 metrelik yol 5 metreye düşmektedir. Belediyenin resmi otoparkından çıkan araç sürücüsü, Anneler Parkının köşesindeki Hamidiye Sokağa gelene kadar herhangi bir karşı araçla kafa kafaya gelmemek için bildiği bütün duaları okumaktadır. Sabırla Hamidiye Sokağa kadar gelen sürücü 100. yıl Bulvarı istikametine dönmek isterse bu yolun trafiğe kapalı olduğunu görecektir ki bilmece burada devam etmektedir. Çünkü trafiğe kapalı olan yolda Trafik Sinyalizasyon ışığı vardır. Yani yol yasaldır. Bu durumda sürücünün yapması gereken istikamet Hamidiye Sokağı takip ederek Kore Sokağa çıkarak o daracık yolda yönünü bulmaya çalışmaktır ki Allah muhafaza etsin!  

Şehircilik biliminde bazı plansal kararların yaşanılarak doğrulanması veya revize edilmesi gerekir ki buna en bariz örnek şu andaki Anneler Parkı olarak adlandırılan bölgenin Cumartesi günkü kullanımıdır. Trafik işleyişi ciddi şekilde ele alınarak labirent olmaktan çıkarılıp insanları sinir strese sokmamalı ve bu alanı kullanan girdiğine pişman olmamalıdır. İyi haftalar.
/Sacit ACAR
05.08.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder