17 Ocak 2014 Cuma

Bildiri


Taflan; Samsun Büyükşehir Belediye sınırlarının son yerleşimi. Kendi arzusuyla Büyükşehir yerleşim sınırları içinde yer almış bir belde. İki ana yerleşimden müteşekkil.

Birincisi köy yerleşimi;  Samsun Sinop karayoluna takriben 3 Km mesafede. Tipik bir köy yerleşimi ki birazda şehirle iç içe. Merkez köy olmanın birçok avantajını da kullanıyor. En önemli olanı da galiba kıyı bandında da toprağının olması. Bu yüzdendir ki ulaşım konusunda adı son durak olan Üniversiteden sonra yeni raylı sistem oluşumu içinde yer alması yönünde. 

Taflan’ın kıyı yerleşimi; tamamen 2. konutların hatta 3. konutların yapılandırıldığı ve yalı tabir edilen deniz bandındaki yerleşimden müteşekkil bir ikamet alanı. Okulların tatil olmasıyla artan bir nüfus yoğunluğu, yine okulların açılmasıyla boşalan bir tatil ve dinlence beldesi. İlk imar planı Belediye oluşumuyla 1989 yıllarında yapılmıştır. Daha sonraki senelerde ise, plan tadilatları ve yapı yoğunluğunun artması ve insanların bu bölgeyi hızla kullanıma başlamasıyla nüfusu artan bu bölgenin kıyıdaki planlı duruşu son dönemdeki Belediye Başkanlarının ve Fen İşleri Teşkilatındaki Fen Adamlarının başarıları olsa gerekir. Çünkü biliyorum ve takip ediyorum ki 4 dönem belediye başkanlık seçimi geçiren ve her dönemde fen işleri teşkilatında mimar bulunduran Taflan, bu günkü düzgün ve kaliteli yerleşimini bu nedenle sağlayabilmiştir. Taflanın Planlı yapılanması sırasında hem yeni yapıların subasman kotlarına çok dikkat edilmiştir hem de çatı ve teras kullanımlarına hiç müsamaha edilmemiştir. Hatta bir dönem, Belediye Başkanı, hatırı sayılır bir iş adamının yaptırdığı ve çatı gabarisinin ihlal edildiği bir yazlığın üstü her şeye rağmen yıktırmıştır. Yeni bir yazlık veya dinlenme evi yapan yapı sahipleri bu anlayış ve disiplinle işe başladıkları için proje ihlaline pek cesaret edememişlerdir. Bu yüzdendir ki Taflan, Atakum merkez bandından Erenköy sahillerine kadar reel bir yapılanma, özel bir ihtimamla bugünlere kadar gelebilmiştir.

Bütün bu olumlu gelişmelerin yanında arazi kullanımı çok göz doldursa dahi alt yapı eksiklikleri bugüne kadar gelmiştir. Bütün Belediye Başkanlarının ilk icraatları yalıdaki mahalleler arasındaki yolları ıslah etmek olmasına rağmen, bu işlem yıllarca bitirilememiş sadece hizmet ara sokaklarda elek altı tabir edilen malzemenin serilmesiyle yazlıkçılar çamurdan biraz kurtulabilmişlerdir. Büyükşehir sınırlarına dâhil olmanın ilk görünen faydası şehir şebeke suyunun kıyı hattı boyunca gelmesi olmuştur ki bu küçümsenmeyecek program, tatil yöresinin artılar hanesine sessizce yazılmıştır.

Büyükşehir Belediyesinin kent içi çalışmalarında önemli yer tutan katı atık toplama ve arıtma işlevinin kıyıdaki yerleşimleri de içine alacak şekilde Çatalçam ve Taflan’a kadar genişletilmesi belki bir gereklilikti. Bu gerekliliği gündeme getirmek ve programa almak ne kadar övünülesi bir başarı ise de işe devam konusunda yaz aylarının bu günlerini kullanmak ise o derece büyük bir aymazlıktır.

Tarih 20 Haziran 2010 Pazar, sabah saat 07.30. İnsanlar Taflan ve Çatalçam sahillerindeki evlerinde sabahın kan uykusundalar. Büyük bir iş makinesi yalı mahallesindeki Avukatlar Sitesinin hemen üst tarafında çalışıyor. Makinenin başında 5 veya 6 kişi kanal bağlantısının rögar kısmına kot veriyorlar. Sabahın sessizliğinde hem iş makinesinin sesleri hem de kalın bariton erkek sesleri birbirine karışıyor.

Taflan’ın Çatalçam ve Erenköy yerleşimi arasındaki alt yapı çalışmalarının bu günlere kayması gerçekten şanssızlıktır. Bu işlerin yazı olur kışı olur ama insanların denize girmeye başladıkları, verandalarında çay kahve içtikleri, yemek yedikleri ve çalışma hayatından fırsat ve zaman ayırarak dinlenmeye çekildikleri böyle bir mesirenin yaşamsal özelliği olduğu da kesindir değil mi?

Ayrıca, hele hele bir Pazar günü sabahında, hele sabahın bu kadar erken bir anında kargalar daha hacet görmeden çalışmaya başlamak işgüzarlıktan başka bir şey değildir de nedir. Belki bu işin yapılması çok önemlidir. Müteahhidin iş süresi zorlanmaktadır ama daha da önem arz eden daha hassas bazı dengeler de vardır.

Çatalçam ve Taflan sahilleri daha geçtiğimiz birkaç yıl içinde Erenköy’de yapılan balıkçı barınağının mendirek inşaatının denizin akıntı yönünü değiştirmesi neticesinde zaten sahilinin bir kısmını tabii olarak kaybetmişken, şimdi de alt yapı çalışmalarının sahilde devam etmesinden dolayı savaş alanı gibi karmakarış olmuştur. Şu anda ne kumsaldan hayır gelmektedir ne de denizden. Hani nerede kaldı turizm anlayışı!

Bu gibi gürültü ve kirlilik içeren çalışma dönemlerini Antalya Valiliği bir takvime bağlamış. Bir genelge ile Antalya Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere Alanya’dan başlamak üzere kıyı Belediyelerine, Bayındırlık ve İskân Müdürlüğüne, İnşaat Mühendisleri Oda Başkanlığına ve TÜRSAB’a bir genelge göndererek 15 Mayıs–15 Ekim 2010 tarihleri arasında inşaat yapılmasını yasaklamış. Aynı genelgenin bir benzerini Muğla Valiliği de bağlı birimlere göndermiş. Demek ki bu tarihlerin özellikle seçilmesinin bir manası olduğu muhakkaktır.

Ki bizim idarecilerimiz modern yaşam standartlarını herkesten çok iyi bilir ve dikkat ederler. Uçarılık ve ukalalık yapmadığıma emin olun. İsterseniz deneyin ve bana hak verin. Halep orada ise Samsun da buradadır.

İyi haftalar.
/Sacit ACAR
01.07.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder