17 Ocak 2014 Cuma

Umutların Tükenişi


Türkiye panoraması içindeki yeri ve sıralaması hem siyasileri meşgul etmektedir hem de yaşayanlarını Samsun’un. Gerçekten Samsun’a gönül veren Kent Sevdalılarınının başını ağrıtan ve üzen bir durumdur bu sıralamadaki konumu Kentimizin. Çok sıhhatli bir ölçümüdür, çok önemli bir kriter midir bilmiyorum ama yaşamsal bir tarafı olduğu muhakkak ve de mutlaktır ki söylenir durur. İşte 7.durumdan ta 22. sıralara belki de daha alt sıralara itildik, Siyasiler iş adamları bunun farkında değiller mi gibi serzenmeler, yakınmalar velhasıl. Gün geçmiyor, falanca bir kurumun Bölge Müdürlüğü Karadenizin şu anda ki en potansiyel vilayetine kaymasın. Gün geçmiyor ki tahsis adı altında bir devlet ödeneği bir başka vilayetin sofrasına konmasın. Bunlar olacaktır olması da mukadderdir ama biraz insaf duygularıyla biraz da sebebi kendimizdedir, günün gelişen olumsuz şartlarındadır. Az düşününce olay zaten görünmekte, belirginleşmektedir ama hangi açıdan baktığınıza bağlıdır biraz da.

Bu şehrin can damarı kesilmiştir; merkez içi bitirilmiştir, ticareti bitirilmiştir, alışverişi minimum seviyelere çekilmiştir. Alaçamı, Bafrası, Vezirköprüsü nün eli ayağı budanmıştır. Çevre merkez köylerinin nefesi tıkanmıştır. Tekkeköy’ün Çinik’in, Çırakman’ın, Antyerinin, Kutlukent’in, Devgeriş’in, Avdan’ın ekmeği elinden alınmıştır.

Tütünü anlatmaya ve tariflemeye çalışıyorum. Tütünün, o burunları yakan kokusunu toplayanların işleyenlerin ellerinde kalan o zifirini o bereketli zehirini anlatıyorum aslında. Fidesinin hazırlanmasından tarlaya dikilmesinden toplanmasından dizilmesinden kurumasından başlayarak ta satışına kadar uzayan bir yaz sürecinin verimliliğinden bahsediyorum. Memleketin içindeki her türlü gıda, giyim, mobilya sektörünü dahi etkileyen, o piyasasının verimliliğini, mal alanların tütün satışında ödenme vaatlerinin yaşandığı dönemleri hatırlatmaya çalışıyorum. Malı verenlerin hiçbir tereddüt duymadan, alacağının Tütün Satışında bir garanti olarak göründüğü dönemlerin bu kente kazandırdıklarını, ekonomisini de ne ölçüde canlandırdığını unutmak mümkün mü acaba. Evlilik ve düğün hazırlıklarının bile tütün piyasasına göre programlandığı bu kentteki seviye düşüşü çok önceden belirginleşmiştir aslında. Tütünün o üreten ve işleyenlerin ellerinden zehiri ve zifiri, üstlerinden kokusu azalmış hatta bitmiş, Samsunun sıralamadaki yeri de birer birer aşağılara doğru kaymaya başlamıştır. Eski kent fotoğraflarında görünen o sarı ve kocaman tütün depolarının yıkılması, tütün iskelesinin ortadan kalkması, merkez içi tüccar mağazalarının mobilya deposu olmasıyla bitmiştir Samsun’umun fiyakası. Yeri de değişmiştir Parası da bitmiştir. Samsunun parası bitmiş ama Samsunlunun parası başına bela olmuştur. Şehirlide para olduğu için ne tahsis alabilmiştir ne de avans. Banka mevduatı açısından en paralı illerden birisi olmak da başına çorap örmüştür. Bu yüzden züğürt ağa karakterinin en tipik örneği olmak, kaderi olmuştur Samsun’un.

Aslında çok doğru ve verimli kararlar alınabilir ve bir program yapılabilirdi. Tütün alternatifi olabilecek ürün veya ürün modelleri seçilebilirdi. Bu tip bir ziraat projesi köylüye tavsiye edilerek yönlendirme yapılabilirdi. Bu sanayi örneği olabilecek ürün muhtemel boşluğu doldurup köylünün eli böğrüne gitmemiş olur, Tütünün Başkenti kendine bir yol çizerdi. Ama şimdi sadece durumun vahametine bakmak zaman zaman da şehrimize reva görülen kirlilik yaratan sanayi tesislerinden kurtulmanın çarelerini aramak düşüyor. İnşallah başına birde bu neviden bir ucube tebelleş olmaz

Genellikle umutları tükenen, beklentileri hep başka baharlara kalan Şehrimde başka bir trajedi yaşanıyor şimdi. Birçok Siyasi Kişiliğe seçilebilmek adına malzeme olmuş, kariyer ve prestij kazandırmış olan tersanenin de kepenk indirdiğini veya indireceğini okuyorum gazetelerde. Büyük umutlarla bitmesi beklenirken bir trajediye dönüşmesi muhtemel olan, şehrimin kader çizgisini yeniden şekillendireceği umulan bu vakıa, nasıl izah ve ifade edilecek acaba. Olumsuz bir travmaya dönüşecek bu durumu nasıl izah edecek şehrimizin Bakanı, Milletvekilleri ve İdarecileri.

Güzel söz söylemenin, iyi laf becermenin meclis sıralarından çok yakışıklı görüntüler vermenin hiç bir işe yaramadığını görecektir şimdi Samsunlular. Çünkü artık iş, aş ve ekmek dönemidir. Hamasi laflar üretmenin sonuna gelmek, çöküşe bir son vermek, bir müjde verilecekse de iş ve aş üzerine bir şeylerin söylenmesi gerekmektedir. Yoksa bahane bulmanın sonu gelmemekte hayaller hiçbir zaman gerçekleşmemektedir. İnşallah bu türden masalların vereceği zarar alt sıralardaki bu şehrin konumunu daha aşağılara çekmez. Zaten çok da fark etmez artık. Çünkü ölmüş eşek artık kurttan korkmamaktadır. İyi haftalar. 
/Sacit ACAR
14.06.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder