Başımıza bir musibet gelmeden, bir çok şeyin
değerini anlamayız... Toplum olarak da zaten empatiden uzağız... Zaten o yüzden
değil mi bunca sorun... Olaylara “farklı pencerelerden” bakıp, “aynı manzarayı”
görmek isteriz hep... Sıkıntıyı yaşayanı anlamayız... Anlamak istemeyiz... Ta
ki; başımıza gelene kadar... Mesela, dişimiz ağrıyınca anlarız, rahatlıkla bir
ekmeği ısırabilmenin değerini... Yada, ayağımız alçıda, elimizde koltuk
değneği... İşte o zaman anlarız koşa koşa eve gitmenin tadını... Hastane
odasından bakmadan, denizin kenarında oturup demli bir çay içmenin tadına
varamayız... Kim bilir bunların tadını en çok? Ona ulaşamayanlar... Bir şeker
hastasının, bir dilim baklavayı gönül rahatlığıyla yemek istemesi gibi... Bir
kanser hastasının yalın ayak, sokaklarda koşmak istemesi gibi... Bir mahkumun
karşısına duvarlar çıkmadan yürümeyi özlemesi gibi... Bir hastanın, ilaç
kokusundan uzakta, çimlerde yuvarlanmayı arzulaması gibi... İşte tüm bunları
yaşamadan, anlayamayız...
Nereden esti bu girizgah derseniz... Hepimiz,
hayatı “kendimizden menkul” kılıyoruz... Birileri hayatı kolaylaştırırken,
birileri inadına zorlaştırıyor... Şehirde "dağdaki kurallar" geçerli
sanıyor hala birileri... Kentte yaşadığından; kentte engellilerle, sokak
hayvanlarıyla, çocuklarla, gençlerle, yaşlılarla birlikte, ortak yaşadığından
habersiz "idiotlar" çok çevremizde... Bu fotoğrafı bir kaç gün önce
Samsun Büyükşehir Belediyesi'nden Subaşı'na doğru giden yolda, Kent Otel'in
karşısında çektim...
Çekerken bile utandım... Aslında, fotoğraf yazıya
bile gerek kılmıyor... Ama eminim ki... Bu işi yapanların, dükkan sahibinin
"sağlığı-sıhhati" yerinde... Sanırım herhangi bir engeli, engelli
olan eşi, dostu, akrabası da yok... Çünkü olsa, böyle olmazdı... O yolun
değerini bilirdi, o yolun kimlere ait olduğunu bilirdi… O yolun ne kadar hayati
olduğunu da kavrardı… Tabi burada, sadece bu işgüzarlığı yapanların değil, bunu
denetlemeyenlerin de vebali var… Empatiden yoksun, düşüncesiz, saygısızların
olduğu bir kentte yaşamak beni açıkçası utandırıyor... Siz de hissettiniz mi bu
utancı?
/Miraç ÖZTÜRK
09 Nisan 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder