Sağlık kenti Samsun'da 'ne kadar
sağlıksız bir sözde sağlık hizmeti' var.. Özel hastanelere gidenler 'Parayı
gözden çıkarıyor da' sesleri çıkmıyor.. Devlet Hastanesi'ne giden, çileyi yine
'yaşıyor'.. Manşet haberimizde okuyacaksınız; Gazi Hastanesi'nde EMAR
çilesini.. Ama çile yetersiz bir kelime olarak kalıyor..
Sonrasındaki gelişmeler, açıklamalar
'tam bir skandal boyutta'.. Öyle ki; vatandaş burada sorununu çözemiyor ve
Başbakan Davutoğlu'na kadar iletiyor.. Olayın seyri şöyle; Bir hasta ortopedi
bölümünden dizindeki ağrı nedeniyle randevu alıyor.. Gidiyor muayenesini
oluyor.. Buraya kadar her şey normal.. Bir hafta sonrasına EMAR çekimi için
randevu veriyorlar.. Devlet Hastanesi'dir 'süre verebilirler' bu da normal.. EMAR
çekiliyor, 13 gün sonrasına sonuçlar için randevu veriliyor.. Hadi devlet
hastanesidir, bu da normal olsun.. Normal olmayan ne biliyor musunuz?.. Her gün
sonuçlar çıktı mı diye gidiyorsun ve 'Hayır' yanıtı alıyorsun.. Günler böyle
gelip geçiyor.. Hastanın psikoloji sıfır.. Çünkü 8 yıl göğüs kanseri tedavisi
görmüş.. Acaba kötü bir şey var da söylemiyorlar mı diye 'uykuları kaçıyor'..
Oysa sorun farklı.. Bugün git yarın
gel keyfi değil.. EMAR cihazı bozuk ve çektiği sonuçların yorumlanabilmesi için
o çekilen veriyi vermesi gerekiyor.. Bu konuda işin ilginci muhatapta yok.. Kimse
yanıt vermiyor, nedenleri anlatmıyor hastaya ve yakınlarına.. Hasta yakını
çaresiz kalıyor ve..
Yazıyor dilekçesini Başbakan Ahmet
Davutoğlu'na… Her şeyi anlatıyor.. Haklı da.. Bizim arkadaşlarımız da muhatap
aradı ama bulmakta zorlandı.. Yanıt verenler de 'aman ismimizi yazmayın'
diyor..
Sarı çizmeli Mehmet ağa dönemi sanki..
Bir makamı işgal ediyor ama adının yazılmasını istemiyor.. İşin ilginci Sağlık
Müdürlüğü ile Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği arasında tam bir
yetki kargaşası hakim.. Bu olay bir top olmuş aralarında paslaşıyorlar adeta.. Sağlık
Müdürlüğü'nün ne iş yaptığını anlayamadım açıkçası bu olaydan sonra.. Konumuz o
değil ama önemli.. Neyse sonuçta Kamu Hastaneleri Birliği Genel
Sekreterliği'nden biri bir şeyler anlattı.. Sorunu biliyoruz, cihazların bakım
anlaşmasını yapan şirketle Gazi Hastanesi'nin sözleşmesi fesih olmuş falan
filan.. Yani skandal..
Sağlıkta şu kadar memnuniyet, şu kadar
başarı diyen Sağlık Bakanı Samsun Gazi Hastanesi'ne sorsun bakalım.. 'Vatandaşa
ne sizin şirket ile aranızdaki sözleşmeden' diye.. O makama oturduğunuza göre,
anlaşmayı zamanında yapacaksın, sorun varsa çözeceksin, öyle değil mi?.. Sorun
çözemiyorsanız makamda işiniz ne diye sorarlar adama.. Kamu Hastaneleri Birliği
yetkilisinin söylediği bir sözü çok sevdim.. Hasta Hakları Şikayet Kutusu
varmış.. Oraya hasta yakınlarının bir yazı yazmalarını istemiş.. Çok şükür diyelim buna da..
Bakın şikayet edecek bir yetkili
bulduk.. O da çıka çıka bir kutu çıktı.. Ağzı var dili yok... At dilekçeyi
içine 'bekle ki yanıt gelsin'.. Kutuya gitmeme gerek yok.. Buradan ilan
ediyorum.. Şikayetçiyim.. Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'nin
ortaya çıkması ve Başhekimler ile Sağlık Müdürlüğü'nün yetkilerinin
tırpanlanmasından sonra 'işler karıştı'.. Hastaneler sorun yumağı oldu..
Kalitesiz ameliyat malzemeleri
şikayetleri arttı.. Hasta yakınları 'hastane içinde sorunlarını' çözemez oldu..
Yetkili, etkili kişi kalmadı.. Sizler de 'kamuoyundan adeta saklanır gibi
hizmet verdiğinizden' sağlık kamuda 'sıkıntı haline' geldi.. EMAR cihazının
'bakım sözleşmesi fesih aşamasında' ve sorunu bildiğiniz halde çözüm
üretmediyseniz, 'daha ne diyebilirim ki'.. O bahsettiğiniz kutu nerededir
bilmiyorum ama..
Açıkça ilan ediyorum.. 'Bu yönetim
şeklinden şikayetçiyim'.. İsmimi yazmayın, 'demenizden sıkıldım'.. Bir makamda
oturup ta 'o makamın günahını ve sevaplarını' üstlenmiyorsanız, 'Gerisi
teferrruattır'..
Samsun Milletvekili ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç;
Samsun Milletvekilleri;
Samsun Valisi İbrahim Şahin;
Samsun AK Parti İl Başkanı Fuat
Köktaş;
Kentteki sağlık sorunlarına bir el
atın.. Özel hastaneler 'cazibe merkezi haline gelirken' Kamu hastaneleri
göçüyor farkında değil misiniz?.. Vatandaş 'Bugün git, yarın gelme' çilesi
çekerken şirketle sözleşme yapamayan bir yönetimle karşı karşıyayız.. NOT: Bu yazımı ben de tüm çile çeken hasta
yakınları için BİMER’e göndereceğim.. Bilgilerinize..
/A.Yener
CABBAR
28 Kasım 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder