Sorunun, Gazi Hastanesi'nde EMAR
cihazının bakım sözleşmesinin bitmesinden kaynaklanmadığı öne sürülüyordu bazı
yorumlarda... Ve ilginçtir 'Kamu
hastanelerinde yaşanan cihaz bozukluklarının' başka bir yönüne dikkat çekildi..
Özel hastanelere 'hasta göçü'.. Yani bir bakıma 'Devletin hastanelerinde
sıkıntı çeken' vatandaş konu sağlık olunca mecburen parasına kıyıp özel
hastanenin yolunu tutuyor..
Parasını ödüyor, özel hastanede 'EMAR
sonuçları için' günlerce beklemiyor.. Bugün git, yarın gel, gelme diye bir şey
de yok.. Telefonunu aç, muhatabını bul.. Ama iş devlet hastanesine gelince,
"Sonuçlar çıkmadı beyfendi yarın tekrar arayın demek' kolay.. Telefona
bakmasan da olur.. Ay sonu maaş garanti nasıl olsa.. Şikayet edeceğin bir merci
de yok.. Şikayet kutusu var.. At oraya dilekçeni; cevap gelene kadar 'mefta
olmazsan' yanıtını alırsın.. O yanıt gelir ama EMAR'dan sonuç gelir mi bilmem..
Şimdi arayıp, haberle ilgili 'benim de
başıma geldi, mecburen özel hastaneye gitmek zorunda' kaldım, diyenlere kulak
vermeyelim mi?.. Bazı özel hastanelerin bazı bölümlerine 'hastane ismi hatta
doktor ismi verilerek' yönlendirme yapıldığını bilmeyen var mı?.. Kamunun
elinde onca imkan varken bir bakım sözleşmesini yenileyemiyorsa, bunun altını
eşmek 'Öküzün altında buzağı aramak olarak değerlendirilebilir mi?.. Özel
hastanede böylesine bir cihazın bozuk olması veya hastanın geri gönderilmesi
durumunda o birimde ne kadar eleman varsa kapının önüne konulacağı bir
gerçekse; Kamu hastanelerinde halen nasıl oluyor da 'Devlet kapısı' mantığı
sürüyor anlamış değilim..
Kamu Hastaneleri Birliği Genel
Sekreterliği uygulamasını aynen Büyükşehir Yasası'na benzetiyorum.. Büyükşehir
nasıl tüm ilçelere hizmet götürmekte yetersiz kaldıysa; başhekimler hastane
yönetiminde ve sağlık müdürlükleri de sağlığın koordinesinde devre dışı
bırakılınca aynı sonuç ortaya çıktı.. Belediyelerde merkezi yönetimle ilçelere
hizmet gitmeyeceği gibi, Sağlıkta da merkezi yönetim, hastaneleri 'hasta
konumuna' getirmiştir..
Sahibi var gibi gözüken hastaneler
'yetkisizlik ve emir silsile uygulamasına yenik düşmüştür'.. Özel hastaneler o
nedenle çıtayı yükseltirken, kamu hastaneleri 'EMAR sonucu bile veremeyen
duruma düşmüştür.. Samsun sağlık kenti olabilir ama 'kamu hastaneleri bunun
dışında tutulmalı'.. Çünkü sağlıkta skandallar kapıyı çalabilir.. Özel
hastanelerle ilgili en küçük olumlu ya da olumsuz haberde 'genel Müdürü,
Başhekimi' muhatap olarak anında karşısında bulan vatandaş, Kamu Hastaneleri
Birliği Genel Sekreterliğini halen google de arıyorsa, 'iletişim sıfır
demektir'.. Yetkili kimseye ulaşamayıp Başbakan Davutoğlu'na kadar konuyu
iletiyorsa; 'Nerede Devlet' diye bağırmanın 'internet versiyonuyla'
uygulanışına muhtaç kalmıştır..
Yani 'Sahipsiz kent Samsun'un bir
vatandaşı daha çareyi Başbakan'da aramak zorunda bırakılmıştır.. Sonuç; kamu
hastanelerinden uzaklaşan her vatandaş, bilerek ya da bilmeden özel hastanelere
yapılan bir kıyaktır..
/A.Yener
CABBAR
29 Kasım 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder