Elleri kaşınsa bir yerleri kazıp, rant
yaratmak için, kentin en güzel yerlerindeki ağaçları kesip yeşili ve sahilleri
berbat edenler mi? Ve bunları yaparken, kentte yaşayan insanları adam yerine
koymayanlar mı? Bu kentte yaşayanlarında yönetime katılmasını sağlamak için en
küçük bir çabanın içerisinde olmayanlar mı? Samsunda yaşayan herkesin, kente
yapılacak önemli yatırımlarda, söz sahibi olduğu gerçeğinin kabul edilmesi
gerekiyor. “ Ben yaptım oldu “ anlamına gelen her şey demokrasi ayıbıdır.
Aslı astarı olmayan şeyler için
milyarlar harcayıp referandum yapmak düşünülüyor da, kentlerde yapılacak önemli
yatırımlar için, bu kentte yaşayanların düşüncelerini almak akıllara gelmiyor.
Bu kent, seçimle gelenlerin babalarının çiftliği değildir. Seçimle gelenler
sanki çift ruh taşıyorlar. Birinci ruhları bedenlerine, seçim çalışmaları
sırasında giriyor ve demokrat ve milli iradeye değer veren insan oluveriyorlar.
Her şey sizin için ile başlayan konuşmalarında, ağızlarından bal damlıyor
sanki. Sonra seçimler yapılıyor ve koltuğa oturdukları an, bu arkadaşların
bedenlerine ikinci ruhları giriyor. Bundan sonra, oylarını aldıkları insanları
hiç dinlemiyorlar, dediğim dedik çaldığım düdük demeye başlıyorlar. Seçim
çalışmaları sırasında söyledikleri akıllarına bile gelmiyor.
Samsun’da son dönemde,
-
Atakum’daki Tarım Meslek Lisesi alanına cami yapmak için yaşananlar,
- 20 kilometrelik, Atakum-Taflan arası
sahiline yapılacak sahil yolu için, canım kumsalın ve sahilin yer yer tahrip
edilişi ile ilgili yaşananlar,
- Canik’e yapılan köprüyol rezaleti,
- Çarşamba ovasının göbeğine, termik
santrali yapım girişimleri,
- Fener plajı yanına yapılan gökdelen
oteli,
- Doğu parkta çaktırmadan yapılan ağaç
kesimleri ve 2 kilometrelik koşu bandının betonlaştırılması,
Tüm bunlar, bu kentte yaşayanların
itirazları ve mahkeme kararlarına rağmen yapılmak istenen ve çoğu da yapılan
yatırımlardır. Deniyor ki, bu eleştirdiğiniz yatırımlar bittiğinde güzel
oluyor, neden her şeye karşı çıkıyorsunuz? Doğru yapılanlar bittiğinde
gerçekten güzel oluyor. Bizim bu güzelliğe bir itirazımız yok ki, bu
yatırımların yapılmasına itirazımız yok ki, bizim İtirazımız, bu güzelliklerin,
doğaya zarar verilerek yapılmasınadır. Bunun altını önemle çizmek istiyorum.
Devlete ait olduğu söylenen bu
yerlerdeki tahribatlara, yurttaş olarak bizlerin bir şeyler söyleme hakkı
olmalıdır. Seçimler ile bu halk size 5 yıllığına yetkilerini devretti. Önemli
konularda, size yetkilerini devredenlerin görüşlerini almanız gerekmiyor mu?
Hani demokrasilerde halk çok önemliydi?
/Tekin
AKIN
18 Kasım 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder