Her öğretim yılı başında
İmam-Hatip Fobisi hastalığı nükseder. Dünyada
İslam fobicilerin Türkiye versiyonları İmam-Hatip fobicilerdir. Batının
hesabına çalışan bu kişiler, her zaman İmam-Hatip konusunu ısıtıp ısıtıp temcit
pilavı gibi servis yapar. İçlerinden bir kısmı cidden kaygı taşıyabilir. Belirtelim
ki kaygı duyulacak hiçbir şey yoktur.
Bu okulların ders kitapları, derslerin
müfredat programları, memurları, öğretmenleri, müdürleri ve denetmenleri hepsi
devlet tarafından tayin edilir. Orada okutulmakta olan İslami ilimlerin
programları, hatta bilgiler dahi devlet kontrolündedir. O halde burada sorun
nerededir? Sorun, devlet kontrolünde olsa dahi bu okullarda okutulmakta olan
dini ilimlerde midir?
Cevabımız evet ise, o zaman şu soruyu
birlikte ve samimi bir şekilde cevaplandırmamız gerekir:
Bu ülkede yaşayan insanlar, İslam
dinini nerede, nasıl öğreneceklerdir? Kur’an-ı Kerim’de 6666( başka bir ekole
göre 6238) Ayet-i Kerime vardır. Kuvvetlilik dereceleri hesap edilmeksizin yüz
binlerce Hadis-i Şeriften söz edilmektedir. Ayrıca Sahabi sözleri, İslam tarihi
ve içtihatları vardır. İslamda diğer dinlerde olduğu gibi ruhbanlık yoktur. Bu
Kur’an herkese, herkes için indirilmiştir. Bunca Hadis-i Şerif, bu ümmetin her
biri için söylenmiştir.
Artık içtihatlardan ve İslam
tarihinden söz etmiyoruz. Allah aşkına, siz bunların nerede ve nasıl
öğrenileceğini söyler misiniz? Bu din hacının, hocanın değil herkesin (doktor,
müh. Avukat, hakim, savcı, marangoz, çöpçü vs) dinidir.
Bunun için diyoruz ki, Türkiye’de din
eğitimi- öğretimi eksiktir, İmam-Hatipler yetersizdir. Zorunlu olmamak kaydıyla
din eğitimi daha kapsamlı fakat, daha ciddi bir şekilde ele alınıp okul
öncesinden üniversite son sınıfına kadar verilmelidir. Bu konuyu ısıtıp ısıtıp
olumsuz yönüyle gündeme taşıyanların samimi olmadıklarını düşünüyoruz. Selam ve
sevgi ile…
/Mustafa
GENÇ
04.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder