İki yıla yakındır belki de daha fazla
zamandır Samsun’un Atakum ilçesi ve Canik ilçesinde dereler sözüm ona ıslah
ediliyor. “Bundan böyle Samsun’u sel almayacak” deniliyor. Bu ifadelere hep
şüpheyle baktım. Şüphemde de haklı çıktığımı üzülerek gördüm. Samsun’da bir
yağmur yağdı yine sel su birbirine karıştı. İşyerlerini sular bastı, caddeler
patladı çatladı ve içine otomobiller düşecek kadar çukurlar açıldı. Kimse bana
bunun “Afet” olduğunu söylemesin. Kimde de “Ne yapalım böyle bir yağmur
beklemiyorduk” demesin.
Samsun böyle yağmurlara alışık
olmalıdır. Çünkü yağmur nedeniyle oluşan sel sularına canlar vermiştir bu kent.
Sel kapanı denilen ucubelerin yapıldığı, derelerin yataklarının değiştirildiği,
derelerin üzerlerine betonların döküldüğü ancak suyun geçeceği yerlerin ihmal
edildiği bir kent Samsun… Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz’ın bile canlara
mal olan yağışlar nedeniyle dere ıslahları konusunda “Hatalıyız” dediği ancak
ne hikmetse bu nedenle kimsenin cezaya çarptırılmadığı bir kent burası…
Şimdi de bir sağanak yağmurda kentin
düştüğü hale bakın… Samsunlunun bu dere ıslahı nedeniyle aylardan beri çektiği
yol çilesine mi yanarsınız yoksa o işler nedeniyle harcanan paralara mı? Sahi
Samsun’da DSİ olsun Büyükşehir olsun bu dere ıslahlarına son on yıldan bu yana
kaç lira para harcamıştır acaba? Bir lira, on lira, on milyon lira, yüz milyon
lira??? Kaç lira ha! Biri bu hesabı vermelidir.
Hangi yüklenici bu işleri yapmıştır,
hangi bürokrat bu işlerin tamamlandığına dair imzayı atıp kabulü
gerçekleştirmiştir? Yoksa daha tamamlanmamı da kesin kabulleri yapılmamış
mıdır? Bu hesap verilmelidir. Yiten canların hesabı da tabi… Bu dünyada bu
hesaptan kurtulmuş olabilir kul, ancak inanıyorum ki Rabbim bu hesabı günü
geldiğinde soracaktır. Buradaki hesaptan kaçanlar oradaki hesaptan
kaçamayacaklardır… Tabi orada hesap vereceklerine inanıyorlarsa…
Pazar
Yanıyor Arkadaş
Yağmurmuş, doluymuş, tarlalar
kuralıktan yanmış, ürünler sele gitmiş. Kimse bahane üretmesin. Bir aracı kurum
mu var bilmiyorum da Pazar yanıyor gerçekten. Domates iki liranın altına, muz
altı liranın altına düşmüyor. Limonun ateşi söndü denildiğine bakmayın yine
tanesi 75 kuruştan işlem görüyor. Yani yok denilen enflasyon almış başını
gidiyor da kimse bunun enflasyon olduğunu söylemiyor. Belki de zılgıt yâriz
diye söyleyemiyor… Memur, emekli, dul ve yetimlerin maaşlarına tefe tüfe
denilen garipliklerle sözüm ona zam yapılıyor piyasaya ise yüzde 25 zam
geliyor… Benzinin mazotun fiyatını aracı olmayanlardan kimse bilmiyor bile. Bana
ne deyip geçiyor. Farkında değil ki ucu ona da dokunuyor bu zamların. “Nasıl
olsa Hükümet maaşı veriyor” diye düşünenler, o maaşların verilemeyeceği günler
çok yakında sanırım. Durum onu gösteriyor… Haberiniz ola…
Bugün
Samsunspor Günü
Passolig diye bir hilkat garibesini
savunanlardan değilim. Stadın en güzel yerlerine kurulup stada sözüm ona kaçak
girişleri önlüyorlar. “Bu stat bizim” der gibi kuruluyorlar. Takımların
kasalarını koruduklarını da öne sürüyorlar. Peki, bu sistem çıktı çıkalı
Samsunspor’un karı mı var zararı mı? Sistem çıktı çıkalı Samsunspor taraftarı
rakip takım üzerinde baskı uygulayıp takımını rahatlatıyor mu? Sanmıyorum.
Olsun varsın, sistemi Fenerbahçe,
Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon sananlar düşünsün. Boş tribünlere oynayıp
bütçeleri açık verdiğinde görüşürüz onlarla da…. Bütünşehir zırvasının
işlemediği gibi bu passolig de işlemeyecek. Bundan da vaz geçilecek. Bütün bu
olumsuzluklara rağmen Samsunspor’un taraftarına düşen göre bugünkü karşılaşmaya
gitmektir. Tribüne giremezse bile stadın önünde televizyondan izleyip takımına
sahip çıkmaktır…
(…)
/İsmail
BAŞARAN
20 Eylül 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder