Sinop, yıllardır Samsunluların kafa
dinlemek için sık sık kaçtığı bir komşu ilimiz olarak bilinirdi. Özellikle de Karadeniz’in hırçın ve can alan
dalgalarından kaçan Samsunluların hafta sonların da denizden korkusuzca
faydalanabilmek için tercih ettikleri bir yerdi. Tanrı’nın cömertçe sunduğu
coğrafi konumu ve sahip olduğu doğal liman yapısı ile Karadeniz’in en hırçın
günlerinde dahi, korkusuzca denize girilebilen bir cennettir Sinop.
Sinop’ta sanayi yoktur. Sinop’u
yıllarca iyi kötü orada ki Şişe ve Cam Fabrikası ayakta tutmuştu. Onun da
kapanması ile Sinop, ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayan bir kent haline
gelmişti. Ancak yukarıda özellikle altını çizdiğim coğrafi özellikleri ile yaz
aylarında, çoğunluğunu Samsunluların oluşturduğu yerli turistler tarafından
tanınırdı.
Bu doğal güzelliği zaman zaman kitap ve
dergilerle yazılı ve görsel basında yer alsa da, Sinop’a ulaşımın zor olması
nedeniyle turizm açısından çok fazla tercih edilen bir yer değildi. Kabul etmek
gerekirse, mevcut iktidarın on iki yılda yaptığı belki de en yararlı iş olan,
“Duble yollardan” Sinop’ta payını aldı. Samsun Sinop yolunun tünel ve deniz
dolgusu ile yapılan duble yollarla kısalması ve can sıkıcı virajlardan
kurtulması ile Sinop’un turizmden aldığı pay ciddi boyutta artmaya başlamıştır.
Küresel ısınma ile Ege ve Akdeniz
Bölgelerinin önemli tatil beldelerinde ki nüfus yoğunluğunun aşırı artması ile
o bölgelerde ki çirkin yapılaşma ve doğanın hızla taş yığınlarına dönmesi
sonucu, turizmciler gözlerini Karadeniz Bölgesine çevirmeye başlamıştır. Zaten
yıllardır henüz yeterli seviyede olmasa da, Doğu Karadeniz Bölgesi sahip olduğu
yaylalar ve Sumela Manastırı ile turist çekmeye başlamıştı. Ancak Doğu
Karadeniz Bölgesi’nin deniz turizmi açısından şansı yoktu. İşte oralarda
olmayan deniz turizmi şansını Sinop yakalamış, daha doğrusu Sinop’u yöneten
kent iradesi bunu görmüş ve gereğini yapmaya başlamıştır.
Kent yönetimi ile birlikte Sinoplular
da bu gerçeği görmüş ve Sinop’a gelenlerin mutlu dönmesini sağlayacak işleri
yapmayı başarmışlardır. Sinop halkının gelen konuklara olan tavırları ve
yaklaşımları, son derece sevecen ve yardımsever bir konumda. Caddeler tertemiz.
Her tarafta çöp kutuları var ama Samsun’da ki gibi laf olsun diye konmamış,
insanlar en ufak çöpünü dahi yerlere değil bunlara atıyor. Yerlerde sigara
izmariti ve çöp görmek mümkün değil.
İnsanlar çağdaş giyimli, Samsun’da ki
gibi son dönemin yaygınlaşan giyimleri, henüz Sinopluları etkilememiş. Deniz
kıyıları yapılaşmadan korunmuş, sahilde çok sayıda kafe ve çay bahçesi var.
Önlerinde ki kumsala ise, denize girenler için şemsiye ve şerlonglar serpiştirilmiş.
Sahil bandında bir Aşıklar Caddesi var. Bu cadde halkın tur attığı ve aradığı
her şeyi bulabileceği gece gündüz canlı bir cadde. Ön tarafı yukarıda
anlattığım güzellikte, halka açık ama orada kimsenin aklına denize taş
doldurayım da, iki yönlü araçlar gezip seyir keyif yapsın gibi bir garabeti
yaratmamış. Hemen arkasından geçen Aşıklar Caddesi’nin bu görevi yaptığını göz
ardı ederek böyle bir yanlışa kalkışmamış.
Aşıklar Caddesin de gezerken, insan
kendini henüz bugünkü kadar yoğunlaşmamış eski dönemlerin Marmaris veya Bodrum
Caddelerinde sanıyor. Bu cadde de çok kaliteli lokantalar, barlar, dondurmacı
ve pizzacılar, Sütaş gibi marka pastaneler, içerisinde yöresel hediyelikler
satılan küçük parklar, çocuk oyun parkları bulunuyor. Sinop Yelken Kulübü de bu
güzel sahilde kendisine yer bulmuş. Bütün sahiİ kumsal ve halka açık.
“Yenge’nin”, “Hala’nın”, “Teyze’nin Yeri” Gibi
isimlerle açılmış Mantıcılar var. Emin olun, buralarda yiyeceğiniz çok farklı
sunumlarda ki “Mantıyı” başka hiçbir yerde yememişsinizdir. Kentin diğer
sahilinde ise, deniz üzerinde yüzen balık lokantaları Sinop’un diğer güzel
yüzünü gösteriyor.
Otel sayısı da artmış ama gözüken o
ki, artık özellikle sahilde ki bu oteller Sinop’a yetmeyecek. On gün önceden aradığımız
halde hiçbir otelde yer bulamadık. Sorduğumuz tarihte hemen her otelden
aldığımız cevap, “01 Eylül’e kadar yerimiz yok” oldu. Ancak bir arkadaşımın
özel dostu ve çabası ile yer ayırtabildik. Kaldığımız Otel sahilde ve çok güzel
planlanmıştı. Önünde ki kumsalda denize girme olanağı var. Hemen önünde ki
zemin kısmında kafeteryası ve denizi seyrederek yemek yeme şansı veren
lokantası ile tam bir tatil oteli. Buna benzer, hatta daha güzel oteller
mevcut.
Özet olarak söylemek gerekirse,
kısalan ve kolaylaşan ulaşımı ile Sinop Samsunluların yeni cazibe merkezi
olmuş. Eğer Sinop’u İstanbul’a bağlayacak sahil yolu yapılırsa, Sinop’ta kısa
sürede Marmaris ve Bodrum gibi bir turizm cenneti olur.
Güzel bir hafta dileğiyle..
/Sadi
SUBAŞI
8 Eylül 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder