Bu kent bizim ve bu kentte güzel
şeyler de oluyor. Ülkenin iç karartan hatta bir bölgesine göz attığınızda
yürekler parçalayan gündeminden uzaklaşıp bu kentin güzelliklerine dalmak
istiyorum bir süre. Belki bir iki gün de biter belki de bir hafta boyunca.
Bir kısım siyasetçilerimiz ve meslek
temsilcilerimiz turizm kenti olmak, ülkenin ve hatta dünyanın ilk on kenti
arasına girmek, altı milyar dolar ihracat yapmak gibi hayal projelerin peşinde
koşarken; birileri sessiz sedasız ikinci devlet üniversitesinin yolunu açıyor.
İşini yapan bürokratlar kente çok dikkatleri çekmeyen ama son derece güzel
eserler kazandırıyor. İş güç sahibi eğitimli genç insanlar biraraya geliyor
kimileri kitap kulübü kuruyor kimileri düşünce birliktelikleri oluşturuyor.
Belediyeler kent tarihi, kültürü, sosyal ve ekonomik hayatıyla ilgili ciddi
bilimsel toplantılar düzenliyor, tebliğleri, makaleleri, araştırmaları basılı
hale getirip meraklısının istifadesine sunuyor. Kent tarihi, kültürü, sosyal ve
ekonomik yapısı sağlıklı ve ilmi verilerle ortaya konuyor.
Ciddi araştırmacılar genç sanatçılar
var bu kentte. Ne ustalara hak ettikleri saygıyı gösteriyor ne de geleceğin
ustası olmaya aday genç kabiliyetlere bir sevgi nazarı atıyoruz. Ne ustaların
meyvesini deriyoruz ne de genç fidanların toprağına bir damla su taşıyoruz.
Bu birkaç gün ya da bu bir haftada
bunları yazacağım, yazmaya, kalemimin kudreti elverdiğince sizlere aktarmaya
çalışacağım. Konuya da Canik Belediye Başkanı Osman Genç’in verdiği ve beni çok
heyecanlandıran bir haberle gireceğim.
Geçen hafta sonunda Canik Belediye
Başkanı Sayın Osman Genç başkanlıktaki üçüncü döneminin ilk altı ayıyla ilgili
bilgi aktarmak amacıyla basın mensuplarıyla biraraya geldi. Canik’in geleceği
ve Canik Belediyesi’nin çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi, Canik’in geleceği
ile ilgili projeleri ve hayallerini aktardı. Hepsi güzeldi ama birisi vardı ki
o çok çok güzeldi ve o sadece Canik’i değil tüm Samsun’u ilgilendiriyordu:
İkinci bir devlet üniversitesi.
Sayın Genç’in verdiği bilgiye göre
Canik Belediyesi, ikinci bir devlet üniversitesi kurulması için 160 dönümlük
bir arsa üretmiş, bu arsanın beş binlik ve binlik imar planlarını yapmış,
planlar bir süreden beri Büyükşehir Belediyesi’nde onay için bekliyormuş.
Planlar onaylanır onaylanmaz Canik Belediyesi bu alanı Ondokuzmayıs
Üniversitesi’ne devredecekmiş. Bunun için gerekli protokoller imzalanmış ve
hatta ikinci üniversite için YÖK’e başvuru da yapılmış. Bundan sonraki adımlar
için Büyükşehir Belediye Meclisi’nin beş binlik ve binlik planları görüşüp
onaylaması bekleniyormuş. Anlamadığın bu onay için ne beklenir ya da niye bir
an önce bu konu gündeme alınıp onay çıkarılmaz ve yola devam edilmez? İkinci
bir devlet üniversitesi fikri mi yanlış yoksa Canik Belediyesi’nin yaptığı
planlarda mı bir sorun var? Ya da parti içi çekişmeler mi etkili?
Sanayileşme fırsatını kaçıran kent
eğer hala ayaktaysa; bunu üç kuruma, askeriye, OMÜ ve polis okuluna, onların bu
kentin ekonomisine yaptıkları ciddi katkılara borçludur. Bu kente yapılacak en
büyük iyilik, gerçek anlamda bir bacasız fabrika olan ikinci devlet
üniversitesinin bir an önce kurulmasını sağlamaktır. Yoksa hayal projeler ve
popülist söylemlerle zamanı ve umutları boşa harcamak değildir.
/Osman
KARA
29.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder