Terme/Kozluk’ta daha önce kurulan OMV
Santralından sonra Tim Avrasya Ltd. Şirketi tarafından Terme/Akçay mevkiinde
“Umut Üretim Santrali İskelesi Derin Deniz Deşarjı ve Kül/Alçı Taşı Depolama
Alanları” projesi ile ilgili bir yatırım yapılacağının duyulması üzerine
Terme’deki sivil toplum örgütleri ve halk, kömürlü termik santrallere karşı
büyük bir tepki göstermeye başladı.
Kurulması halinde saatte 225 ton,
günde 5.400 ton, yılda 1.620.000 ton kömür yakacak olan termik santral
bacasından çıkan kül dumanının içerisindeki zehirli gazlar, asit yağmurları
şeklinde verimli tarım ürünlerimizin, temiz ırmak ve denizimizin üzerine
yağacaktır.
Yağan asitli yağmurlarla toprağımızı
çoraklaştıracak; fındık, çeltik gibi en kıymetli tarım ürünlerimizin kalite ve
rekoltesini olumsuz yönde etkileyecek, en önemlisi de havada oluşacak kül
dumanından dolayı insan ve hayvan sağlığına korkunç zararlar vererek turizm
alanı olarak düşünülen yeşil ve temiz Terme ve bölgeyi yaşanmaz hale getirecek
olan termik santrallere karşı Terme’deki sivil toplum örgütleri büyük bir
bilinç ve duyarlılık içinde oldular.
Terme’de 41 sivil toplum kuruluşuyla
birlikte tüm siyasi partiler bir araya gelerek “İnsan ve çevre sağlığı”
merkezli, siyaset üstü bir güç ve inisiyatif oluşturmak amacıyla Terme Çevre
Platformu (TERÇEP)’nu kurdular.
Terme’de her siyasi görüşten insanlar,
partiler, dernekler, resmi ve sivil kuruluşlar belki de tarihinde ilk defa aynı
amaçla, Terme’nin ortak menfaati için bir araya geldi. Bu birlik, çok anlamlı,
hayırlı ve memnuniyet verici bir gelişmedir. Bunun verdiği güç, heyecan ve
moralle çok daha verimli, nitelikli, hayırlı ortak işler yapılabilir. Bu, bir
ilk adımdır. İlk adımlar zordur, çilelidir. Ama Terme Çevre Platformu (TERÇEP),
bunları başarabilecek güç, samimiyet ve kararlılık içinde görünüyor.
Terme Çevre Platformu; ilk olarak
insan ve çevreye büyük zararlar verecek kömürlü termik santrallere ‘hayır’
demek, halkı bilinçlendirmek, bu husustaki kararlılıklarını göstermek amacıyla
15 Eylül 2014 Pazartesi günü Terme Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın bildirisi
toplantısını başarıyla gerçekleştirdi. Basın bildirisini hazırlayıp okuyan
TERÇEP başta olmak üzere bütün siyasi parti temsilcileri, memur sendikaları,
Terme Belediyesi, Muhtarlar Derneğinden çevre ve gençlik örgütlerine kadar
bütün sivil toplum örgütleri yaptıkları kısa ve heyecanlı konuşmalarında: “Biz, yasal çerçeve içerisinde barışçıl bir
şekilde bunun sakıncalarını anlatarak, bunun buraya olmaması için her şeyi
yapacağız. Bunun için sizlere buradan söz veriyoruz. Böyle bir şey olursa biz
burada yaşayamayız ve bu tür santrallerin devamı gelir. Samsun’un her tarafı
santral olur.” diyerek zararlı termik santraller konusundaki kararlılık ve
hassasiyetlerini ifade ettiler.
Çevremizi, denizimizi, toprağımızı,
suyumuzu, organik ürünlerimizi, insanımızı zehirleyecek, buraları yaşanmaz hale
getirecek bu kömürlü santrallere karşı daha bilinçli olmak gerek. Sorumluluk
almayanlar, sorunun parçası olmaya mahkûmdurlar.
Terme’yi, Ünye, Çarşamba, Samsun, Ordu
ve Karadeniz’i memleketi kabul edenler; buralarda yaşamak isteyenler,
çocuğunun, torunlarının, yeni nesillerin geleceğini, sağlığını dert edinenler;
burada yaşayan insanları, hayvanları, bitkileri düşünenler, insan ve çevre
bilinci olanlar; gelişmiş ülkelerde rastlanmayan kömürle çalışacak santrallere
karşı çıkmalıdır.
“Birincisini kaçırdık” diye bundan
sonrakilere de ‘eyvallah’ denmemeli. Bu meselede politik bir tavır sergilemeden
Terme ve bölgemizde düşünülen zararlı, tehlikeli santraller hususunda herkes
elinden gelen çabayı göstermeli.
Bu çok hassas ve önemli meselede
verdiği mücadeleden dolayı Terme Çevre Platformu’nu, bu konuda hassas davranan
sivil toplum örgütlerini; meydana gelerek çevre hareketine destek veren,
konuşan, bu çok önemli meseleyi haber ve yazı konusu yapan, pankart taşıyan,
imza ve slogan atan, etrafını bilinçlendiren, kamu menfaatini şahsi
çıkarlarının üstünde tutan herkesi yürekten tebrik ediyorum.
İnşallah halkımızın daha çok katılımı
ve desteğiyle, ilgili ve yetkililerin göstereceği hassasiyetle bu büyük beladan
kurtuluruz. En azından Hz. İbrahim’i yakan Nemrut’un ateşini söndürmek için bir
damla su taşıyan serçe misali, tarafımızı belli etmiş olur, vazifemizi yapmanın
vicdani rahatlığını yaşarız. Böyle bir şuurla hareket eden serçelere selam
olsun!
/Ahmet
SEZGİN
22.9.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder