4 Mart 2014 Salı

Küresel Isınma Ve Su

Bundan önceki  iki yazımda küresel ısınma ile ilgili bilgiler vermiş ve bunun etkileri üzerinde durmuştum. Siyasetin toz duman olduğu ortamda çok daha önemli hususun, Türkiye'nin içinde bulunduğu kuraklık ve su sorunu olduğunu açıkça belirtmek isterim. Esas olarak bakıldığı zaman dünyada çok güzel işleyen ve düzenli bir su döngüsünün olduğu gerçektir. Sorun ise, bu döngünün rejimindeki bozukluk ile yağışların istenilen zamanlarda olmaması ve ısınmanın kuzeye doğru kaymasıdır. Dünyada toplam su miktarı 1386 milyon km³ olup, bu miktarın x'si tuzlu su olarak denizlerde, ancak % 3-3,5 tatlı sudur. Bütün tatlı su kaynaklarının % 68'i buzulların içinde hapsedilmiş bulunmaktadır. Tatlı su kaynaklarından nehirler, göller gibi yüzeysel su kaynakları % 1 dolayındadır. Yeryüzündeki suyun çok az kısmı % 0,3 kullanılabilir ve içilebilir suyu meydana getirmektedir. Bu kaynaklar; 1. İçme suyu olarak, 2. Hayvanlar ve doğal hayat hayattaki bitkiler tarafından, 3. Tarımsal sulama, 4. Enerji ve sanayi su ihtiyacı, 5. Ticaret, turizm balıkçılıkta kullanılmaktadır.

Türkiye'deki su kaynakları ve bunların durumunu inceleyecek olur isek; ülkemizde tatlı su kaynakları olarak 26 nehir havzası bulunmaktadır. Ortalama olarak bu havzalardaki su miktarı ise, 186 milyon m³ olup, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.700 m³ tür. İçinde bulunduğumuz ortama ve çevremizdeki ülkelere göre bir miktar iyi olarak görülebilen bu miktarın çok da iyi olmadığı ortaya çıkmaktadır. Su zengini olan ülkelerde bu miktar 8.000-10.000 m³ , orta derecede zengin su kaynaklarına sahip olanlarda ise 4.000 m³ ve en azı ise, 2.000 m³ tür. Su kaynaklarımız artmayacağına, hatta küresel ısınma ile azalacağına göre, hızla artan nüfusumuz göz önüne alındığı zaman, Türkiye'nin kısa bir zaman içinde, su fakiri olan ve kişi başına 1.000 m³ olan ülkeler safına katılacağı açıktır. Şu anda bile kişi başına 1.700 m³ ile hiç de iç açıcı durumda olmadığımız açıktır.

Ülkemizdeki 26 havzadaki suyun ancak % 30'undan istifade etmekteyiz. Bu miktarı fazlalaştırmak için ciddi yatırımlar gerekmektedir. Bu suyun; 1. % 75'i tarımsal sulamada, 2. % 15 içme suyu ve evlerde kullanmak üzere, 3. % 10'u ise endüstriyel amaçlarda kullanılmaktadır. Ülkemizde 12 km³ yer altı suyu bulunmaktadır. Yalnız, vahşi sulama ile bunun giderek azaldığını ve Anadolu'daki birçok gölün yok olduğunu ve birçoklarının da can çekişmekte olduğu açıktır. Gelişmiş ülkelerde suyun, tarımsal sulamada % 30, endüstriyel olarak % 59, evsel kullanımı ise % 11 dir. Gelişmiş ülkelerdeki tarımsal sulamada kullanılan suyun azlığı ise, sulamada ileri teknikleri kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Bu husus üzerinde, küresel ısınma ve tarım adlı yazımda duracağım. Ülkemizdeki kullanılabilir amaçlı olan 433 milyon kwh hidrolik potansiyelin ancak 216 milyon kwh'ından faydalanılabilmektedir. Ülkemizdeki su ve bunun kullanımı üzerinde daha çok şeyler yazabiliriz ve konuşabiliriz. Fakat, bunların çoğu teknik konular olup bir makalenin hacmi içinde ancak özetle bu kadar durabiliriz.

Yukarıda verdiğimiz rakamlara göre şapkamızı önümüze koyarak düşünmemiz gerekir. Bilim için imkânsız diye bir şey yoktur. Yalnız, ciddi tedbirlerle işin üzerine gidilmelidir. Şu açıktır ki, bu verdiğim su ile ilgili rakamlar hiç de gizli olmayan ve öteden bu yana bilinen hususlardır. Özellikle, küresel ısınma ile, dünya üzerindeki iklim kuşaklarının kuzey doğru kayışı, bunu ortaya koymaktadır. Bunun yanında dünyanın tatlı su kaynağı olarak sigortası durumunda olan kuzey ve güneydeki buzulların erimesi ve bunların denizlere karışması; dünyanın kullanılabilir tatlı su miktarını önemli ölçüde azaltacaktır. Bu bakımdan birçok yazarın, su savaşlarıyla ilgili olarak ortaya koydukları varsayımların bir gün gerçekleşeceğinin belirtileridir. Bütün bunlar popülizm değildir. 2014 yılını susuzlukla nasıl geçireceğimizi, yetkililer bile açıklayamamaktadır. Bu yılki kuraklık birden ortaya çıkmış bir durum da değildir. Yıllar öncesinden geliyorum diye bize işaretler vermiştir. Yalnız, yetkililer bunu ciddiye almamışlardır. Ülkemizdeki seçim atmosferi içinde, yazdıklarım birçoklarının dikkatini bile çekmeyecektir. Yalnız, kürsüden atılan nutuklar su ihtiyacımızı karşılamayacaktır. Saygılarımla.

/Osman ECEVİT
04.03.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder