Maçın önemi ortada... Zirve yolunda 6 puan
değerinde... Öne geçmişsin, bir kişi de eksik bırakmışsın... İki farka ulaşmak
için pozisyonlarda yakalamışsın... Atacaksın arkadaş... Başka yolu yok! Ha,
atamadın, korumasını bileceksin... Oyunu soğutacak, rakibe eksikliğini ve de
geride olduğunu hissettirecek, psikolojik olarak ezeceksin... Bunu başaramaz
isen sıkıntıyı boğazına kadar aldın demektir... Altın tepside sunulan üç puanı
elinin tersiyle itip 'bana bir puan yeter' diyorsan sözün bittiği yerdeyiz
demektir...
Bir acayip ligin takipçileriyiz... Her hafta olduğu
gibi alınan sonuçlar şaşırtmaya devam ediyor... Hiç bir maçın sonuç tahmini
yapılamıyor... Bundan en çok muzdarip olanlar ise sanırım iddaacılardır...
Başlama vuruşuyla birlikte rakibin baskısına maruz
kalan Samsunspor, hücum bölgesine çıkmayı düşünemezken taraftarlarını da endişe
havuzu içerisinde tuttu... Balıkesirspor kanatlardan gerçekleştirdiği ataklarla
gol aradı... Soner'in jenereklik kurtarışları, savunmanın yerinde müdahaleleri
sonucu gole geçit verilmedi... Adiloviç topu direğe nişanladığında maçın üçte
biri geride kalmıştı... Orta sahayı ele geçirip ataklarını sıklaştıran Samsunspor,
önce oyunda dengeyi sağladı, sonrasında da Musa Aydın'nın düşürülmesi sonucu
kazandığı penaltı golüyle skor üstünlüğünü ele geçirmesini bildi... Penaltıya
sebep olan İsmail Dinler'in son adam oluşu nedeniyle gördüğü kırmızı kart için
yaptığı sürekli isyanı haklı bulmak mümkün değil... Cesaretinden ötürü hakemi
taktir etmemek ayıp olur... Tüm olumsuz baskılara rağmen iyi yönetim gösterdi
Deniz Çoban...
Lalavele'nin beraberlik golü öncesinde de
sonrasında da Adiloviç'in yakaladığı pozisyonları değerlendirememesi
talihsizlikti... Kaleci Faruk kurtarışlarıyla öne çıkarken, ev sahibi ekip
yürüyerek gittiği rakip kalede öne geçen golü attı... Samsunspor'un ikinci kez
öne geçmesini umut ederken geriye düşüşüne hayret ettik... Kabul edilecek, boyun
eğilecek bir skor değildi... Savunmasını öne çıkaran ve rakibin üzerine
çullanan Samsunspor eşitliği yakaladığında son dakikaydı... Kazanılan bir puana
mı sevinelim? Kaybedilen iki puana mı üzülelim? İki gol atmasına karşın çok
daha fazlasını kaçıran Adiloviç'i yerelim mi, övelim mi? Varın gerisine siz
karar verin...
/Resul AKÇAY
03 Mart 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder