6 Mart 2014 Perşembe

Küresel Isınma Ve Tarım

Küresel ısınmanın tetiklediği ve özel olarak da ülkemizde ortaya çıkan kuraklık; hidrolik enerji elde edilmesinde, büyük metropollerin su ihtiyaçlarının karşılanmasında, tarımsal sulamada çok büyük problemleri ortaya koyacağı gerçektir. Bunun yanında kuru tarım uygulamalarının yapıldığı bölgelerimizde, özellikle de hububat üretiminde büyük düşmeleri ortaya koyacaktır. Türkiye, bu problemler üzerinde durmamakta ve tedbirlerini almamaktadır. Kuraklıkla karşı karşıya kalınca, halkımıza yağmur yağmadı, durum budur mu diyeceğiz? Daha önceki yıllarda olduğu gibi, tarımsal ürünlerde de ithalatçı durumdaki ülke konumumuzu devam mı ettireceğiz?  Bu bizim kaderimiz olmamalıdır. Bu konuyu devamlı yazdım ve yazmaya da devam edeceğim."Et-tekrarü ahsen velev kane yüz seksen" sözünde olduğu gibi, eğer yüz seksen defa tekrar etmek yerine, yüz seksen değil iki yüz seksen defa tekrar edeceğim. Çünkü, şuna bütün kalbimle inanıyorum ki, Türkiye'nin kurtuluşu geçmişte tarımdan geçmiş, gelecekte de, tarımdan geçecektir. Çünkü, tarım üretim bakımından dışarıya en az bağlı olan sektördür ve üretim bizim kendi alın terimizin, toprağın eseri olduğu bilinmelidir.

Bir önceki yazımda verdiğim, özellikle tarımsal sulamanın Türkiye'de kullanılabilir suyun % 75'i olmasına karşılık; gelişmiş ülkelerde bu niçin % 30 düzeyindedir. Bu husus tarımda sulama teknikleri bakımından uygulanan farlılıktan ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde, özellikle çiftçilerimiz arasında yaygın olan kanı, ne kadar su verir isen o kadar fazla verim alırsın anlayışı değiştirilmelidir. Fazla ürün elde etmek için yeteri kadar su ve gübre esas olmalıdır. Bunun için de ülkemizdeki vahşi sulama sistemlerinden, salma ve yağmurlama sulama sistemlerinden hemen vazgeçilmelidir. Damlama sulama sistemi ile, sulamada kullanılan sudan % 50-70 oranında tasarruf sağlandığı gibi, salma sulamaya oranla yüksek verim artışı ortaya çıktığı gibi, en az % 50 oranında enerji tasarrufu da meydana gelmektedir. Bunun yanında hasatlık ve zararlılardan olan verim kayıpları da en düşük düzeyde olmaktadır. Ayrıca, kullanılan gübre miktarında da düşmeler meydana gelmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda şu açık olarak ortaya çıkmıştır ki, salma sulamaya nazaran damlama sulamada % 70'lere varan su tasarrufu sağlandığı gibi, damlama sulamada gübre kullanımında da % 60-70 oranında tasarruf sağlanabilmektedir. Damlama sulama sistemleri çok pahalı olmayıp, hemen her ilde yapılabilmekte olup, bu sulama sisteminde devlet desteği vardır. Özellikle, ülkemizdeki kırsal kesimdeki bazı yerlerde bunun kullanılır hale gelmesi, beni sevindirmektedir. Geçen yıl gittiğim bir ildeki meyve bahçesini ziyaretim sırasında, bahçe sahibi çiftçi bana damlama sulamayı öyle bir anlattı ki, sormayınız. Ben onun konuşmasını sevinçle karşıladım ve gurur duydum. Daha sonra benim Ziraat Profesörü olduğum söylenince de; "Kusura bakmayınız, tereciye tere satmışım" dedi. Ben ise bunun önemli olmadığını, konuşmasından dolayı memnun olduğumu söyledim. Sonuç olarak şu şekilde bir özet yapabilirim. Öncelikle, sulu tarımın yapıldığı yerlerde, buna uygun olarak damlama sulama ve yine buna uygun olacak şekilde gübreleme ile tarımsal mücadele yöntemleri çiftçiye götürülmeli ve uygulanmalıdır. Sulamanın uygulanmadığı, Anadolu'da; küresel ısınmanın ortaya koyduğu iklim değişikliklerinden etkilenmeyecek tarım sistemleri, gübreleme, mücadele ve ıslah çalışmaları yapılmalıdır. Vakit geçmeden tedbirlerin alınması dileklerimle saygılarımı sunarım.

/Osman ECEVİT
06.03.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder