Ligin boyu kısaldıkça puan cetvelinteki grafik
şekilleniyor... Hatta fululuktan çıkıp netleşmeye başladı bile... Zirvedeki iki
takımın maç kazanma inatları sürdükçe arkalarından gelen dört takımın o
koltuklarda oturma hayalleri azalıyor, hevesleri yavaş yavaş kaçıyor... Manisa
takımının da ilk 6 mücadelesinde havlu atması aşağıdan gelebilecek baskının yok
olması, play-ofçuları her geçen hafta rahatlatıyor...
Seçim telaşından mı? Mesai saatine denk geldiğinden
mi? yoksa havanın azizliğinden midir? Anlayamadığım bir sebepten olsa gerek,
tribünler geçmiş maçlara oranla bir hayli boştu... Taraftar da artık ligin
bitmesini ve yükselme maçlarını bekleme içerisine girmiş gibi geldi bana...
Maça ısırgan başlayan Samsunspor, Urfa'nın biletini
eline erken verdi... 23. dakika dolduğunda skor avantajını eline almıştı bile...
Arif'in adres teslimi gönderisiyle buluşan Taha'nın şık kafa vuruşunda kaleci
Fevzi uzanmasına rağmen topa kısa kaldı... Akabinde Fevzi'nin ikramı geldi,
büyük hatayı Ekigho affetmedi ve farkı ikiye çıkardı...
Arif'in ilkonbirde başlaması takımın hücum
aktivitesini artırdığı bir gerçek... Bir maestro gibi orta alanda takımını
yönetti, ders niteliği taşıyan üçüncü golün oluşumuna imzasını koydu... Bu
golde Adiloviç'in son vuruş ustalığına şapka çıkartmak gerek... Musa Sinan'ın
haftalar sonra formasıyla buluşması sevindirici bir gelişme... Basit savunma
hataları yapmasalar bile Urfaspor'un Samsunspor karşısında varlık göstermesi
beklenilemezdi, öyle de oldu... Yabancılmarı başta olmak üzere etkisizlerdi... Futbolları
vasatın üstüne çıkamadı... Maça erken havlu atınca, dirençleri kırıldı,
demorolize oldular, mücadeleleri sadece farkın daha da artmaması adınaydı... amsunspor
için yutulması ve yenmesi rahat kolay lokma idiler...
15 maçtır yenilmeyen bir Samsunspor izliyoruz... Çok
keyif verici bir durum... İnşallah sezon sonuna kadar sürer... Haftalardır gol
yemeyen Furkan orucunu bozdu... Kurtarışlarıyla gönülleri feth eden genç file
bekçisine teşekkürlerimizi gönderelim...
Biraz da konu dışına çıkayım... Şunu birkez daha
anladım ki, Samsun basınına kimsenin değer verdiği yok! Basına olan saygı
yerlerde sürünüyor... Oysa Cemiyet var, dernek var, TSYD, ASGD var... Hiç
birene danışılmadan, görüşlerine bile başvurulmadan basın tribününün kapalı
olan bölümüne sünnet operasyonu yapılmış... Belki yer mecburiyeti hasıl
olmuştur, ancak, nasıl olurda bu iş "ben yaptım, oldu" mantığına
sokulur?...
Yerine dokunulmayan simit, çay satan kadar değer
görmeyen basının bu konuya tepkisiz kalmayacağını, söyleyecek bir şeylerin
olabileceğini umuyorum...
/Resul AKÇAY
30 Mart 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder