Bu aslında Samsun'un değil, dünyanın sorunu..
Ama sanırım Türkiye kadar istismar edilen bir ülke daha yoktur.. Türkiye içinde
de Samsun'un hatırı sayılır bir rolü var elbette.. Hele söz konusu basın
sektörü olunca Samsun, oldukça önde gider emsal illerden.. Ama Samsun'da bir
farklılık daha vardır.
Bu mesleğin muhabirliğini bile
başaramayan adam bir bakmışsın medya patronu olmuş.. Bu geçmişte aylık gazete
çıkaranlarla sürdü, sanırım şimdi de internet siteleriyle devam ediyor.. İşini
adam gibi yapana sözümüz yok elbette.. Ama Okan Baş'ın yazdıklarını bugün
manşete taşımamım nedeni yazdığı önemli bir cümledir.. Sitede flaş flaş flaş..
diye çıkan bir haber bir gün sonra bakıyorsun ki; uçmuş gitmiş.. Eee ne oldu..
Haber yayımlandığına göre bir suç
unsuru varsa, o suç işlendi.. O haberde bir mağdur varsa, o kişi de basın
yoluyla ilan edildi.. Bir kişi suçlanıyor ise, o iddiada basında yer almış
oldu, internette kayıtlara girdi.. Peki ne oldu da haber buhar oldu da uçtu.. İşte
aslında olay o noktada ortaya çıkıyor.. Çünkü böyle bir haberin uçması için birilerinin
'onu uçur kaldır demesi lazım'.. Kaldırılınca 'iki tarafta anlaşırsa' sorun
kalmıyor.. Ne yayımcı kaldı, ne de şikayetçi..
Aslında böyle bir yayın
yayınlandığında, adı geçe ya da resmi konulan kişi Savcılığa suç duyurusunda
bulunsa, 'yazı orada kalacak kalkamayacak', ancak mahkeme kararı ile
kaldırılacak da, mesele başka.. İşte Okan Baş arkadaşım bu konuya parmak
basmış.. Anlaşılıyor ki, bir gurup bu işi gerçekten yapan internet sitesi
sahibi ve çalışanları 'faturayı kes, haberi geri çek' olayından muzdarip
olmuşlar, rahatsız etmiş onları..
Ve anladığım kadarıyla da Okan Baş'ın
bazı cümlelerinde biz diye bahsetmesinden de anlıyorum ki; "Bu işi adam
gibi yapan bir kaç kişi ile birlikte hareket ediyor".. Samsun'da internet
sitesinin sayısı 40'ı aşmış durumda.. 100 liraya bile kurabiliyorsun.. Bu kadar
basit..
Kesilen faturaların zaten çoğu vergi
olarak ta devlete dönmüyor.. Okan'ın kendisiyle konuştum, "Bir çoğu ne kdv
öder ne vergi. Patlayınca yeni şirket kurar' diyor.. Yani olay vahim.. Ve ne
yazık ki, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının amirleri, hatta belediye
başkanlarının bu tehdit ve şantajlara boyun eğdiğini de söylüyor Okan...
Şimdi bu işi adam gibi yapan internet
siteleri yok mu.?. Var elbette.. Hepsinin Okan Baş gibi sahip çıkması gerekir
mesleğe.. Yoksa zaten sonuç belli.. 'Bir gün birisi suç duyurusunda bulunur',
şantajın, tehdidin cezası bellidir.. Ama dikkat edelim, kurunun yayında yaş da
yanmasın... O nedenle 'içimizdeki çürükleri temizlemek hepimize düşer'.. Zaten
internet gazeteciliği yasası da kapıda…. Ağır cezalar, yaptırımlar geliyor.. Ancak
şu an için Gazeteci Okan Baş'ın yaptığı bu suç duyurusu... Hayırlı bir iştir..
/A.Yener
CABBAR
18 Temmuz 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder